Tükendi
Gelince Haber Ver*Genç insanlar oynamalıdır; hatta zaman bulabilirlerse daha yaşlı olanlar bile oynamalıdır. Hatta biraz daha çok yaşamak isteyen emekli olmuş insanlar bile oynamalıdır. Yaşlarına göre, kuvvetlerine göre her yaş grubu için oyunlar bulmalıyız ki bu sayede tüm insanlar hayatları boyunca oyuncu olsunlar. Tüm yaşamın bir oyun olmalıdır.*
- Osho
Oyun oynamak sadece eğlenmek değil, öğrenmektir de…
Oyunlar sayesinde çocuklar, mantık geliştirme, sözcük dağarcığını genişletme, görsel, işitsel, bedensel, içsel zeka ve becerilerini geliştirme, sosyalleşme gibi pek çok önemli konuda yaşamsal anlamda yardım alır. Çocuklar oyun içinde hem kendilerini, hem etrafındakileri hem de hayatı keşfetme, anlamlandırma ve algılama anlamında deneyim kazanırlar.
Bütün oyunların kuralları vardır ve çocuk bu kuralları ne kadar çabuk öğrenip benimserse, eksik yanlarını geliştirip üstün yanlarını fark ederse; bunları oyunda avantaj haline getirip o kadar çabuk oyuna adapte olacaktır. Tıpkı, yaşamda olduğu gibi…
Benzerlikler bununla da bitmez: Her oyunda uyum ve rekabet iç içedir. Rakip hiç kimse yoksa, kişi kendisiyle yarışır. Böylece kendini ve rakibini gözlemeyi öğrenir. Ve oyunun sonunda arkadaşlarıyla bir arada olmanın ve hep birlikte bir deneyim yaşamanın verdiği doyumu yaşar. Tıpkı gerçek hayatta da kazanan ya da kaybedenin olmadığı ve herşeyin bir deneyimden ibaret olduğu gibi… Oyun, yenilmek ya da yenmenin öneminden çok, tüm benliğimizle oyuna katılmanın ve kendimizi hiç sakınmadan oyuna vermenin yarattığı mutluluğu bize tattırır. Zaten tam da bu yüzdendir ki, oyuna doyulmaz, tıpkı hayata doyulmadığı gibi…
En kolay gelişimin oyunla sağlandığı düşünürsek oyunu sadece çocuklukla sınırlamamak çok daha doğru olur. Ancak çocukluğunda oyun oynamış ve bunun keyfine varmış birinin, ileriki yaşlarında da öğrenmeyle eğlenceyi bir arada uyumlu bir şekilde götüreceğinden yana hiç bir şüphemiz yok.
Kartlarda yer alan oyunların hemen hepsi, oyuncaktan bağımsız (kalem, kağıt, taş top gibi) basit bir objelerle oynanabiliyor… Üstelik çoğu evrensel, hemen her kültürde var olan oyunlar… Onlar bizden çok önceleri de vardılar ve var olmaya devam etmelerini istediğimiz oyunlar… Bu yüzdendir ki, onları oyunlaştırdık. Yani oyunun oyununu yaptık. Nasıl mı?
Çoklu zeka kuramına göre; herkesin farklı türden (zeka) becerileri ve güçleri vardır ve bu alanlar sürekli gelişime açık durumdadırlar. Kartlardaki oyunların zeka özelliklerine bakarak, hangi türden oyunlardan zevk aldığınızı, hangi zeka alanlarının sizde ne oranda gelişmiş olduğunu ya da ne denli gelişmeye açık olduğunu da keşfedebilirsiniz. Bu keşifler hem hayatınızı hem de öğrenme şeklinizi kolaylaştıracak.
Örneğin baskın olan zeka alanlarımızı fark ederek, buna göre kendinize uygun öğrenim teknikleri geliştirebilirsiniz. beden zekası yüksek oyunlardan hoşlanıyorsak, öğrenmeyi daha zevkli hale getirmek için hareket halindeyken çalışabiliriz. Aynı şekilde, müziksel zekası yüksek olan oyunlardan hoşlanıyorsak, çalışırken ya da yeni bir şey öğrenirken müzik dinlemeyi veya kendi kendimize bir şeyler mırıldanıp, ellerimiz ve ayaklarımızla ritm tutmayı deneyebiliriz.
Kısaca bu kartlarla sadece oyun oynamayacaksınız, aynı zamanda bunları da öğreneceksiniz...
Şimdi, gelin bu oyunlar nelermiş, nasıl oynanırmış, ne tür zeka yönlerimizi geliştirilermiş tüm bunları keşfe çıkalım. Bu oyunlardan bilmediklerimizi öğrenelim; bildiklerimizi hatırlayalım. Bu oyunların dünyasına girelim ve gelişmemize nasıl yardımcı olduklarına hep birlikte bakalım. Bir yandan oynarken bir yandan da oyunların bizler için ifade ettiği anlamlar üzerine bir kez daha düşünelim. Hem oynayalım, hem öğrenelim, hem de eğlenelim.
Hepinizin hayatının bir oyun şenliğinde ve çoşkusunda olması dileğiyle...