Salah Birsel ya da asıl adıyla Ahmet Selâhaddin (14 Kasım 1919, Bandırma, Balıkesir - 10 Mart 1999, İstanbul), şiir, deneme, roman, günlük, gezi, biyografi ve inceleme türlerinde toplam 50'den fazla eser yayımlamış Türk şair, deneme yazarı, roman yazarı, yayıncı ve memurdur.
Salah Birsel'in biyografisi incelendiğinde eğitim hayatına Saint-Polycarpe Fransız İlkokulu’nda başladığı görülmektedir. Ortaokulu Saint-Joseph Koleji’nde, liseyi İzmir Lisesi'nde tamamlamıştır. Lise eğitiminin ardından hukuk öğrenimi için İstanbul'a gelen Birsel, 2. sınıftayken bu bölümü bırakmıştır. 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun olmuştur.
Salah Birsel, birçok farklı işe girmiştir. Sümerbank'ta ve İş Bankası'nda çalışmıştır. 1938-1939 ders yılında Alsancak Gazi Ortaokulu'nda öğretmenlik yapmıştır. Yayıncılıkla ilgilenmiş, çeşitli dergiler çıkarmıştır. 1956'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kitaplık Müdürlüğü'ne atanan Salah Birsel, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'nde Fransızca mütercimliği de yapmıştır. Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyelerinden olmuş ve kurumun yayın kolu başkanlığını yapmıştır. Türk Dili dergisinin özel sayılarının hazırlanmasında rol oynayan Birsel, Ankara Üniversitesi Basımevi Müdürlüğü’nde de çalışmıştır.
Salah Birsel'in yaşam özeti başarılarla doludur. Türk Dil Kurumu Deneme Ödülü ve Sedat Simavi Edebiyat Ödülü gibi birçok ödül almıştır. Kitapları Yeditepe Yayınları, Türkiye İş Bankası Yayınları, Sel Yayıncılık, Broy Yayınları ve Bağlam Yayınları gibi birçok yayınevi tarafından yayımlanmıştır.
Salah Birsel’in 55 adet eseri aşağıda listelenmiştir:
Salah Birsel'in ilk kitabı 1947 yılında yayımlanan "Dünya İşleri"dir.
Salah Birsel, 50’den fazla eser yayımlamıştır.
Salah Birsel’in 16 adet şiir kitabı aşağıda listelenmiştir:
Salah Birsel’in en ünlü şiirlerinden 5 tanesi aşağıda verilmiştir:
ATLI ASES
Kilimlerle senin sofalarla var yürüyüşün
Geldik şimdi bu saçların ki çözdüm ve çözmedim
Kuşluk yürüyüşün senin gerinmelerle ikindi yürüyüşün
İnceciksin terliklerle uzunsun ya da gözlerle
Öyle yürüyüşün ki inmiş atlardan ya Erzurum'dan
Aşkın ardınca oldular ki anlayın işte artık
Hem İzmir'de Kordon boyuyla senin şıkırtıların
Geldik şimdi bu ellerin ki tuttum ve tutmadım
Böyleleyin yürüyüş kilerlerde sayılmış değil
Badem yürüyüşün kavunlarla Kırkağaç yürüyüşün
Çıplaksın yürüyüşünle kaşlarla esmersin ya da
Geldik şimdi bu ayakların ki öptüm ve öpmedim
Taylar gibi yürüyüşün senin Konya düzü gibi
Geldik şimdi bu atlar ki yıkıldım bittim
Ekmeklerle birikmiş değil bolluk böyleleyin
Rüzgarlarla senin buğdaylarla var yürüyüşün
PİYANOLU ASES
Ben piyano çalıyorum sen orada kaç yıl
Saçlarını at seni sevmeyi değiştiriyor çünkü
Ellerini at gözlerini at dudaklarını at yoksa
Ben seni okşuyorum senin esmerliğinle yoksa
Senin gökyüzün benim gökyüzümden piyanolu
Kirpiklerini at gözlerini öpüyorum çünkü
Kaşlarını at ağzım at kulaklarını at
