Suut Kemal Yetkin veya ailesinin verdiği isimle Suut Kemalettin (1903, Urfa - 1980, Ankara), toplam 40’tan fazla kitabı bulunan şair, eleştirmen, deneme yazarı; sanat tarihçisi ve estettir. Ortaokul ve liseyi Galatasaray Lisesi’nde okuyan Yetkin, daha sonra devlet bursu kazanarak Fransa’da Sorbonne Üniversitesi’nde Felsefe eğitimi almıştır. Türkiye’ye döndükten sonra çeşitli lise ve öğretmen okullarında eğitimci olarak görev yapan Suut Kemal Yetkin, ülkenin çeşitli üniversitelerinde de ders vermiştir.
Suut Kemal Yetkin’in biyografisi incelendiğinde geleneksel ve çağdaş Türk sanatının tanınmasına öncülük ettiği görülür. 1938-1941 yıllarında Maarif Vekâleti Güzel Sanatlar Umum Müdürlüğü yapmıştır. 1943-1950 yıllarında Urfa milletvekilliği yapmıştır. 50’li yıllarda yeniden akademik hayata dönen Yetkin, Türk ve İslam Sanatları üzerine yaptığı çalışmalarla da tanınan önemli bir bilim insanıdır. Ars Orientalis ve Studia Islamica gibi yabancı bilimsel dergilerde yazıları yayımlanan ilk Türk sanat tarihçisi olan Yetkin, Türk sanatının dünyaya taşınmasında ön ayak olmuş önemli kişiler arasında yer alır. Yazar, Cumhuriyet Dönemi Türkiye’sinde güzel sanatlar konusundaki ilk yayın olan Ar Dergisinin yöneticiliğini de yürütmüştür.
Suut Kemal Yetkin’in yazdığı ve çevirdiği toplam 40 eser, aşağıda listelenmiştir:
Suut Kemal Yetkin’in ilk eseri, “Suut Saffet” takma ismini kullandığı şiir kitabıdır. Adı “Şi’r-i Leyal” olan kitapta bulunan şiirler aruz vezniyle yazılmıştır. Şiirler, kitap haline getirilmeden önce Yarın ve Servet-i Fünun dergilerinde yayımlanmıştır. 1923 yılında Evkâf-ı İslâmiye Matbaası tarafından basılan 32 sayfalık eser, 13 şiirden oluşur. Günümüz Türkçesine “Gecelerin Şiiri” olarak çevrilen eserdeki şiirlerde Ahmet Haşim’den etkilenmeler göze çarpar.
Kitapta Yetkin’in 1921 yılından 1923 yılına dek yazdığı şiirler yer alır. “Türbedâr” şiirinin başlığı altında “Nazar mübdii nezih şair Yahya Kemal Bey’e” notu yer alır. Bu şiir altışar dizelik üç kıtadan oluşmaktadır. Bu aruzlu parçanın uyak düzeni abaaba - cçccçc - dedded şeklindedir. Her kıtada altışar dize bulunur ve her kıtanın 1, 3, 4 ve 6. dizeleri ile 2 ve 5. dizeleri kendi aralarında uyaklıdır. Bu yöntem, Türk şiir geleneğinde görülmeyen bir uyak düzenidir.
Suut Kemal Yetkin’in makaleleri dışında yazmış olduğu toplam 40’tan fazla eser vardır.
Suut Kemal Yetkin’in sadece bir adet şiir kitabı bulunmaktadır. Cumhuriyet Dönemi’nde de bir süre daha şiir yazmayı sürdürmüştür. Ancak bu şiirleri yayımlatmamış, kendi tarzını ifade edebileceği diğer alanlara yönelmiştir.
Suut Kemal Yetkin’in yayımlanmış 13 şiiri bulunmaktadır. Türkiye’de daha çok denemeleri ile bilinen, sanat tarihçisi ve estet olarak tanınan Suut Kemal Yetkin’in edebiyata karşı ilgisi, 11 - 12 yaşlarındayken yazdığı nazım ve nesir parçalarla başlamıştır. Ona şiiri tanıtan, Divan şairlerinden Fuzuli ile Şeyh Galip’i ezberlettiren ve Suut Kemal’in de şiir yazması için yüreklendiren babası Saffet Efendi’dir.
Suut Kemal Yetkin, 1953 yılının Varlık dergisi Mart sayısında yer alan bir söyleşisinde ilk şiirinin 1921 yılında Yarın dergisinde çıktığını belirtir. 1921 - 23 yılları arasında yazdığı şiirler daha sonra yayımlanan kitabında yer alır.
