Tükendi
Gelince Haber VerEkmek denildiğinde, zatına pek hürmet edilmez çoğu zaman. Rızkın, nimetin, bereketin kendisidir, lakin sofranın üzerinde olduğu ile kalır bütün hürmeti. Oysaki ekmek, insanoğlunun en büyük yoldaşı, en büyük destekçisidir. Kalabalıkların artması, milletlerin çoğalması, büyük imparatorlukların, devletlerin, krallıkların bir arada kalmasını sağlayan temel taşıdır insan hayatının. Uğruna cezalar çıkarılan, yasalar oluşturulan, localar kurulan, baş üstünde taşınan aziz bir dosttur.
Elbette ekmek dediğimizde birçok farklı şey gelir aklımıza. Sabahları sokakları baştan aşağı dolduran sıcacık hamur kokusu. Taze ekmeğe sürülen akışkan tereyağı. Bayramlar, ayinler, kutlamalar, yılbaşları…
Ekmek, başladığımız ilk günden beri ilerlemeye zorlayan, sırtımızda hissettiğimiz en büyük güçtür.
Ekmek ve ekmeğin hayatının, hikayelere bürünen resmi de tam da bu kitabın içerisinde yer alıyor. İlk buğdaydan, ilk ekmeğe, günümüzden, geçmişe var olan medeniyet yolculuğunda, ekmeğin artmasını sağlayan büyük buluşlar ve üzerine yapılan nice değişimler anlatılıyor. Bir ekmek ustasının dilinden dinleyeceğiniz hikayeyi okurken de ekmeğin ne aziz olduğunu yeniden hissediyorsunuz. Dolayısıyla ekmek, bir anda masanızda oturan yabancıdan, öpüp de alnınıza koyduğunuz kutsallığa dönüşüyor.
Ekmek, var oluşu zor, ilerleyişi meşakkatli, insanoğlunun yaşama sebebi…