Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Sabahattin Ali Kimdir: Hayatı ve Kişiliği
17.12.2021

Sabahattin Ali Kimdir: Hayatı ve Kişiliği

Sabahattin Ali Kimdir?

Sabahattin Ali (25 Şubat 1907, Eğridere - 2 Nisan 1948, Kırklareli), Cumhuriyet Döneminde roman, öykü, şiir, oyun gibi türlerde 15'ten fazla eser kaleme almış, Toplumcu Gerçekçi Türk şair, roman, oyun ve hikaye yazarıdır.

Sabahattin Ali, babasının görev yaptığı Bulgaristan’ın Gümülcine sancağına bağlı Eğridere ilçesinde Yüzbaşı Ali Selahattin Bey ve Hüsniye Hanım'ın ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Fikret ve Süheyla adlarında iki kardeşi vardır. Trabzon kökenli bir aileye mensup olan yazar Sabahattin Ali'nin büyükbabası Bahriye Alay Emini Oflu Salih Efendi'dir.

Sabahattin Ali, Eğitim hayatına Üsküdar Doğancılar’daki Füyuzat-ı Osmaniye Mektebi’nde başlamıştır. Başarılı bir öğrenci olan Sabahattin Ali, İstanbul Muallim Mektebi’nden öğretmen diploması ile mezun olmuştur.

Sabahattin Ali, birçok edebi türde eser vermiş ve eserleri ile Türk edebiyatında öncü isimlerden birisi olmuştur. 1948 tarihinde bir cinayet sonucu öldürülen Sabahattin Ali, birçok dile çevrilen eserleri ile dünyanın birçok ülkesinde tanınmış bir yazardır.

Sabahattin Ali Eserleri Nelerdir?

Sabahattin Ali’nin 19 adet eseri aşağıda listelenmiştir.

Sabahattin Ali'nin İlk Eseri Nedir?

Sabahattin Ali’nin ilk öyküsü 3 Mayıs 1924 tarihinde Yeni Yol dergisinde yer alan “Horoz Mehmet”tir. Sabahattin Ali, bu öyküsünü 17 yaşındayken “Gültekin” mahlasıyla yazmıştır. Prof. Dr. Ali Duymaz’ın araştırmaları sonucunda ortaya çıkan bu hikâye Sabahattin Ali öykücülüğünün bütün özelliklerini taşımaktadır.

Sabahattin Ali'nin Kaç Tane Eseri Vardır?

Sabahattin Ali’nin 19 adet eseri vardır.

Sabahattin Ali Şiirleri

Sabahattin Ali’nin 4 adet şiir kitabı aşağıda listelenmiştir.

  • Dağlar ve Rüzgâr
  • Kurbağanın Serenadı
  • Öteki Şiirler
  • Bütün Şiirler

Sabahattin Ali’ye ait en ünlü beş şiir aşağıda verilmiştir.

LEYLİM LEY

Döndüm daldan düşen kuru yaprağa

Seher yeli dağıt beni kır beni

Götür tozlarımı burdan uzağa

Yarin çıplak ayağına sür beni

 

Aldım sazı çıktım gurbet görmeye

Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye

Ne lüzum var şuna buna sormaya

Senden ayrı ne hal oldum gör beni

 

Ayın şavkı vurur sazım üstüne

Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne

Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne

Ay bir yandan sen bir yandan sar beni

 

Yedi yıldır uğramadım yurduma

Dert ortağı aramadım derdime

Geleceksen bir gün düşüp ardıma

Kula değil yüreğine sor beni

 

HAPİSHANE ŞARKISI -1-

Göklerde kartal gibiydim.

Kanatlarımdan vuruldum;

Mor çiçekli dal gibiydim,

Bahar vaktinde kırıldım.

 

Yar olmadı bana devir,

Her günüm bir başka zehir;

Hapishanelerde demir

Parmaklıklara sarıldım.

 

Coşkundum pınarlar gibi,

Sarhoştum rüzgarlar gibi;

İhtiyar çınarlar gibi

Bir gün içinde devrildim.

