Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim

Cins Aylık Dergi Sayı: 103 - Nisan 2024

Üretici Liste Fiyatı
40,00 TL
30,80 TL
%23 İndirim
Kazancınız
9,20TL
Parapuan: 31
Alışveriş listeme ekle

Tükendi

Gelince Haber Ver
Cins Aylık Dergi Sayı: 103 - Nisan 2024
Türü : Diğer
Kapak : Ciltsiz
Sayfa Sayısı : 66
ISBN : 4440000004572
Basım Yılı : 2024
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Satış Rakamları:13 adet satılmıştır.

KALBİ TAMİR İÇİN BİR AY

Sormuştuk, yine soralım; insanın konusu nedir? Bütün uzaylar ve zamanlarda geçerliliğini koruyan az sayı-daki sorudan biridir bu. Bir işaret sorusu. Cevabı verilmese bile çoğu soru gibi kendinde kıymetli. Kendili-ğinden ‘cevap doğurucu’ bir yönü var. Tüm sorular gibi kıymetli, tüm sorular gibi rahatsız edici. Nedir ko-numuz? Ne olmalıdır? Elimizdeki iş nedir, neye evrilmelidir?
Daima, “yaparken öldüğün takdirde rahatsız olmayacağın işlerle meşgul ol” uyarısını hatırda tutarak baka-lım dünyaya ve onu çevreleyen her şeye. 
Bir Ramazan’dan daha geçtik, geçiyoruz. Bütün güzel sözlerin yanında insana yerini ve yönünü gösteren bir öğretmen o. Samanyolunda Ziyafet’te şair ne de güzel anlatmıştı onu. Onun bir varlık olduğunu sıra-dan insana bile hissettirecek bir açıklıkla faş etmişti üstelik. Belki fazla ama güzel. Biliyoruz, fazla ise asla güzel değildir kendi başına. Bu ilkeyi bile yok sayabilen iklimden söz ediyoruz işte burada.
***
Sorumuz neydi: İnsanın konusu nedir? Olan biten her şeye rağmen. Tarih, biraz olsun umudumuzu dirilti-yor. Biz daha derin sulardan da geçtik aslında. Kayıtlı tarihin tozlu sayfaları nice kötülüklerin kamusallaşıp hükümferma olduğu günleri gösterdi bize. Biz deyip duruyoruz, ait olduğumuz dünyayı işaretleyerek. Evet, biz daha derin sulardan geçmiştik. Varlığımıza ‘yokluk’ dışında bir seçeneğin tanınmadığı devirler-den… Geçtik. Biz. Ait olduğumuz dünya olarak. Burada esas soru ‘ben’ de geçebilir miyim sorusu. İlk ve büyük sorumuzdan geldik buraya: İnsanın konusu nedir? Senin ve benim konum nedir yani?

Ramazan, insanın zihnini ve kalbini yıllık bakıma alması işte. Geçen on bir ayın içinde yavaşça bozulan ayar-larını güncelleme işlemi. Hatırlaması gerekenleri hatırlama, aslında hiç unutmaması gerekirken, aklına bile getirmediklerini yeniden kalbine öğretmeye çalışması.
Dilimiz dışında bir seçeneğimiz de yok. Türkçe dışında irtibatımızı kuvvetlendirecek bir şey yok.
Evet, Ramazan mübarek bir iklim. Buradan geçerken henüz ve hâlâ (bir kez daha) bir Yûnus Divanı oku-mamış olanlara sesleniyoruz; geç kalmayın. Yesevî’nin Hikmetler’i o yıllık güncellemenin olmazsa olmaz durağı, bu vakte kadar hâlâ ona uzanmamış olanlara sesleniyoruz, başlayın! Eşrefoğlu, Müzekki’n-Nüfûs’u ne için yazmıştı, onu hâlâ eline almamış olanlara söylüyoruz; hâlâ vakit var. Artık bu halkanın bir üyesi olan Sezai Karakoç, oruç yazılarında sadece orucu anlatmamıştı; anlayalım.
Bunlar ve bunlara eklenebilecek daha pek çok metin için “okudun mu” sorusunun geçmiş zaman içeren cevabı olamaz. Oldukça uzun ve geniş bir zamanın konusudur bunlar ve cevabı sadece “okuyorum”dur. Çünkü okuyarak bitmez.
İnsanın konusu nedir, sorusunun cevabını bulmak için…
***
Dünya, gürültülü bir gayya kuyusu. Sözün bile kıymetini yitirdiği yer. Sistemli bir şekilde bebeklerin öldü-rülmesini sadece izlediğimiz ve ne yazık ki giderek alıştığımız bu yerde, kendimize bakmaktan, kendi sö-zümüze dönmekten, öfke duymak ve küfretmek ve boykot etmekten başka bir şeyin elimizden gelme-diği rezil bir yer. Hatırlayalım ki canımız acısın.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.