Ben seni okşuyorum senin esmerliğinle yoksa
Ben senin dişlerinle gülüyorum daha ne
Senin yıldızların her gece Beethoven'li
Piyanoyu al seni düşünmeyi tutuyor çünkü
Ben seni sevdalıyorum sen orada kaç yıl
KİKİRİKNAME
Sizinkisi de gülmek mi a kikirikler
Gülünce şöyle sunturlu gülmeli
Bir iki üç dişleri göstermeli
Sırıtmalı değil zangır zangır gülmeli
Yakaları kolalatmalı bir iki üç
Bir iki üç başları doğrultmalı
Boşuna değil bu öğütler inanın
Gülünce sabah akşam gülmeli
Ceketler kavuşturmalı bir iki üç
Köşelerde değil ortalarda gülmeli
Düğmeleri parlatmalı zamanında
Gülünce şapkalarla gülmeli
Bir iki üç sayıyla bükülmeli
Sırayla değil hep birden gülmeli
İşin bütün inceliği burda a kikirikler
Gülünce dişleri göstermeli
KUŞKARNAVAL
Gittinse var bir kuşkaranlık
Çünkü o çaylak avlanmaya az kaldı
Milyon sana korkularda yiterken
Çünkü sen o ilk dokunuşta
Dudaktan dudağa bir Gülmari
Bir korkudan bir korkuya kuşkoridor
Geçince bir nehri güneşsiz bir yerinden
Yaşamak açık yaraların üstü
Git sen git ben ölürüm
Kentler açık sabahlara kadar
Beni bana bırak ey Gülmari
Çünkü yapışınca derimize o çaylak
Bir kuşkarnaval onu bildim
Çünkü ben ilk ölümümde
Bir milyon bir milyon
MİLYON MİLYON
Sağduyunuz yargıçlık etsin bu işe
Ev ne apartman ne
Benim saray saray ovalarım var
Bayırlarım döleklerim
Top top ağaçlarım var
Duyduk duymadık demeyin
Han ne hamam ne
Benim milyon milyon kurnalarım var
Köşk ne dükkân ne
Duyduk duymadık demeyin
Ceket ne pantolon ne
Benim delik delik donlarım var
Kollarım ayaklarım
Tin tin çarıklarım var
Gelin siz de arka çıkın
Şapka ne palto ne
Benim püfür püfür mintanlarım var
Atkı ne kravat ne
Sağduyunuz yargıçlık etsin bu işe
Tiyatro ne sinema ne
Benim milyon milyon oyuncularım var
Hoylularım Ayvazlarım
Çil çil keleşlerim var
Gülmeyin şaşırmayın
Vals ne tango ne
Benim çeşit çeşit halaylarım var
Mambo ne fokstrot ne
Milyon milyon bana bakın
Dost ne dostluk ne
Benim bölük bölük cönklerim var
Sazlarım darbukalarım
Raf raf insancıklarım var
Gelin siz de arka çıkın
Kız ne kadın ne
Benim milyon milyon şiirlerim var
Genç ne gençlik ne
Salah Birsel, 15’ten fazla şiir kitabı yayımlamıştır.
Salah Birsel’in şiir türünde en ünlü eseri "Köçekçeler" isimli kitabıdır.
Salah Birsel’in ilk şiiri 1937 yılında Gündüz dergisinde yayımlanan "Yalnızlık"tır.
Salah Birsel'in şiirleri dönemsel olarak farklı özellikleriyle ön plana çıkmaktadır. İlk şiirlerinde gurbet hissi, kendini tanıma, keşif duygusu, yalnızlık, ölüm, karamsarlık, gece, korku ve endişe gibi temalar işlemiş. Ölçüye ve kafiyeye bağlı kalmıştır. 1940'lı yıllara yaklaştığında ise şiirlerinde içerik ve şekil olarak birçok değişiklik yaşanmıştır. Şair serbest şiire yönelmiş, realizm akımından etkilenmiştir. 1953 yılından sonra ise Birsel, soyut ve anlamca kapalı şiirler yazmaya yönelmiştir. İkinci Yeni şiirinden etkilenmiş, dilde yeniliklere gitmiştir. 1960 yılından sonra daha toplumsal, siyasal içerikli şiirler yazmaya başlamıştır.