 

Ekmeğim bahtımdan katı,

Bahtım düşmanımdan kötü;

Böyle kepaze hayatı

Sürüklemekten yoruldum.

 

Kimseye soramadığım,

Doyunca saramadığım,

Görmesem duramadığım

Nazlı yarimden ayrıldım.

 

ÇOCUKLAR GİBİ

Bende hiç tükenmez bir hayat vardı

Kırlara yayılan ilkbahar gibi

Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı

Göğsümün içinde ateş var gibi

 

Bazı nur içinde, bazı sisteyim

Bazı beni seven bir göğüsteyim

Kah el üstündeydim, kah hapisteydim

Her yere sokulan bir rüzgar gibi

 

Aşkım iki günlük iptilalardı

Hayatım tükenmez maceralardı

İçimde binlerce istekler vardı

Bir şair, yahut bir hükümdar gibi

 

Hissedince sana vurulduğumu

Anladım ne kadar yorulduğumu

Sakinleştiğimi, durulduğumu

Denize dökülen bir pınar gibi

 

Şimdi şiir bence senin yüzündür

Şimdi benim tahtım senin dizindir

Sevgilim, saadet ikimizindir

Göklerden gelen bir yadigar gibi

 

Sözün şiirlerin mükemmelidir

Senden başkasını seven delidir

Yüzün çiçeklerin en güzelidir

Gözlerin bilinmez bir diyar gibi

 

Başını göğsüme sakla sevgilim

Güzel saçlarında dolaşsın elim

Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim

Sevişen yaramaz çocuklar gibi

 

DAĞLAR

Başım dağ saçlarım kardır,

Deli rügarlarım vardır,

Ovalar bana çok dardır,

Benim meskenim dağlardır.

 

Şehirler bana bir tuzak,

İnsan sohbetleri yasak,

Uzak olun benden, uzak,

Benim meskenim dağlardır.

 

Kalbime benzer taşları,

Heybetli öter kuşları,

Göğe yakındır başları;

Benim meskenim dağlardır.

 

Yarimi ellere verin;

Sevdamı yellere verin;

Elleri bana gönderin:

Benim meskenim dağlardır.

 

Bir gün kadrim bilinirse,

İsmim ağza alınırsa,

Yerim soran bulunursa:

Benim meskenim dağlardır.

 

HAPİSHANE ŞARKISI -5-

Başın öne eğilmesin

Aldırma gönül aldırma

Ağladığın duyulmasın

Aldırma gönül, aldırma

 

Dışarda deli dalgalar

Gelip duvarları yalar

Seni bu sesler oyalar

Aldırma gönül, aldırma

 

Görmesen bile denizi

Yukarıya çevir gözü

Deniz dibidir gökyüzü

Aldırma gönül, aldırma

 

Dertlerin kalkınca şaha

Bir sitem yolla Allah’a

Görecek günler var daha

Aldırma gönül, aldırma

 

Kurşun ata ata biter

Yollar gide gide biter

Ceza yata yata biter

Aldırma gönül, aldırma

Sabahattin Ali Kaç Tane Şiir Yazmıştır?

Sabahattin Ali, 100’den fazla şiir yazmıştır.

Sabahattin Ali En İyi Şiiri Hangisidir?

Sabahattin Ali’nin en ünlü şiiri “ Hapishane Şarkısı 5 yani Aldırma Gönül”dür.

Sabahattin Ali İlk Şiiri Hangisidir?

Sabahattin Ali'nin yazdığı ilk şiir bilinmemektedir. Fakat ulaşılan en eski şiirleri Balıkesir Karesi Darülmuallimini’nde öğrenci iken 1924 yılında arkadaşları ile birlikte çıkardıkları okul gazetesinde yayımlamış 5 Mart 1924 tarihli “Kamer-i Mestur” ve “Saçlarımın Türküsü” isimli şiirlerdir.

Sabahattin Ali Şiirlerinin Özellikleri Nelerdir?

