Yahya Kemal Beyatlı ( 2 Aralık 1884, Üsküp – 1 Kasım 1958, İstanbul ), şiirlerini bir kitapta toplamamış olsa da bilinen 14 adet eseri bulunan, eserlerinde vatan hasreti, düşünceleri ile tarih, coğrafya konularını şiirlerine yansıtmış Türk şair, yazar, siyasetçi ve diplomattır.
Yahya Kemal veya bilinmeyen asıl adıyla Ahmet Agah, Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en önemli temsilcilerindendir. Hece ölçüsünü öne çıkarmış, Baki ve Nef’i’den sonra Türkçeye en hakim şairlerden olmuştur. Melankoli, ıstırap, hasret gibi duyguları en kusursuz şekilde şiire aktaran şairlerdendir. Yaşadığı dönemde, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinde bürokratlık ve milletvekilliği de yapmıştır.
Yahya Kemal, 2 Aralık 1884 tarihinde Osmanlı toprakları içerisinde bulunan Üsküp’te doğmuştur. Yazarın babası, belediye başkanlığı, adliye memurluğu gibi görevler yapmış Nişli İbrahim Necati Bey’dir. Annesi, klasik edebiyat şairi Leskofçalı Galip’in yeğeni Nakiye Hanım’dır. Aile soyu iki aile tarafından da 3. Mustafa devri Rumeli sancak beylerinden Şehsuvar Paşa’ya kadar uzanmaktadır. Yahya Kemal’in sonradan alacağı Beyatlı soyadı ise “ Şehsuvar” isminin Türkçe’sidir.
Yahya Kemal Beyatlı, 1889 yılında Üsküp Yeni Mektep’te ilk öğrenimine başlamıştır. 1892 yılında ise Üsküp İdadisine yazılmıştır. 1897 yılında ailesi ile birlikte Selanik’e taşınmışlardır. Yakın zaman içerisinde de Yazar’ın annesinin ölümü sebebiyle Üsküp’e geri dönmüşlerdir.
Yahya Kemal, babasının tekrar evlenmesinin ardından idadisini tamamlamak üzere İstanbul’a gönderilmiştir. Ancak kayıt zamanı yıl ortasına denk geldiği için Galata Sarayı Sultanisi’ne girememiş, Robert Kolej’e ise kayıt için bir sonraki yılı beklemiştir. Bu dönemde boş vakte sahip olmasından dolayı siyasi akımlarla ilgilenmiş, Paris’e gitmiştir. Paris’te eğitim hayatında uzaklaşarak Jön Türkler arasında yaşamıştır. Ardından Fransızca dilini ilerletmek amacı ile Meaux Koleji’nde eğitim almıştır. Birçok Türk’ün de okuduğu Ecole Libre des Sciences Politiques’te devam etmiştir. Bu süreçte siyasetle ve edebiyat ile oldukça ilgilenmiş; aktif bir hayat yaşayarak zengin sanat, tarih, edebiyat, siyaset kültürü ve tecrübeleri ile İstanbul’a geri dönmüştür. İstanbul’da Darüşşafaka Mektebinde, Medresetü’l – Vaizin’de, Heybeliada Bahriye Mektebinde ve Darülfünün Edebiyat Fakültesinde tarih, batı edebiyatı ve Türk edebiyatı dersleri vermiştir.
Yahya Kemal’in hayatta olduğu yıllarda şiir ve yazıları dergi ve gazetelerde dağınık halde yayımlanmıştır. Yahya Kemal’in vefatından sonra “ Yahya Kemal Enstitüsü” tarafından eserleri kitap haline getirilmiştir. Yazarın yazılarının yayımlandığı gazete ve dergiler aşağıda listelenmiştir.