Salah Birsel'in şiiri alay, humour ve yergi unsurları içermektedir. Şiirlerinde duyguya yer vermiştir fakat bu duygululuk aşırıya kaçmamaktadır. Sözcüklere ve biçime çok önem vermiştir. Şair, şiiri bir zekâ işi olarak görmüş ve konusu, sözcük dağarcığı ve biçimiyle bir bütün olarak değerlendirmiştir. Salah Birsel'in şiirleri hakkında Mahmut Bahar'ın değerlendirmesi şu şekildedir: "Öykünme döneminden sonra kendisini 1940 kuşağının içerisinde bulur. 1955 yılından sonra yazdığı şiirlerde İkinci Yeni'ye kayıtsız kalamayan Birsel, şiirde yeni açılımlara ve kendini yenilemeye ihtiyaç duyar. Bu bağlamda zaman zaman kapalılığa varan fakat anlamsızlığa kaçmayan şiirler yazar. Bu seyir içinde şiirlerinde daha ziyade Fransız sembolistlerinin ve devrimcilerinin yanı sıra Mayakovski gibi şairlerin etkisi görülür."
Salah Birsel, tek bir şiir türüne bağlı kalarak şiir yazmamıştır.
Salah Birsel, gerçekçi bir şiir anlayışına sahiptir. Anlayışını şu sözlerle açıklamıştır: "Ben ağacın ağaç olduğunu söylemekten başka bir şey yapmam. Ama bunu söylerken duygularımı bir yana itmeyi de düşünmem. Yalnız olağanüstünün ineğin ağaca çıkmasıyla elde edileceğine inanmam. Bana göre ineğin kendisi zaten olağanüstüdür. Yapılacak iş insan, doğa, eşya ilişkilerini abartmadan, ülküleştirmeden verebilmektir."
Salah Birsel, ilk şiirlerinde hece ölçüsü kullanmış fakat zamanla serbest ölçüye geçmiştir.
Salah Birsel, şiirlerinde tek bir kafiyeye bağlı kalmamış, farklı kafiye çeşitlerini kullanmıştır.
Salah Birsel, denemeyi “biraz öykü, biraz sohbet, biraz iç dökmesi ve biraz da şiir” olarak değerlendirmektedir. Yazarın deneme türünde 22 adet eseri aşağıda listelenmiştir:
Salah Birsel, küçük yaşta roman türüne merak salmıştır. Erken yaşta birçok roman yazma denemesinde bulunmuş olsa da yazarın yayımlanmış tek romanı "Dört Köşeli Üçgen"dir. Kitap, Mehmet Güreli yönetmenliğinde sinemaya da uyarlanmıştır.
Salah Birsel’in gülük türünde 9 adet eseri aşağıda listelenmiştir:
Salah Birsel’in gezi yazısı türünde eseri "Kıbrısa Selam"dır.
Salah Birsel’in inceleme türünde 2 adet eseri aşağıda listelenmiştir:
Salah Birsel’in biyografi türünde eseri "Rüştü Onur"dur. Rüştü Onur, Zonguldak'ta yaşamış bir şair ve yazardır. 22 yaşında vefat ettiğinde arkasında kitaplaşmamış birçok eser bırakmıştır. Salah Birsel, dosttu olan Rüştü Onur'un eserlerini ve Onur'un ardından yazılanları derleyerek "Rüştü Onur" kitabını hazırlamıştır.
Salah Birsel, Cumhuriyet Dönemi yazarıdır.
Salah Birsel, okumaya düşkünlüğü ve yeniliklere açık tavrıyla kendine özgü bir sanat anlayışı oluşturmuştur.
Salah Birsel, İkinci Yeni akımından etkilenmiştir. Fakat yazar tüm eserlerini İkinci Yeni akımının etkisiyle yazmamıştır. Realizm ve sembolizm gibi farklı edebi akımlardan da etkilenmiştir.
Salah Birsel’in etkilendiği isimlerin birkaçı aşağıda listelenmiştir:
Salah Birsel, eserleri ve fikirleriyle hem birçok okuru hem de yazar ve şairleri etkilemiştir.
Salah Birsel, humour ve yergi unsurlarını içeren gerçekçi şiirleri, kendine özgü üslubuyla kaleme aldığı denemeleri ve Türk edebiyatında poetik nitelik taşıyan ilk kitap olarak kabul edilen "Şiirin İlkeleri" eseriyle edebiyatımızda önemli bir yere sahip olmuştur.