Sabahattin Ali'nin şiirlerinde yer alan temalar: Sevgi, aşk hapishane yaşamının zorluğu, karamsarlık, bireysel yalnızlık, bunalma ve kaçıştır. Sabahattin Ali, bazı şiirlerinde kişileri de konu edinmiş ve babası Selahattin Bey, Mustafa Kemal Atatürk, Abdülkâdir Geylânî ve Ziya Gökalp'i konu ettiği şiirler kaleme almıştır. Sabahattin Ali roman ve öykü gibi birçok türde eser kaleme almış olsa da şiirleri oldukça popüler olmuş ve Ahmet Kaya, Zülfü Livaneli, Edip Akbayram, Sezen Aksu, Volkan Konak, Nükhet Duru ve Ali Kocatepe gibi sanatçılar tarafından beste halinde seslendirilmiştir.

Sabahattin Ali bentlerden oluşan şiirler kaleme almış, bazı şiirlerinde ise divan şiiri geleneklerini yaşatmıştır. Toplumcu Gerçekçi yazarlardan olan Sabahattin Ali, şiirlerinde toplumsal sorunlardan daha çok bireysel konulara eğilmiş, ağırlıklı olarak melankolik bir ben’in şiirini yazmıştır. Sabahattin Ali'nin sade ve anlaşılır bir dille yazdığı şiirlerinde halk şiiri imaj ve kalıplarına rastlamak mümkündür. Az da olsa bazı şiirlerinde Osmanlı Türkçesine ait Arapça- Farsça asıllı kelimelere de yer vermiştir.

Sabahattin Ali Şiirleri Hangi Türdedir?

Sabahattin Ali, koşma biçiminde şiirler yazmıştır. Koşma: Genellikle hecenin 8'li ve 11'li kalıplarıyla yazılan, en az üç, en fazla altı dörtlükten oluşan âşık edebiyatı nazım biçimidir. Sabahattin Ali, farklı türlerde şiirler de kaleme almış, daha çok bentlerden oluşan şiirler yazmıştır. Sabahattin Ali'nin az da olsa divan şiiri geleneklerini yansıtan şiirleri de vardır.

Sabahattin Ali'nin Şiir Anlayışı Nedir?

Sabahattin Ali, Toplumcu Gerçekçi anlayışla eserler kaleme almış bir yazar olsa da şiirlerinde daha çok melankolik bir ben’i anlatmıştır.

Sabahattin Ali Şiirlerinde Hangi Ölçüyü Kullanmıştır?

Sabahattin Ali, hece ölçüsünü kullanmıştır. En çok kullandığı hece kalıbı ise hecenin sekizli kalıbıdır.

Sabahattin Ali Şiirlerinde Hangi Kafiyeyi Kullanmıştır?

Sabahattin Ali, şiirlerinden birçok kafiye türünü kullanmıştır.

Sabahattin Ali Şiirleri Nerelerde Yayımlanmıştır?

Sabahattin Ali’nin şiirleri birçok yerde yayımlanmıştır. Sabahattin Ali’nin şiirlerinin yayımlandığı gazete ve dergiler aşağıda listelenmiştir.

  • Çağlayan Dergisi
  • Akbaba Dergisi
  • Güneş Dergisi
  • Varlık Dergisi
  • Ayda Bir Dergisi
  • Yurt ve Dünya Dergisi
  • Yeni Türk Dergisi
  • Tercüme Dergisi
  • Marko Paşa Gazetesi
  • Ali Baba Dergisi
  • Yeni Anadolu Gazetesi
  • Projektör Dergisi
  • Hakikat Gazetesi
  • Tan Gazetesi
  • Ulus Gazetesi
  • Merhum Paşa Gazetesi
  • Malum Paşa Gazetesi
  • Yedi Sekiz Hasan Paşa Gazetesi
  • Zincirli Hürriyet
  • Servet-i Fünun Dergisi
  • Irmak Dergisi
  • Hayat Dergisi
  • Meşale Dergisi

Sabahattin Ali Romanları

Sabahattin Ali’nin 3 adet romanı aşağıda listelenmiştir.

  • Kürk Mantolu Madonna
  • Kuyucaklı Yusuf
  • İçimizdeki Şeytan

Sabahattin Ali'nin En Önemli Romanı Hangisidir?

