Tükendi
Gelince Haber VerÜnlü gezgin Théophile Gautier (1811-1872) Boğaziçi’ni şöyle anlatır:
*Birbirini izleyen, birbirlerinden pek az farklarla ayrılan bütün bu köyleri teker teker anlatmak çok uzun olur. Nürnberg oyuncak kutularındaki küçük köylere benzeyen boyalı ahşap ev dizileri, rıhtımlar boyunca uzanıp, hamla için yol almadığı yerlerde ayaklarını denize batırmışlardır. Bu evler, aralarından tebeşir beyazlığında minarelerin fışkırdığı zengin yeşillikle bir fon üstünde belirirler. Daha yukarılarda da tatlı yokuşlu sırtlar, gökten inen mavimsi ışık altında yükselirler. Kimi zaman kişi, bu görünümler karşısında daha sarp bir sırt, daha çıplak bir yar, toprak cildini delen bir kayanın kemiğini arar, görmek ister. Ne var ki bu görünenler, fazla zarif, fazla şenlikli, fazla süslü ve iyice taranmış. Şurada değerlendirilecek birkaç kesim, şiddetle belirli fırça vuruşları gerek.*
Boğaziçi yalıları, Boğaziçi’nin ilginç tarihine tanıklık eden güzide yapılar.
Sadece bu kadar mı? Değil elbet. Gezginlere, edebiyatçılara, sanatçılara, müzisyenlere, sade vatandaşa kısaca hemen herkese ilham veren ve hayal kurmasını sağlayan ressamın elinden çıkmış müthiş bir yağlı boya tablo âdeta… Erdem Yücel dört bölümden oluşan ve yıllarca üzerinde çalıştığı eserinde tarihe önemli notlar düşüyor. Geçmişten günümüze Boğaziçi yalılarının tarihini anlatırken uyarmayı da ihmal etmiyor.
Boğaziçi Yalıları ilginç hikâyeleriyle elinizden düşüremeyeceğiniz bir rehber…