Tükendi
Gelince Haber VerAlmanlar içe dönük bir görüntü verseler de, dış dünya ile ilişkilerini hep canlı tutmak istemişlerdir. Ama bunun yöntemi ve araçları hem dışarıda hem de kendi aralarında genellikle tartışma konusu olmuştur. Avrupa`nın merkezinde dokuz ülkeyle çevrelenmiş olan Almanya; bilimde, düşünce/fikir hayatında ve edebiyatta dünyaca ünlü kişiler yetiştirdiği halde, kimbilir belki de asıl bundan dolayı, siyasal gücüyle kültürel varlığını parçalı/sorunlu bir kimlikle sürdürmek zorunda kalmıştır genellikle. Almanya`nın belirli bir coğrafya olmaktan çok, dünyanın gözlemlenebileceği bir yer/konum olarak düşünülmesi de bir Alman beklentisini yansıtır.
Almanya doğrudan ulusal güç yoluyla değil, bir tür kurumsallaşmış güç olanağı veren Avrupa Birliği yoluyla Avrupa`da ve dünyada siyasetine meşru zemin yaratarak varlık göstermeyi yeğlemektedir. Bu bakımdan Avrupa Birliği bu meşruiyet sağlayıcı etkisiyle Almanya için, denetleyici rolüyle de diğer Avrupa ülkeleri için vazgeçilmez bir oluşumdur. Aynı zamanda bir güvenlik unsurudur.
Bu arada sadece Almanya`da üç milyonu bulan nüfuslarıyla Türkler, giderek Alman ve Avrupa ekonomisi için önemli bir unsur haline gelmektedir. Bu gerçekliğin farkında olarak gerekli önlemleri almak, her iki tarafın da yararına olacaktır. Kitapta bu konuların çok boyutlu biçimde, ama kendi sınırlılığı korunarak, sorgulanıp çözümlenmesine çalışılmaktadır.