Suut Kemal Yetkin’in “Şi’r-i Leyal” isimli bir tek şiir kitabı olduğu için şiir kitaplarının kıyaslanması gibi bir durum söz konusu değildir. Yetkin, “Türbedar” şiirini Yahya Kemal’e, “Piyano Başında” şiirini Hurrem Halim Bey’e, “Göl” adlı şiirini ise Ali Ekrem’e ithaf etmiştir. Bunlar beğenilen şiirlerindendir.
Yetkin, “Şi’r-i Leyal” kitabı yayımlandıktan sonra şiir yazmayı azaltmış olsa da 1929 yılının 24 Eylül’ünde “Pencereler” isimli ilk öz Türkçe şiirini yazmıştır. Her ne kadar Paris’teki yıllarında şiir yazma faaliyetleri azalmış olsa ve “Pencereler”den sonra şiir yazma defterini kapatmış olduğunu söylese de 1930’dan 1943’e kadar mensur şiirler yazmaya devam etmiştir. Bu şiirlerin bazıları Varlık, Ağaç dergilerinde ve Ulus gazetesinde yayımlanmıştır.
Suut Kemal Yetkin, kitabında yer alan şiirlerini Aruz vezniyle yazmıştır. Şiirlerde sembolizm ve empresyonizmin izleri görülür. Genellikle şiirlerinde aşk, tabiat, yalnızlık, karanlık, hastalık ve ölüm konuları işlenir.
Suut Kemal Yetkin, daha çok deneme ve eleştiri yazılarıyla tanınmış olsa da şairliği ile de anıldığı olmaktadır. Şiirlerinde genellikle lirik ve felsefi temalara yer verir. Şiirlerinde doğa, aşk, insan ruhu ve varoluş gibi konuları işler. Yetkin'in şiirlerinde derin düşünceler ve duygusal izlenimler öne çıkar. Onun şiirlerinde sembolist ve empresyonist etkiler de gözlemlenebilir, çünkü duygu ve düşünceleri semboller ve izlenimler yoluyla ifade etmeyi tercih eder.
Suut Kemal Yetkin’in şiirlerinde sembolizm ve empresyonizm akımlarının etkisi görülmektedir. Sembolizm, 19. yüzyılın sonlarında Fransa'da ortaya çıkan ve edebiyat, resim ve müzikte etkili olan bir akımdır. Bu akım, duygu ve düşünceleri doğrudan anlatım yerine semboller ve imgeler aracılığıyla ifade etmeyi amaçlar. Sembolistler, gerçeği olduğu gibi aktarmak yerine, soyut ve dolaylı anlatımlarla derin anlamlar yaratmayı hedeflerler. Bu akımda, bireysel ve duygusal deneyimlerin yanı sıra, mistik ve hayal gücüne dayalı unsurlar ön plandadır.
Empresyonizm (İzlenimcilik) ise 19. yüzyılın sonlarında Fransa'da ortaya çıkan bir diğer sanat akımıdır. Bu akım, doğrudan doğruya gözlemlenen nesnelerin ve anlık izlenimlerin resmedilmesini amaçlar. Empresyonist sanatçılar, ışığın ve renklerin değişimini yakalamaya çalışarak, detaylardan ziyade genel atmosferi ve duyguyu ön plana çıkarırlar. Kısa ve hızlı fırça darbeleri, açık renk paleti ve doğrudan gözlemlerle oluşturulan kompozisyonlar, empresyonizmin karakteristik özelliklerindendir. Bu akım, edebiyat ve müzik gibi diğer sanat dallarını da etkileyerek geniş bir etki alanına sahip olmuştur.
Suut Kemal Yetkin ilk şiirlerinde Aruz ölçüsünü kullanmıştır. Aruz vezni, özellikle Divan edebiyatında kullanılan, Arap ve Fars edebiyatlarından Türk edebiyatına geçen bir ölçü sistemidir. Bu ölçüde şiirler, uzun ve kısa hecelerin belirli bir düzen içinde sıralanmasıyla oluşturulur. Aruz vezni, hecelerin uzunluk ve kısalığına göre belirlenen kalıplara dayanır ve bu kalıplar şiirin ritmini belirler.
Suut Kemal Yetkin, şiirlerinde aruz veznini kullanırken genellikle klasik Türk şiirinin kafiye düzenlerine bağlı kalmıştır. Ancak Yetkin'in belirli bir kafiye türünü sürekli olarak tercih ettiği söylenemez; çünkü o, hem divan şiirinin klasik uyak düzenlerini hem de modern kafiye düzenlerini kullanmıştır. Şiirlerinde genellikle zengin kafiye, tam kafiye ve bazen de yarım kafiye gibi farklı kafiye türlerine yer vermiştir. Bu şekilde, geleneksel ile moderni harmanlayarak özgün bir tarz yaratmıştır.