Sabahattin Ali’nin en ünlü romanı “Kürk Mantolu Madonna”dır.

Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna Eserinin Önemi ve Aldığı Eleştiriler

Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" romanı Hakikat gazetesinde Büyük Hikâye başlığıyla kırk sekiz sayı şeklinde tefrika edilmiştir. Sabahattin Ali'nin ikinci kez askere alındığı dönemde kaleme aldığı "Kürk Mantolu Madonna" romanının tefrika edildiği tarih ise 18 Aralık 1940 - 8 Şubat 1941 tarihleri arasıdır. 1943 yılında ise ilk kez Remzi Kitabevi’nden kitap halinde çıkmıştır. Aşk ve evlilik temalarının öne çıktığı roman Raif Efendi'nin hayatında yaşadığı en yoğun üç aylık süreci anlatmaktadır. On iki ila on beş yıllık bir zaman diliminde yaşananları anlatan "Kürk Mantolu Madonna" romanı, Sabahattin Ali'nin üzerinde en çok konuşulan eseridir.

Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" romanı Türk Kütüphaneciler Derneği'nin yayımladığı istatistiklere göre 2015 yılında Türkiye'de en çok okunan kitap olmuştur. Kitap bu popülerliğine hem sosyal medyada çokça konuşulması ve paylaşılması, hem de okullarda önerilmesi ile kavuşmuştur. Almanca, Arapça, Rusça, İngilizce, İspanyolca ve İtalyanca gibi çeşitli dillere de çevrilmiş olan "Kürk Mantolu Madonna" romanı, 2017 yılında üniversite kütüphanelerinden en çok ödünç alınan kitaplar listesinde de yer almaktadır. Hakkında çokça konuşulan ve hem olumlu hem de olumsuz birçok eleştiri alan "Kürk Mantolu Madonna" romanı hem tiyatroya uyarlanmış hem de sinemaya uyarlanmaya hazırlanmaktadır.

Sabahattin Ali Romanlarının Özellikleri Nelerdir?

Sabahattin Ali'nin ilk romanı "Kuyucaklı Yusuf "tur. Romanlarında genel anlamda bireysel temalar ön plana çıkmıştır. Romanlarında kullandığı bazı kavramlar ise: Aile, evlilik, aşk, intihar ve mektuptur. Sabahattin Ali'nin romanlarında öne çıkan konular ise sosyal sorunlar, iletişimsizlik ve yalnızlıktır. Sabahattin Ali, eleştirel ve realist bir tavırla kaleme aldığı romanlarında aydın kesimi eleştirmekten kaçınmamıştır. Kaleme aldığı üç romanının da ana karakteri erkek olan Sabahattin Ali, bu üç karakteri de bulundukları çevreye uyum sağlayamamış kişilerden seçmiştir. Farklı mekan ve farklı zaman dilimlerini anlatan romanları ile sosyal gerçekçi eserler kaleme almış olan Sabahattin Ali'nin dili de yalın, sade ve anlaşılır bir dildir.

Sabahattin Ali Öyküleri

 Sabahattin Ali’nin 5 adet öykü kitabı aşağıda listelenmiştir.

  • Değirmen
  • Kağnı
  • Ses
  • Yeni Dünya
  • Sırça Köşk

Sabahattin Ali Oyunları

Sabahattin Ali'ni oyunu 1936 yılında "Esirler" adı ile yayımlanmıştır. Türk tarihindeki Kürşad İhtilali'nden esinlenilerek yazılmış olan eser üç perdeden oluşmaktadır.

Sabahattin Ali Çevirileri

Sabahattin Ali’nin 5 adet çeviri eseri aşağıda listelenmiştir.

  • Fontamara (Ignazio Silone) 
  • Üç Romantik Hikâye
  • Antigone (Sophokles)          
  • Minna Von Barhlem (G. Ephraim Lessing)
  • Tarihte Garip Vakalar

Sabahattin Ali Hangi Dönem Yazarıdır? 

Sabahattin Ali Cumhuriyet dönemi yazarıdır.

Sabahattin Ali Sanat Anlayışı Nedir?

Sabahattin Ali, “sanat toplum içindir” anlayışını benimsemiştir.

