Tükendi
Gelince Haber VerGustave Flaubert’in “bir hiçlik üzerine roman yazma” isteği üzerine kaleme aldığı Bouvard ile Pécuchet adlı eser; kitaba adını veren iki arkadaşın tesadüf eseri bir bankta tanışmasıyla başlar. Bunlardan birine miras kalması ile de kırsala taşınıp hayallerini gerçekleştirme fırsatı yakalayarak yola koyulurlar...
Kabına sığmayan iki burjuvazi delikanlı; burada tıp, edebiyat, arkeoloji ve felsefe gibi çeşitli alanlarla ilgilenirler. Fakat hiçbir şeye derinlemesine önem vermezler; bu yüzden daldan dala atladıkları her işten zararla çıkarlar. Flaubert, bu ironik hikâyede bizleri; öğrenmenin sonsuzluğu karşısında afallayan, yüzeysel bilgilerin komik duruma düşürdüğü Bouvard ve Pécuchet’nin kehanetine tanık ediyor. Yazarın ölümü, kitabını sonlandırmasına mâni olsa da hiçbir şey yarım bırakılmış değildir...
Aslında ölüm diye bir şey yoktu. İnsan çiyde, meltemlerde, yıldızlarda yaşardı. Ağaçların öz suyundan, değerli taşların ışıltısından, kuşların tüylerinden birer parçaya dönüşürdü. Bize ödünç verdiğini doğaya geri verirdik ve önümüzde duran hiçlik, arkamızda yatan hiçlikten daha korkunç olmazdı.