Suut Kemal Yetkin, Türk edebiyatında denemeciliği ile tanınan bir yazardır. Deneme türünün yazara sağladığı yaratma özgürlüğünden faydalanarak birçok deneme yazmış, yazılarında kullandığı dil ile şiir geçmişli olduğunu sezdirmiştir. Suut Kemal Yetkin eserleri arasından 6 deneme kitabı aşağıdaki listede verilmiştir:
Suut Kemal Yetkin’in 20’ye yakın kitap çevirisi vardır. Yaptığı bu çevirilerinden 16 tanesi aşağıdaki listede verilmiştir:
Suut Kemal Yetkin’in yazıları birçok dergi ve gazetede yayımlanmıştır. Bunların bir kısmı aşağıda listelenmiştir.
Suut Kemal Yetkin’e ailesi tarafından Suut Kemalettin ismi verilmiştir. Şiir kitabını ise Suut Saffet ismiyle yayımlamıştır.
Suut Kemal Yetkin, Cumhuriyet Dönemi yazarlarındandır.
Suut Kemal Yetkin’in kaleme aldığı denemelerinde mensur şiirin etkisi görülür. Mensur şiir, duyarlılığın imge ve çağrışım yoluyla düzyazı şeklinde ifadesidir. Kısa öykü ile şiir arasında bir türdür. Yetkin’in yazı üslubunda dikkat çeken bu özellik denemelerinin ses özelliğinde fark edilmektedir.
Suut Kemal Yetkin, şiirlerinde sembolizm ve empresyonizm akımlarından etkilenmiştir. Bununla birlikte Cumhuriyet Dönemi ilk deneme yazarlarındandır. Aynı dönemin önemli deneme yazarları arasında Nurullah Ataç (1898-1957), Sabahattin Eyüboğlu (1908-1973), Nurettin Topçu (1909-1975), Mehmet Kaplan (1915-1986) ve Salah Birsel (1919-1999) de yer alır.
Suut Kemal Yetkin, hem dünya edebiyatından hem de Türk edebiyatından birçok yazarın eserlerini okumuş ve etkilenmiştir. Etkilendiği yazarların bir kısmı aşağıdaki listede yer almaktadır:
Suut Kemal Yetkin, çalışmaları ile hem edebiyat alanında çalışan akademisyenleri etkilemiştir hem de kendinden sonraki birçok deneme yazarını, edebiyat eleştirmenini ve tarihçisini etkilemiştir.
Suut Kemal Yetkin, Türk edebiyatının ilk deneme yazarlarındandır. Sanat ve estetik kavramlarına eserlerinde yer vererek okurların bakış açısını geliştirmiştir. Kişilerin estetik duygusunu uyandırmanın sanattan geçtiğini söyleyen ve insanda heyecan uyandırdığını ifade eden Yetkin, eserlerinin hemen hepsinde alegorik vurguyu öne çıkarır. İnsanın sanatın ışığıyla harekete geçeceğini ve düşünceye yönelik uğraşlarının artacağını düşünmektedir. Bu düşünce tarzı ile estetik ve sanatın edebiyat üzerinde de etkili olmasını sağlamıştır. Bununla birlikte, Türk sanatının yabancı dergilerde yer almasını sağlayan ilk estettir.
Suut Kemal Yetkin hem edebiyatta daha estetik kaygılar güdülmesini sağlayan şiirleri ve denemeleriyle hem de sanat kitaplarının yazın dünyasına katılmasını sağlaması ile Türk edebiyatına büyük katkılarda bulunmuştur. Bununla birlikte Türk minyatür sanatını anlattığı “L’Ancienne Peinture Turque (1970)” kitabı, bir Türk estet tarafından yabancı dille yazılmış ilk kaynaktır. 1931 yılında basılan “Estetik” adlı eseri Türkiye’de Latin harfleriyle basılmış ilk estetik kitabıdır. Aynı şekilde “İslam Sanatı Tarihi (1954)” adlı eseri İslam sanatını toplu olarak bir araya getiren ilk eserdir.
Suut Kemal Yetkin’in yazarlık dışındaki kariyerini, kronolojik olarak şöyle listelemek mümkündür:
Suut Kemal Yetkin, milletvekilliğinden önce ve bu görevi ifa ettiği sırada Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyesi idi.