Yahya Kemal, şiir ile ses arasında kalıcı bir bağ kurmuş ve şiirlerini ömür boyu bu yönde devam ettirmiştir. Fransa’da eğitim aldığı zamanlarda, Albert Sorel’in derslerinden etkilenmiş, milli tarihe önem vermiştir. Nev Yunanilik akımını bu dönemde başlatmış olan Yahya Kemal, İstanbul’u Osmanlı medeniyetinin sembolü olarak görmektedir. Yazarın eserlerinde vatan ve tabiat sevgisi İstanbul ile bağdaştırılmıştır. Dergah dergisi ise milliyetçi bir düşünce ile Mondros Müterakesi’nin ardından genellikle genç öğrencileri ve iyi yazarları çevresine toplamıştır. Dergah dergisinde yer alan bazı yazarlar aşağıda listelenmiştir.
Dergah dergisi, Anadolu’da devam eden Milli Mücadeleyi desteklemiş, İstanbul’da Kuvay-ı Milliye hareketini dinç tutmak, ruhunu canlandırmak için faaliyetler göstermiştir.
Yahya Kemal Beyatlı, Mustafa Kemal Paşa’nın adını ilk kez Çanakkale Savaşı yıllarında duymaya başlamıştır. Mustafa Kemal’i Anafartalar Kahramanı, yiğit, vatansever bir asker olarak tanımakta idi. Bu tanışıklığın ardından Mustafa Kemal Paşa’nın 16. Kolordu, 2. Ordu Komutanı olarak Doğu Cephesindeki başarıları gibi birçok cephedeki başarıları ile Yahya Kemal’in hayranlığını arttırmıştır.
Yahya Kemal’in Eğil Dağlar adlı kitabı, gazete ve dergilerinde yazdıkları şiir ve makaleleri topladığı eserdir. Yahya Kemal, Millî Mücadeleyi heyecanla destekleyen bu makalelerinde, Atatürk’ü “Millî Timsal” olarak görmüştür. Yahya Kemal, Milli Mücadele savaşı kazanıldığı günlerde İstanbul Darülfünun edebiyat fakültesi profesörlüğü yapmaktadır. Üniversitenin bilim kuruluşu Mustafa Kemal’e şükranlarını sunmuş, fahri profesörlüğüne seçilmesi kararı ile edebiyat fakültesinin fahri profesörlüğü unvanı verilmiştir. Yahya Kemal’in teklifi üzerine verilen bu ödül, Atatürk ile tanışmasına sebep olmuştur.
Yahya Kemal Beyatlı’nın hayatta olduğu yıllarda şiir ve yazıları dergi ve gazetelerde dağınık halde yayımlanmıştır. Yahya Kemal’in vefatından sonra “ Yahya Kemal Enstitüsü” tarafından eserleri kitap haline getirilmiştir. Döneminde sık sık gazete ve dergilerde düşünce, duygu ve fikirlerini paylaşmıştır. Gazetecilikte vatan, tarih, kültür, millet, sanat gibi görüşlerini aktarmıştır. Şiirde ve nesirde bu konulara yer vermiştir. Yahya Kemal, nesri fikre ayırmış ve gazete dergilerde çevresini etkileyen yazılar yazmıştır. Yazarın kaleme aldığı, yazı ve makalelerin yayımlandığı gazetelerden bazıları aşağıda listelenmiştir.
Yahya Kemal, birçok şehirde elçilik bilinen diğer adıyla sefirlik yapmıştır. Ancak, cumhuriyetin ilk yıllarında birçok elçi gibi Yahya Kemal de diplomalı bürokratlık yapmamıştır. Ancak, Yazar kendisini diplomatik hayata hazırlamış, yeterli donanıma sahip bir nitelik göstermiştir. İlk diplomatik görevi, 1922 yılında Birinci Lozan görüşmeleri sebebiyle başlamıştır. Lozan delegesinde, Ruşen Eşref Onaydın ile beraber matbuat ve istihbarat işlerini idare etmek üzere müşavir olarak görevlendirilmiştir.
