Benim için sanatsal ölümlülükten kurtuluş demek olan yaz, niye başkalarını soğutur, anlayamam. Yaz gelince canlanırım. Dur durak bilmez yapımla uçarı çocuğuna dönmüşsem de bir eğitim-öğretim döneminin, yazla birlikte daha bir açılır nefesim, tazelenirim. Okuma eylemim ivme kazanır; sanatkar dostlarla telefonlara hapsettiğim görüşmeler yüz yüze olmaya yelken açar. Bakın, bir temmuz günü yüzüme kapatılmıştı mevkute kapısı, ‘en az’ olan -ki bizde rengi solmuş her adım, en yüksek düşünce anlamındadır - bir eylül günü açılıyor yeniden. Yeniden ve dışarıda, birikimlerin has gülleri olarak...Yazı yıl sonu belleyen meslekten oluşumdan mıdır, onda günahların telafisi için yeryüzüne döndürülme masalını yaşarım. Geçen yılın, yılların acısını çıkarmaya bakarım bu hımbıl ve toplum anneden.(Mevsim diyorsam,topu topu iki aydır ve iki ayını ‘geçmiş yıl’ çalmıştır.)