Salah Birsel’in kitapları Sel Yayıncılık, Broy Yayınları ve Bağlam Yayınları gibi birçok yayınevi tarafından yayımlanmıştır. Birsel'in yazılarının yayımlandığı dergilerin birkaçı aşağıda listelenmiştir:
Salah Birsel, İstanbul'da hukuk eğitimi aldığı dönemde Sümerbank'ta memur olarak çalışmıştır. Ardından İzmir'e dönen yazar, 1938-1939 ders yılında Alsancak Gazi Ortaokulu'nda öğretmenlik yapmıştır. Kısa süreli öğretmenlik deneyiminin ardından İstanbul'a geri dönmüş, İş Bankası'nda işe girmiştir. Yayıncılık işleriyle de ilgilenen Birsel, ABC Kitabevi'nden Sabahattin Kudret Aksal, Rıfat Ilgaz, Necati Cumalı ve Ziya Osman Saba gibi yazarların kitaplarını yayımlamıştır. Çeşitli dergiler de çıkarmıştır. 1954 yılında Çalışma Bakanlığı'nın görevlendirmesi üzerine Gaziantep'e gitmiştir. 1956'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kitaplık Müdürlüğü'ne atanan Salah Birsel, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'nde Fransızca mütercimliği de yapmıştır. Çok yönlü bir insan olan Birsel, Türk Dil Kurumu Yönetim Kurulu üyelerinden olmuştur ve kurumun yayın kolu başkanlığını yapmıştır. Türk Dili dergisinin özel sayılarının hazırlanmasında rol oynamıştır. Ankara Üniversitesi Basımevi Müdürlüğü’nde de çalışan Salah Birsel, 1972 yılında emekli olmuştur.
Salah Birsel, eserlerinde siyasete yer vermiştir; fakat bu eserler tamamen politikaya angaje eserler değildir. Birsel’in politik fikirlerinin estetik bir anlayışla dile getirilişidir.
Salah Birsel’in eserlerinden alınan 20 alıntı aşağıda listelenmiştir:
Salah Birsel’in aldığı ödüller aşağıda listelenmiştir:
Salah Birsel, baba tarafından İzmirli ve anne tarafından da Bandırmalıdır.
Salah Birsel’in babası, üzüm tüccarı Hafız Talat Bey’dir. Talat Bey’in hayatı hakkında detaylı bilgi yoktur.
Salah Birsel, ailesinin en küçük çocuğu olarak 14 Kasım 1919 tarihinde Bandırma’da dünyaya gelmiştir. Asıl adı Ahmet Selahaddin’dir. Bandırma’da doğmuş olsa da çocukluk yılları İzmir’de geçmiştir. Yazar İzmir’deki çocukluk yıllarında hem evde hem de dışarıda arkadaşlarıyla oyunlar oynamış, onlara Karagöz oynatmıştır. Okuma tutkusu da çocukluk yıllarından gelmektedir. Kitap okunan bir evde büyümüştür.
Salah Birsel, eğitim hayatına Saint-Polycarpe Fransız İlkokulu’nda başlamıştır. Ortaokulu da Saint-Joseph Koleji’nde tamamlamıştır. Lise eğitimini ise 1934 yılında Devlet Bakalorya sınavını kazanarak girdiği İzmir Lisesi'nde tamamlamıştır. Lise eğitiminin ardından 1937 yılında hukuk öğrenimi için İstanbul'a gelen Salah Birsel, hukuk eğitimini 2. sınıftayken bırakmıştır. Felsefe bölümüne devam etmiş ve 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun olmuştur.
Salah Birsel şiir, deneme ve roman gibi farklı türlerde eserler kaleme almış çok yönlü bir yazardır. Denemeleriyle ön plana çıkmıştır. 1940 kuşağı sanatçılarındandır. Şiirlerinde aşırıya kaçmadan duygulara yer vermiştir. Alay, humour ve yergi unsurlarını kullanmış, sözcüklere ve biçime çok önem vermiştir.
Salah Birsel, 1963 yılında tiyatro sanatçısı Jale Hanım'la evlenmiştir.
Salah Birsel’in çocukları hakkında bilgi yoktur.
Salah Birsel, 10 Mart 1999’da kalp krizi nedeniyle vefat ettiğinde 79 yaşındadır.
Salah Birsel’in mezarı, Feriköy Mezarlığı'ndadır.
Salah Birsel hakkında bilgi içeren 3 kitap aşağıda listelenmiştir: