Tükendi
Gelince Haber VerÜnlü yazar Alan Moore’un grafik roman dünyasının en prestijli eserlerinden biri sayılan başyapıtı Cehennemden Gelen nihayet Türkçe’de. 1800’lerin ikinci yarısında Londra’da terör estiren, -Karındeşen Jack adıyla bilinen ancak kimliği aydınlatılamamış- seri katil hakkındaki pek çok mitin, gerçeğin ve onun kırıntılarının bir tür kolajını sunan metni, bu atmosfere uygun tonlarda, Eddie Campbell resimledi.
Moore’un metni, yaşanan dehşet dönemine, konuyla ilgili yazılmış pek çok kaynağa başvurarak eğiliyor; aynı zamanda kitabın sonunda ender rastlanacak bir titizlikte- bütün bu kaynaklarını sıralayarak, konu hakkındaki bilgi(sizlik) karmaşasını süzme yöntemleri üzerine tartışıyor. Cehennemden Gelen, *Jack*in cinayetlerini dönemin bütün Viktoryen reel-politik atmosferinin içine ustalıkla yerleştiriyor ve cinayetleri, asil sınıfın fütursuz şiddet-iktidarının olduğu kadar, tarihsel olarak süregelen bir kadın düşmanlığının sonucu olarak da ele alıyor (bkz. özellikle ikonik 3. Bölüm’deki *Londra gezisi*). Bir sonraki yüzyılda da halen değişmemiş biçimde, Moore’un *Jack*i de kolluk kuvvetlerinden medyaya uzanan geniş bir erkek dayanışması zincirinin son halkasını oluşturuyor. Ünlü *from Hell* mektubu, aslında yaşadığımız dünyadan/çağdan gönderiliyor.
Cehennemden Gelen, yayınlandığı 1989’dan beri sayısız ödül kazanmış ve büyük bütçeli bir sinema filmine de uyarlanan bir popüler kültür fenomeni haline gelmiştir. Eser, tüm zamanların en önemli grafik romanları arasında her zaman üst sıralarda yer bulmuştur. Karanlık, yer yer klostrofobik atmosferinin, Oscar Wilde’dan Joseph Merrick ya da William Blake’e ve pek çok tarihsel kişiliğe/zamana verdiği referansların ötesinde, pek çoklarına göre Cehennemden Gelen, grafik romanın tanımı olan birkaç eserden biridir ve Whitechapel’da işlenen cinayetlerin kurbanlarına adanmıştır.