1926 yılına kadar Yahya Kemal, siyasi ve diplomatik görevler ile kendisini yetiştirmiştir. 14 Haziran 1926 tarihinde, kendisine Varşova orta elçiliği verilmiştir. Ardından ikinci görev yeri olan Madrid'e atanma tarihi 29 Şubat 1929'dur. Madrid elçiliği sırasında İspanya tahtında Kral XIII. Alfonso vardır.
Yahya Kemal, 9 Şubat 1948'de üçüncü elçilik görevi olan Pakistan'a görevlendirilmiştir. 21 Şubat'ta da Karaçi'de vazifesine başlamıştır.
Yahya Kemal Beyatlı, gerçek adıyla Ahmet Agah; şairlik, yazarlık, milletvekilliği ve bürokratlık gibi birçok görev yapmıştır. Emekliliğinde ise İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Park Otel’de 19 yıl geçirmiştir. 1941-1946 yılları arasında 75, sonrasında ise 165 numaralı odada kalmıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar, hocasının otel odasındaki halini muhacir bir kuşa benzeterek şu sözlerle ifade etmiştir: “Zavallı Yahya Kemal. Bir insanın bir insanda bu birbiri ardınca değişen çehreleri ne garip ve hazin oluyor ve nasıl en son çehre hepsini siliyor, bitiriyor. Park Otel’in barında gördüğüm küçük, dar, takatsiz adımlarla ancak yürüyebilen bîçare ve acınacak ihtiyar. Otelin odasındaki hasta ve büyük kuş. Muhacir kuş. Ve nihayet şimdi çıktığım odada son defa konuştuğum, tebessümüne, bakışının mânalılığına ve hiddet ve o kadar psikolojik hususiyetine rağmen iskelet olarak gülmeye hazır kemik külçesi baş nasıl hepsini sildiler.” der.
Yahya Kemal, emekliliği sürecinde İzmir, Bursa, Kayseri, Malatya, Adana, Mersin ve civarını ziyaret etmiştir. Atina, Kahire, Beyrut, Şam seyahatine çıkmıştır. 1949’da İnönü Armağanı almıştır.
Yahya Kemal Beyatlı’nın tüm eserleri aşağıda listelenmiştir.
Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım
Yahya Kemal Beyatlı’nın ilk eseri Kendi Gök Kubbemiz’dir.
Yahya Kemal Beyatlı’nın 11 adet eseri bulunmaktadır.
Yahya Kemal Beyatlı’nın bilinen şiirlerinden bazıları aşağıda maddeler halinde listelenmiştir.
Yahya Kemal’in Sessiz Gemi şiiri aşağıda verilmiştir.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan,
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Bîçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Yahya Kemal’in Aziz İstanbul şiiri aşağıda verilmiştir.
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.
Yahya Kemal’in Mohaç Türküsü şiiri aşağıda verilmiştir.
Bizdik o hücûmun bütün aşkıyla kanatlı;
Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı.
Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle,
Canlandı o meşhûr ova at kişnemesiyle!
Fethin daha bir ülkeyi parlattığı gündü;
Biz uğruna can verdiğimiz yerde göründü.
Gül yüzlü bir âfetti ki her bûsesi lâle;
Girdik zaferin koynuna, kandık o visâle Dünyâya vedâ ettik, atıldık dolu dizgin;
En son koşumuzdur bu! Asırlarca bilinsin! Bir bir açılırken göğe, son def'a yarıştık;
Allâh'a giden yolda meleklerle karıştık.
Geçtik hepimiz dört nala, cennet kapısından;
Gördük ebedî cedleri, bir anda yakından!
Bir bahçedeyiz şimdi şehidlerle berâber;
Bizler gibi olmuş o yiğitlerle berâber.
Lâkin kalacak doğduğumuz toprağa bizden;
Şimşek gibi bir hâtıra nal seslerimizden.
Yahya Kemal’in Rindlerin Akşamı şiiri aşağıda verilmiştir.
Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.
Yahya Kemal Beyatlı Kaç Tane Şiir Yazmıştır?
Yahya Kemal Beyatlı’nın bilinen şiirleri 20’den fazla bulunmaktadır. Ancak şiirlerinin çoğu dergi ve gazetelerde dağınık biçimde yayımlandığından kesin bir yanıt verilmemektedir.
Yahya Kemal Beyatlı’nın en çok sevilen şiiri Sessiz Gemi’dir.
Yahya Kemal Beyatlı, şiir ile ses arasında kurduğu bağı ömür boyu devam ettirmiştir. Şiirde “ses” i her şeyden üstün tutmuştur. Yahya Kemal’in şiirlerinin çoğu 1923’ten sonra yayımlanmıştır. Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rübailer ve Hayyam Rübailerin Türkçe Söyleyiş, Bitmemiş Şiirleri’nde ortak nokta şairin, sesi şiirinin esası olarak almasıdır. 1925’te yayımlanan “ Açık Deniz” onun Cumhuriyet’ten sonra çıkan ilk şiiridir ve şairin edebiyat anlayışını bütünüyle ortaya koyar. Tarih, İstanbul, coğrafya, şahsi izlenimler, hatıralar ve özlemler şiirlerinin başlıca konularıdır. Ayrıca bu konular açık ve ahenkli bir dil ile yazılmıştır. Şiir dili konuşulan Türkçe’dir. Yahya Kemal, ayrıca şiirde geleneğin önemini ve ondan nasıl yararlanılacağını; vatan, tarih, millet gerçeklerinin kültür ve sanattaki tezahürlerini göstermiştir. Yazar, Edebiyata Dair adlı eserinde şiir hakkında şu cümleleri kurmuştur: “ Şiir duygusunu lisan haline getirinceye kadar yoğurmak ve çok toplu bir madde haline sokmak, o kadar ki mısra güya hissin ta kendisi içiş gibi karie bir vehim vermek. İşte bunu özlüyorum.” der.
Türkçe ağzımda annemin sütüdür diyen Yahya Kemal, şiirlerini çağdaş bir yorumla dile getirmiştir. Şarkı, murabba, gazel türlerinin yanında Batılı nazım biçimlerini de kullanmıştır.
Yahya Kemal, saf (öz) şiir anlayışının temsilcilerindendir. Saf öz şiir, Fransız şair Paul Valery’nin “ Şiir dili her şeyin üstündedir.” Görüşünden hareketle divan şiirinin biçim yapısından da faydalanarak geliştirilen bir anlayıştır. Saf (öz) şiir anlayışı, Ahmet Haşim’in “ Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” adlı makalesiyle başlamıştır. Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in başlatıp geliştirdiği saf (öz) şiir anlayışına sahip diğer yazarlar aşağıda listelenmiştir.
Yahya Kemal Beyatlı, şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmıştır. Türkçeye ustalıkla aruzu uyarlamıştır. Yazarın hece ölçüsüyle yazdığı tek şiir “Ok” tur. Ok şiiri, 13 Kasım 1920 tarihinde Dersaadet Gazetesinde yayımlanmıştır.
Yahya Kemal Beyatlı, şiirin vezin, kafiye ve iç ahenk ile oluştuğuna inanmıştır. Aruz ölçüsünü kullanmıştır. Yazar, düşündüklerini sadece vezin ve dil ile değil duygular ile aktarılması gerektiğine inanmıştır. Edebiyat tarihçisi Kenan Akyüz, Yahya Kemal Beyatlı’nın kafiye ve şiiri hakkında düşüncelerini şöyle aktarmıştır: “Aruza verdiği değer, bir bakıma, onun umumiyetle şairde vezne ve dolaysıyla ahenge verdiği değerin de ifadesidir. Aruzun türlü şekillerini seçişte ve kullanışta gösterdiği büyük itina da buna delâlet eder. Şiiri nesirden tamamıyla ayrı ve ‘musikiden başka türlü bir musiki’ telâkkî eden Yahya Kemal’in nazmında, ahengin temini bakımından aruzdan yüklendiği hisse inkâr edilememekle beraber, şairin, daha çok, kelimeler arası ses uyuşumundan faydalanmağa ve ağırlık noktasını burada kurmağa çalıştığı görülür. İç ahenge değer vermesine ve bunu başarılı bir şekilde sağlamış bulunmasına rağmen, onun şiirlerinde dış ahenk de mükemmel bir şekilde belirir. Bu itibarla sembolist şiirin büyük değer verdiği iç ahenkle, parnasyenlerin titizlikle temine çalıştıkları dış ahengi onda bağdaşmış olarak buluyoruz. Bir ahenk unsuru olarak vezinde gösterdiği titizliği kafiyede lüzumsuz bulan şair, eski nazmın kafiye hususundaki ağır kayıtlarını dikkate almayarak en basit ses benzerliklerini taşıyan kelimeleri de kafiyelendirmekte mahzur görmemiştir.” (Akyüz, 1970: 728) der.
Yahya Kemal Beyatlı’nın ilk şiirleri Servet-i Fünun dergisinde yayımlanmıştır. Kendi Gök Kubbemiz adlı eseri, 1961’de yayımlanan ilk şiir kitabıdır. Bu kitabın ilk şiiri Süleymaniye’de Bayram Sabahı’dır.
Yahya Kemal Beyatlı, Nev-Yunanilik akımından etkilenmiştir. Türk edebiyatında Nev Yunanilik anlayışını getiren kişiler Yahya Kemal Beyatlı ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu’dur. Yazar ayrıca, Neoklasizm akımından da etkilenmiştir. Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal’in etkilendiği edebiyat akımı hakkında şu cümleleri kurmuştur: “ Bütün bunlara rağmen Yahya Kemâl’e klâsik veya neo-klâsik deyişimizin sebebi, Tanzimat’tan beri gelen nesillerde olduğu gibi eski şiirden ayrılma, uzaklaşma imkanları arayacağı yerde onun arasından, ona yaklaşma çareleri arayarak eserini vücuda getirmesinde, hatta eski dilde yazdıklarında onu kendi bütünlüğünde yenilemesindedir. Garip şeydir ki Yahya Kemâl bunu nesrinde de yapmış, o kadar inkar edilen eski nesri yenilemiştir.” der.
Yahya Kemal Beyatlı, Cumhuriyet Dönemi yazarıdır. Cumhuriyet Döneminde edebiyatında ve şiirinde, çeşitli zevk ve dünya görüşlerinin ortaya konduğu orijinal, etkili birçok eser bulunmaktadır. Cumhuriyet Dönemi yazarları, başarılı bir şekilde batı şiirini harmanlayarak kendi şiirini oluşturmuşlardır. Batı tarzı şiir ve yazı anlayışını başarılı bir şekilde aktaran yazarlar aşağıda listelenmiştir.
Listelenen yazar ve şairler, özellikle Fransız etkisinin yanında, İngiliz, Amerikan ve diğer ülke edebiyatlarının da etkisinde kalmışlardır. Valery ve Baudelaire örnek verilebilmektedir.
Yahya Kemal Beyatlı, şiire yeni bir anlayış ve bakış açısı kazandırmayı amaçlamıştır. Yahya Kemâl’e göre şiir, “ Şiir kalpten geçen bir hâdisenin lisan hâlinde tecelli edişidir. Düşündüklerimizi vezinle ve lisanla ifâde edişimiz şiir değildir. Bir mısranın şiir olup olmadığı gayet âşikârdır. Derunî ahenk ile ifâde edilmişse şiirdir. Fakat duyulmaksızın yalnız vezin ve lisan mümaresesiyle söylenen söz şiir olamaz.” (Beyatlı, 1971: 48).
