Tükendi
Gelince Haber VerBilim, diğer canlı türleri gibi modern insanın da evrimsel tarihin belli bir noktasında var olduğunu ve yine belli bir noktasında yok olacağını söyler. Ne kadar geciktirirsek geciktirelim bir gün mutlaka soyumuzun tükeneceği istatistiki bir gerçektir. Bu kaçınılmaz akıbetle ne zaman, nerede ve ne şekilde yüzleşeceğimiz ise sorgulanmayı hak eden bir muammadır.
Hemen tüm tekno-bilimsel trendler, aşağı yukarı iki yüz yıl içinde insanlığın tek merkezli bir uygarlık olmaktan kurtulacağına işaret etmektedir. Farklı gezegenler, uydular veya yörünge istasyonlarında ilk kalıcı kolonilerimizin inşası tamamlandığında yok oluşumuz da tek merkezli döneme kıyasla bir hayli zorlaşacak, artık Dünya ölçekli felaketler bile hepimizi öldüremeyecektir. Şu halde iki yüz yıl daha ayakta kalmamız, bir çeşit Büyük Filtre`den geçmeyi başardığımız anlamına gelebilir ve belki milyonlarca yıl devam eden kozmik bir uygarlığa dönüşmemize kapı açabilir. Tabii bunun tersi de geçerlidir ve önümüzdeki iki yüz yılda Dünya ölçekli bir felakete yakalanırsak hikayemiz erkenden nihayete varabilir.
Elinizdeki kitap, iki yüz yıldan önce gerçekleştiği takdirde Büyük Filtre’ye takılmamıza sebebiyet verebilecek olan küresel felaket senaryolarından ve onlara karşı alınması gereken önlemlerden bahsediyor. Sonumuzun doğa kaynaklı bir olayla gelebileceği gibi, bizzat kendi yarattığımız teknolojilerden de gelebileceğini gösteriyor. Okuyucularını süper volkanlardan dev meteorlara, nükleer savaştan iklim krizine ve yıkıcı salgınlardan ultra akıllı makinelere uzanan bir keşif yolculuğuna çıkarıyor. İnsan yaşamının geleceği konusunda bir parça sorumluluk hisseden her entelektüeli de bu düşünme ve tartışma sürecine dahil olmaya davet ediyor.