Sabahattin Ali Hangi Edebi Akımdan Etkilenmiştir?

Sabahattin Ali, Toplumcu Gerçekçi edebiyat akımından etkilenmiştir. Toplumcu Gerçekçilik: 1930'lu yıllarda sosyalizm ideolojisinin sanat ve edebiyata yansıması olarak ortaya çıkmış ve ilk örneği Maksim Gorki'nin "Ana" isimli romanı kabul edilen bir akımdır. Devrim, işçi sınıfı ve sanayi akımın ele aldığı ana konulardandır. Türk edebiyatında Toplumcu Gerçekçi eserler kaleme alan yazarlar ise Anadolu coğrafyasında yaşananları konu edinmiştir. İdeolojiye angaje olmuş olan Toplumcu Gerçekçilik, 1940 ve 1950'li yıllarda Sol edebiyat olarak nitelendirilmiştir. Anadolu'nun problemlerini ve bu problemlerin çözümlerini arayan Toplumcu Gerçekçi eserler 1940 yılına kadar gösterilen Anadolu'dan daha başka bir Anadolu'yu göstermiştir. Sanatın gerçeği yansıtması gerektiğini savunan Toplumcu Gerçekçi Türk yazarlardan bazıları aşağıda listelenmiştir.

Sabahattin Ali Kimlerden Etkilenmiştir?

Sabahattin Ali’nin etkilendiği isimlerden bazıları aşağıda listelenmiştir.

Sabahattin Ali Kimleri Etkilemiştir?

Sabahattin Ali, tüm iyi edebiyatçılar gibi hem eser verdiği dönemde hem de vefatından sonra birçok kişiyi etkilemiştir.

Sabahattin Ali'nin Edebiyat İçin Önemi Nedir?

Sabahattin Ali, roman, öykü ve şiir gibi birçok türde beğenilen ve başka yazarları etkileyen eserler kaleme alması, Türk hikâyeciliğini Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir ve Samim Kocagöz çizgisi ile devam edecek olan yeni bir mecraya sürüklemesi ile edebiyatımızda önemli bir yere sahip olmuştur.

Sabahattin Ali'nin Edebi Kişiliği Nasıldır?

Sabahattin Ali, "Sanat gücünü daha çok hikayelerinde gösteren, Anadolu köy kasaba hayatından aldığı acıklı konuları gerçekçi bir yöntemle işleyen, kuvvetli doğa tasvirleriyle sert çizgili çarpıcı bir tragedya niteliği kattığı hikayeler yazan" şiir, öykü, roman ve tiyatro gibi birçok edebi türde eser kaleme almış Toplumcu Gerçekçi bir yazardır. Eserlerinde sade ve anlaşılır bir dil kullanmış, “halkın konuştuğu, anladığı dili kullanma” prensibini benimsemiştir.

Sabahattin Ali'nin Eserleri Nerelerde Yayımlanmıştır?

Sabahattin Ali’nin eserleri birçok gazete ve dergide yayımlanmıştır. Sabahattin Ali’nin eserlerinin yayımlandığı yerler aşağıda listelenmiştir.

  • Çağlayan Dergisi
  • Akbaba Dergisi
  • Güneş Dergisi
  • Varlık Dergisi
  • Ayda Bir Dergisi
  • Yurt ve Dünya Dergisi
  • Yeni Türk Dergisi
  • Tercüme Dergisi
  • Marko Paşa Gazetesi
  • Ali Baba Dergisi
  • Yeni Anadolu Gazetesi
  • Projektör Dergisi
  • Hakikat Gazetesi
  • Tan Gazetesi
  • Ulus Gazetesi
  • Merhum Paşa Gazetesi
  • Malum Paşa Gazetesi
  • Yedi Sekiz Hasan Paşa Gazetesi
  • Zincirli Hürriyet

Sabahattin Ali Yazarlık Dışındaki Kariyeri

Sabahattin Ali, yazarlık dışında mümeyyizlik, yayıncılık, çevirmenlik, kamyon ve nakliyecilik gibi pek çok farklı işte çalışmıştır.