Yazar, şiirde uyak ve dil unsurlarıyla en mükemmel şekilde yazılmış olan dizelerin her şeyden önce hissedilmesi gerektiğini savunmuştur. Şiirde mutlak bir anlam bulunması gerektiğine inanmış, kulağı bir bütün olarak doldurması gerektiğini belirtmiştir. Vezin ve kafiyenin de şiirde bulunması gerektiğine inanır.
Yahya Kemal Beyatlı’nın etkilendiği kişiler aşağıda listelenmiştir.
Yahya Kemal Beyatlı’nın edebiyat için önemi öncelikle saf şiir anlayışının savunucularından olmasından kaynaklanmaktadır. Yazar, şiiri ve şiiri meydana getiren unsurlar üzerine düşüncelerini “ derun-i ahenk” ve “ öz şiir” ifadeleriyle aktarmıştır. Eserlerini tarih, siyaset, memleket, siyaset gibi birçok konuda kaleme almıştır. Makale, eleştiri, portre, hatıra gibi birçok türde eser vermiştir. İyi bir şair ve düşünce insanıdır. Yahya Kemal Beyatlı’nın Türk tarihi üzerine derin bilgi birikimine sahip olması, Batı edebiyatını çok iyi bilen ve teniklerini uygulayabilmesi, aruz veznini Türk şiirine üstün bir teknikle uygulaması edebiyat için önemini arttırmaktadır.
Yahya Kemal Beyatlı, Üsküp – Makedonyalıdır.
Yahya Kemal Beyatlı’nın babası İbrahim Naci Agah’tır. Belediye Başkanlığı yapmış bir memurdur. İbrahim Naci Bey, Sultan 3. Mustafa’nın sancak beylerinden Şehsuvar Paşa’nın torunlarıdır. Köklü bir aileye sahiptir.
Yahya Kemal Beyatlı’nın annesi Nakiye Hanım’dır. Nakiye Hanım, Yahya Kemal’in çocukluğuna ve kişiliğinin oluşmasına etkisi büyüktür. Dini hassasiyeti yüksek, millet ve vatan kavramlarına özellikle değer veren bir kişiliğe sahiptir. Yazar, ilk öğrenimine Üsküp’te başlamıştır. Yeni Mektep ve Mekteb-i Edeb okullarında öğrenim görmüştür. Üsküp lisesiyle devam eden eğitim hayatı Selanik’e taşındıktan sonra Selanik İdadisinde devam etmiştir. Ancak çocukluk yıllarında annesinin vefat etmesi Yahya Kemal Beyatlı’yı etkilemiş, babasının başka bir kadın ile evlenmesi sebebiyle İstanbul’a taşınmıştır. Ancak İstanbul’a taşındığı süreçte dönemin kayıtları başlayıp sonlandığından okula yazılamamıştır.
Yahya Kemal Beyatlı’nın eğitim aldığı okullar aşağıda listelenmiştir.
Yahya Kemal Beyatlı’nın öğrencisi Ahmet Hamdi Tanpınar’dır. Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Haziran 1901, İstanbul Şehzadebaşı - 24 Ocak 1962 İstanbul) mükemmeliyet fikriyle harmanladığı diliyle şiir, roman, hikâye, deneme ve araştırma-inceleme türlerinde yazan ve günümüze kadar 26 adet eseri bulunan şair, roman ve hikâye yazarı, edebiyat tarihçisi, edebiyat eleştirmeni, çevirmen ve öğretmendir.
Yahya Kemal Beyatlı evlenmemiştir.
Yahya Kemal Beyatlı 1958 yılında 73 yaşında iken vefat etmiştir.
Yahya Kemal Beyatlı’nın mezarı İstanbul Aşiyan Mezarlığındadır.
Yahya Kemal Beyatlı hakkındaki kitaplar aşağıda listelenmiştir.