Tükendi
Gelince Haber VerSİNVAR’IN ASASI
Komutan şehit oldu. Gerçekten yaşayan az sayıdaki insandan biriydi o.
Yakışıklı değildi, şık elbiseleri ve iyi döşenmiş genel kurullarda çekilmiş estetik fotoğrafları yoktu. Ama bir ülke ve özgürlük için savaşacak kadar cesur bir adamdı.
Komutan şehit oldu. Koruma ordularıyla dolaştığı pahalı arabaları yoktu ve kırk kapının ardına saklanılmış steril bir hayat yaşamadı.
Komutan şehit oldu. Siren sesleriyle yerin elli kat altına kaçışan Siyonist farelerin aksine bütün izzet ve ihtişamıyla cephede, en ön safta, sırtında yeleği ve elinde silahıyla savaşarak şehit oldu.
İzzettin Kassam’ın büyük şarkısına şahitlik edememiş gözlerimizin tam önünde destansı bir anlatının izlediğimiz kahramanıydı o. Komutan şehit oldu.
Çeyrek yüzyıl kaldığı işgal hapishanelerinde İbranice öğrenip, başından sonuna Siyonist aklın çalışma mekaniğini çözen, çıktıktan sonra o mekaniğe kan kusturan bir kahramandı.
Toplandığında sayıları milyarları bulan bizim aksimize, ne reel politiği taktı ne küresel dengeleri ciddiye aldı ne de haysiyeti matematiğin konusu kıldı. Komutan şehit oldu.
Sadece izleyicisi olduğumuz bu berbat sahnenin içinde, hayatımızda hiçbir fevkaladelik olmaksızın bilgelik nutukları attığımız bu gösterinin gerçek kahramanı oydu ve sahabe neslinin bugüne taşan harika bir nakaratıydı. Komutan şehit oldu.
Bir parça paslı telle parçalanan koluna yaptığı tamponla savaşmaya devam eden komutan şehit oldu.
Elinde tuttuğu ve son anlarında o ‘yüksek teknoloji ürünü’ drona fırlattığı tahta parçası -Musa’dan kalan o aziz asa- insan ile diğerleri arasındaki savaşa dair en açıklayıcı fotoğrafı gösterdi bizim modern zihinlerimize.
Sinvar’ın asası, zorbalığın karşısında bilgeliğin sembolüydü. Sadece drona atılmadı o asa; güce, paraya ve teknolojiye tapan, ellerinde hesap makineleriyle her şeyi ince eleyip sık dokuyan hepimize atılmış bir tokattı aslında.
Övmek için bile yöneldiğimizde, kelimelerimizle kendimizi hak etmediğimiz bir kareye dâhil ettiğimiz bir berraklık, bir yücelik anıtıydı o. Bizim iki milyara yaklaşan büyük sürümüzün tamamından daha parlak bir alnı vardı. Komutan şehit oldu.
Övülmeye ihtiyacı olmayan adamları övüyoruz burada. Ama -inanarak söylüyorum ki- onların şahitliği, aleyhimize şahitliktir. Kirine pasına bulaşmadan bu dünyadan geçip gitmenin mümkün olduğunu gösteren tertemiz bir hayat yaşadılar. Onların şahitliği buna şahitliktir.