Suut Kemal Yetkin, siyasi hayata 1939 yılında geçmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi VII. Dönem ve VIII. dönemlerde CHP Urfa Milletvekilliği görevini yürütmüştür. 1950 seçimlerinde milletvekili seçilememiş, böylelikle Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde İslam Sanatları profesörü olarak tekrar akademik göreve başlamıştır.
Suut Kemal Yetkin, liseyi 1924 yılında bitirmiş, Eylül 1925’te Fransa’ya giderek Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne devam etmiştir. Daha sonra bakanlık tarafından Rennes Üniversitesi’ne gönderilmişse de bir yıl sonra Sorbonne’a dönerek 1930 yılında eğitimini tamamlamıştır. Yetkin, 1933 yılında doçent, 1942 yılında profesör olmuş ve 1958 yılında ordinaryüs profesörlüğe yükseltilmiştir.
Suut Kemal Yetkin’in eserlerinden okurların zihinlerinde yeni ufuklar açan 20 alıntı şöyledir:
Suut Kemal, 13.09.1903 tarihinde Urfa’da doğmuştur. Anne tarafının da aynı bölgeden olduğu düşünülmektedir.
Suut Kemal Yetkin’in babası, Urfa Halvetî Dergâhı Postnişîni Şeyh Abdulkadir Efendi’nin oğlu Saffet Kemalettin Yetkin’dir (1866-1950). Saffet Efendi, Arapça ve Farsçayı çok iyi bilmekte ve klasik edebiyatı sevmektedir. Suut Kemal Yetkin’e de küçük yaşlardan itibaren klasik edebiyat sevgisini aşılamıştır. Medrese çıkışlı olan Saffet Kemalettin Yetkin, Meşrutiyet’in ilk senelerinden itibaren Meclis-i Mebusan’da ilk üç devre milletvekilliği yapmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi ilan edildikten sonra da 2. devresinde aynı görevi ifa etmiştir. Her iki görevde de Urfa milletvekilliği yapmıştır. Saffet Kemalettin Bey, hilafetin kaldırılması önergesinin (1924) de sahiplerindendir.
Saffet Kemalettin Yetkin, siyaset hayatında ve kişisel yaşamında erdem ve doğruluktan şaşmayan bir kişiliğe sahiptir. Düşün yaşamına telif ve tercüme eserler kazandırmıştır. Saffet Kemalettin Bey’in İzmirli İsmail Hakkı ile tasavvuf üzerine yaptığı konuşmalar 1924 yılında “Tasavvufun Zaferleri” ismiyle basılır. Suut Kemal Yetkin, doğu kültür- sanat ve edebiyat dünyasına babasının yol göstericiliği ile girmiştir.
Suut Kemal Yetkin, doğduğu şehir Urfa’da 6 yıl kadar yaşamıştır. Dolayısıyla bu yöredeki hatıraları oldukça siliktir. Bununla birlikte oradaki yaşamıyla ilgili olarak daha sonra verdiği röportajlardan bilgi sahibi olmak mümkündür. Mehmet Seyda’nın aktardıkları, Suut Kemal Yetkin’in Urfa yılları hakkında şöyle bilgiler vermektedir: “.. (çocukluk hatıraları) arasında açık olarak anımsayabildikleri, mermer döşeli geniş avlusunu yüksek bir asmanın gölgelediği bembeyaz bir ev ve kanatlarını çırparak avluya giren güvercinlerdir. Yaz aylarında bağa çıkılırmış. ‘Bağımızın iki çitlembik ağacını, bodur asma kütüklerinden kızıl toprağa sarkan iri üzüm salkımlarını hâlâ görür gibiyim. Ama parlaklığını yitirmeden canlı duran, bende kalan bu anı, bu bağ yaşayışının yıldızlı bir gecesinde havaya doğru yükselen ve biraz sonra gökyüzüne renk renk dağılan havai fişeklerdir, gerisi hep sisler içinde’ der”.
Suut Kemal Yetkin’in Urfa’da yaşadığı ve unutamadığı en canlı anı, rastgele taş attığı küçük bir serçe kuşunun ölümüyle ilgilidir. Bu olayı Yetkin’in “Kuş Sevgisi” adlı hatırasında bulmak mümkündür: “Urfa’ya gidenler iyi bilirler. Urfa’nın dışarıdan yüksek duvarlarla kuşatılmış, eski kaleyi andıran kesme taşla örülmüş eski evleri, içten tek ya da iki katlıdır. Zemin katında ve birinci katta birer eyvan ve bunlara açılan sağlı sollu birer oda bulunur. Evin sokağa bakan hiçbir penceresi yoktur. Bunların hepsi, taşla döşenmiş geniş bir avluya bakar. (...) Urfa evleri, (dışa kapalılığına karşı) içten içe açılan, çocuğun düş gücünü uyaran bir yeryüzü cennetidir.
1909 yılı başlarıydı. Bu evlerden birinde yaşıyordum. Havuz başında oynuyordum bir gün. Kâğıttan yaptığım kayıkları havuzun akarsularına bırakarak eğleniyordum. Bir aralık havuz başına konan küçücük bir serçeye gözlerim takıldı. Yavrucuk, minik gagasıyla havuzdan su içiyordu. Bilmem hangi şeytan beni dürtükledi. Nar ağacının dibinde bulduğum bir çakıl taşını atarak rastgele küçük kuşa doğru fırlattım. Fırlatmamla küçük kuşun suya düşmesi bir oldu. Zavallı serçecik suya doyamadan ölüvermişti.”.
Suut Kemal Yetkin, babasının mebusluk görevi nedeniyle İstanbul’da öğrenim görmüştür. İlköğreniminin 4 yılını Dârü’l-Muallimîn’e bağlı Nümûne-i Tatbikat Mektebi’nde sürdürür. Bu okulda dördüncü sınıfa kadar okuyan Yetkin’in ilk öğretmenleri arasında İhsan Sungu, Ali Ulvi Elöve ve Selim Sırrı Tarcan bulunur. Ortaöğrenimini 1924’te Mekteb-i Sultanî’de (Galatasaray Lisesi) tamamlayan yazarın öğretmenlerinden birisi Namık Kemal’in oğlu Ali Ekrem Bolayır’dır. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat ve Hukuk Fakültelerine kayıt yaptıran yazar, buradaki bir yıllık öğrenimi sırasında Mehmet Fuat Köprülü ve Ali Ekrem Bolayır’dan dersler alır. Yükseköğrenimini ise 1925’te gittiği Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin felsefe alanında sürdürür. Daha sonra Rennes Üniversitesi’ne gitmiş, 1928 yılında deneysel psikoloji üzerine incelemeler yapmıştır. Bir yıl sonra Sorbonne’a döner ve eğitimini 1930 yılında tamamlayarak Türkiye’ye döner.
Suut Kemal Yetkin, sanat ve edebiyatın yanı sıra mimarlık, resim ve felsefe alanlarında incelemeler ve eleştiriler yaptığı eserlerinde de gözlemci ve araştırmacı bir üslup benimsemiştir. Yazılarının tamamında düşüncelerini açık ve yalın şekilde kaleme almıştır.
Suut Kemal Yetkin, öğrencilik yıllarında Fehamet Hanım ile evlenmiştir. Bu evlilikten bir erkek çocuk dünyaya gelmiş ancak ömrü kısa olmuştur. İkinci evliliğini ise 1932 yılında, öğretmen Adalet Hanım ile yapmıştır.
Suut Kemal Yetkin’in ilk evliliğinden bir erkek çocuğu olmuş ancak çok küçük yaşta vefat etmiştir. İkinci evliliğinde ise bir kız evlat sahibi olmuştur. Gülmen ismini verdikleri çocukları da 1959 yılında Prof. Dr. İlhan Öztrak (1925 - 1992) ile evlenmiştir. Gülmen Hanım ve İlhan Bey’in de 1962 yılında Kemal ismini verdikleri bir oğulları olmuştur.
Ord. Prof. Suut Kemal Yetkin, 18 Nisan 1980’de 77 yaşındayken kalp krizi sonucunda vefat etmiştir. Naaşı, 21 Nisan 1980 tarihinde Maltepe Camii’nde kılınan öğle namazından sonra Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir.
Suut Kemal Yetkin’in mezarı, Cebeci Asri Mezarlığı’ndadır. Ankara Altındağ ilçesindeki Gültepe mahallesinde bulunan Ankara’nın ikinci büyük mezarlığında Müslüman yanı sıra Hristiyan ve Musevi bölümleri de bulunur. Cebeci Asri Mezarlığı’nda Türk kültür ve siyaset tarihindeki önemli bazı isimlerin de mezarları bulunmaktadır.
Suut Kemal Yetkin hakkında yazılmış kitaplar ve tezlerden bazılarını aşağıdaki listede bulabilirsiniz:
Bu eserlerle birlikte Suut Kemal Yetkin’den söz edilen bazı eserler de şöyledir: