Tükendi
Gelince Haber VerDâvûd dedim Dâvûd
geceyi tesbih eden ispinozdan öğrendim
sesindeki nar’ın yarılan felsefesinden
kabuk değil kalb’dir yaradan dökülen
unutkanlık nar gibi ayrılıyor tanelerinden
Azad Ziya Eren, 2000’li yılların öne çıkan şairlerinden. 2009’da Metin Altıok Şiir Ödülü’nü aldı. Şiirleri kısa sürede tutuldu, başka dillere çevrildi. Kendi poetik çizgisini ve okurunu bulmuş bir şairler arasında bugün. Yeni kitabı Dâvûd’un Kuşları ile kendi şiirini derinleştiriyor. Doğulu bir ritim ve Batılı bir tınlama aynı şiirlerde.
*Bugün bir Azad Ziya Eren şiirinden söz edebiliriz, nicel birikimden dolayı değil kuşkusuz. Her ne kadar, bu şiirin, belki de sahiplenmesinden dolayı, Enis Batur şiiriyle poetik bir akrabalık içinde olduğu izlenimi mevcut ise de, aslında müstakil bir şiir söz konusu burada. Azad Ziya’nın, Batur’dan olduğu kadar, Ece Ayhan’dan öğrendiklerinden de söz edilebilir. İlkinden, kuşkusuz estetik olan, ikincisinden de sözdizimi tekniği, örneğin sıfatlandırma özgülleştirilmiş gibi. Batur’un, özellikle Yahya Kemal estetiğine yeni olanaklar kazandırması anlamında. Bakış tarzının oluşumunda ise, Cemal Süreya’dan öğrenilmiş olanın katkısı göz ardı edilemez. Özellikle Beni Öp Sonra Doğur Beni’nin Cemal Süreya’sının daha öznelleştirilmiş hali. Eklektik bileşimden söz etmiyorum. Sözünü ettiğim, *Eren, bu şiiri nasıl kurdu?* gibi bir soru karşısında, onun, neyi kimden öğrenmiş olabileceği olasılığına ilişkin. Eren’in kurduğu şiirin ayırıcı özelliği, estetik olanla ıralıdır."