Tükendi
Gelince Haber VerDeniz oturdukları apartmanın kapısına geldiğinde yürüyemeyecek kadar yorulmuştu. Olanları düşündü; Cem’e bir şey olmamıştı. Ama maç da yarım kalmıştı. Yine de kendini avutacak bir şey buldu. Yenilgiden kurtulmuştu. Rakipleri *yendik* diyemeyecekti. Ama kızların yaptığını unutmayacaktı. Hele o Gülcan’ın... Fakat kendini öyle yorgun hissediyordu ki... Yürümeye gücü kalmamıştı. Sanki sırtında bir başka çocuk vardı da onu taşıyordu.
Kendi kendine:
*Çok koştuğum için herhâlde çok yoruldum,* dedi. Zor yürüyordu. Hiç bu kadar yorulmamıştı. Duvardan destek alarak merdivenleri çıktı. Annesi kapıyı açtı.
*Ne o oğlum, çok yorgun gibisin?*
*Futbol oynadık anne. Çok koştum sanırım.*
*Hemen banyoya geç. Duş al.*
Deniz banyoya yöneldi. Duşa girdi. Duşunu aldı, odasına geçti. Biraz hafiflemiş gibiydi. Yatağa girdi.
*Bu sırtımdaki ağırlık ne böyle?* dedi kendi kendine.
Karşısında beyaz bir gölge belirdi. Korktu. Gözleri kocaman oldu. Beyaz gölgeye hareketsiz baktı. Gölge kendi gibi bir çocuk görünümüne büründü. Çizgi filmlerdeki hayaletlere benziyordu.