Ben yazarak boşalttım hayatın bana salgılattığı tüm irini. Yazarak teşekkür, küfür, tefekkür ve şükürdü benimki. Ne zamandır yazıyorum bilmiyorum bile, çünkü masa başına geçerek yazmadım hiç. Satırlar rengiyle, sesiyle, dokusuyla geldi ve bana aceleyle, elime geçen ilk kağıda karalamaktan başka seçenek vermedi. Benimki bir gün obur bir tırtılın yanlışlıkla bir reçel kavanozuna düşüp, kanatlanıp kavanozundan çıkmak için bir Çaylak Fırtınası gününü seçmesinin hikayesi. Kelebek uçup yeni hikayelere gitti, bu kitaptaki kelimelerse kavanozda kalan pullarından dikildi. Kim olduğumun egomdan başka kimse için bir önemi yok... Kelebeğin geçmişi önemli değildir bizim için... pulları güzeldir... bir de uçarken bıraktığı hafif esinti... tabii hissedebilene...