Tükendi
Gelince Haber VerBir ülkenin tarihini anlayabilmek için o ülkenin bünyesindeki şehirleri iyi tanımak gerekmektedir. Çünkü ülkeler her biri kendi içerisinde farklı dinamiklere sahip olan şehirlerin toplamından ibarettir. Bu açıdan Türkiye Cumhuriyeti’ne baktığımızda da aynı manzara ile karşılaşırız. Uzun tarihi sürecin sonucunda şekillenen bu özellikler ise bugünümüzü etkilediği gibi şüphesiz geleceğimizi de etkileyecektir. Bu minvalde düşündüğümüzde de Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği hakkında söz söyleyebilmek için şehirlerinin tarihine hâkim olmak bir zaruret olarak önümüzde durmaktadır. İşte bu çalışma da bu düşünceden hareketle hazırlanmıştır. Erken Cumhuriyet dönemi şehirlerine baktığımızda ilk olarak 1911’de gerçekleşen Trablusgarp Savaşı’ndan başlayarak Türk İstiklâl Savaşı’nın zaferle sonuçlandığı 1922 yılına değin süren kesintisiz on yıllık savaş döneminin derin etkisi kendisini gösterir. Doğal olarak nüfus, iktisadi, idari, ticari, sosyal, siyasi ve sağlık alanları bu etkinin gölgesi altında şekillenmiştir. Bahse konu alanlardaki sorunlar, yeni kurulan Cumhuriyet’in önünde durmakta ve çözüm beklemektedir. İlk olarak yapılması gereken, sorunların tam olarak tespiti ve bu tespite göre çözümlerin geliştirilmesidir. Bir çözüm planı oluşturmak için, bu düşünce ile, henüz Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi döneminde çalışmalara başlanmıştır. Erken Cumhuriyet dönemi şehirleri hakkında en mühim kaynak dizisini oluşturan Türkiye’nin Sıhhî-i İctimâî Coğrafyası dizisi, bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkmıştır. Elinizdeki kitap, Türkiye’nin Sıhhî-i İctimâî Coğrafyası dizisinin yayımlandığı döneme paralel olarak yayımlanmış olan Cebel-i Bereket Vilâyetine Ait Coğrafî, İktisadî, İctimâî, Tarihî, İdarî Malûmâtı İhtiva Eder Bir Takaddümedir raporunu ihtiva etmektedir. Rapor; 1925 yılında Adana’da faaliyet gösteren Türk Sözü Matbaası’nda bastırılmış olup Cebel-i Bereket Vilâyeti Halk Fırkası Şube-i Merkeziyesi tarafından meydana getirilmiştir. Günümüzde Osmaniye olarak bilinen Cebel-i Bereket’in tarihi hakkında önemli bir boşluğu dolduran bu rapor, aynı zamanda erken Cumhuriyet dönemi şehirlerinin durumuna dair bir bakış açısı edinme imkanını sunması açısından önemlidir.