Sabahattin Ali Öğretmenlik Hayatı ve Hakkındaki Soruşturmalar

Sabahattin Ali, İstanbul Muallim Mektebi’nden öğretmenlik diploması ile mezun olduktan sonra ilk öğretmenlik deneyimini Yozgat Merkez Cumhuriyet İlkokulunda gerçekleştirmiştir.  1928 yılında ise eğitim amacıyla Türkiye Cumhuriyeti tarafından Almanya'ya gönderilmiştir. On beş gün Berlin'de kalan Sabahattin Ali sonra Potsdam'a yerleşmiştir. Almanya'da hem özel bir kurumdan hem de bazı kişilerden özel Almanca dersi alan Sabahattin Ali, Almanya'daki ikinci yılını tamamlamadan Türkiye'ye geri dönmüştür.

Sabahattin Ali, Türkiye'ye döndükten sonra Nihal Atsız, Pertev Naili Boratav, Orhan Şaik Gökyay ve Nihad Sâmi Banarlı gibi arkadaşlarının yanında kalmış, Bursa'nın Orhaneli ilçesine ilkokul öğretmeni olarak atanmıştır. Bursa'nın ardından Aydın'a Almanca öğretmeni olarak atanmıştır. Sabahattin Ali, Aydın'dayken komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılmış ve hakkında önce serbest kalması yönünde bir karar verilse de soruşturma ilerlemiş ve bir süre Aydın Hapishanesi'nde tutuklu kalmıştır. Sabahattin Ali, Aydın Hapishanesi'nden çıktıktan sonra Almanca öğretmeni olarak Konya Ortaokulu'na atanmıştır.

Sabahattin Ali, 22 Aralık 1932 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü gibi Türk devlet yöneticilerini yerdiği iddiasıyla tekrar tutuklanmıştır. Bu tutuklanması bir toplantıda okuduğu  "Hey anavatanından ayrılmayanlar" şeklinde başlayan şiirdir. Önce Konya ardından da Sinop Cezaevine gönderilen Sabahattin Ali, Cumhuriyet'in 10. kuruluş yıl dönümü sebebiyle çıkan genel aftan yararlanarak serbest kalmıştır. Sinop'ta kaldığı cezaevi günümüzde müze haline getirilmiş ve ziyarete açılmıştır.

Sabahattin Ali'nin Siyasi Görüşleri

Sabahattin Ali, Almanya'ya gidip komünizmle tanışana kadar Türk Ocakları'na giden, Türkçülük düşüncesini benimsemiş birisidir. Siyasi fikirlerini eserlerinde ve çeşitli yazılarında dile getirmekten çekinmeyen Sabahattin Ali, bu nedenle birçok kez tutuklanmış ve hapis cezasına çarptırılmıştır. Tek parti sistemine karşı olan ve bunu sık sık dile getiren Sabahattin Ali, İşçi Partisi'ne girmek istemiş fakat kabul edilmemiştir. Marksist bir yönü de bulunan Sabahattin Ali, ırkçılık ve Turancılık üzerine yazılar da yazmıştır.

Sabahattin Ali Belgeseli

Sabahattin Ali'nin hayatını konu alan ve anlatan birçok belgesel ve program bulunmaktadır. Sabahattin Ali'nin hayatını anlatan bu belgesel ve programlara internet üzerinden ulaşmak mümkündür. İnternet üzerinden ulaşılabilecek bazı belgesel ve programlar aşağıda listelenmiştir.

  • Nebil Özgentürk: Kayıp Kemiklerin İzinde: Bir Sabahattin Ali Trajedisi
  • Edebiyat Söyleşileri Televizyon Programı 10. Bölüm
  • Onun Hikayesi Youtube Kanalı: Sabahattin Ali'nin Hikayesi
  • DW Türkçe Youtube Kanalı: Kürk Mantolu Madonna ve Sabahattin Ali'nin Berlin'i
  • Portreler Galerisi: Sabahattin Ali
  • Kim O? Youtube Kanalı: Sabah Yıldızı: Sabahattin Ali

Sabahattin Ali Sözleri

Sabahattin Ali’nin 20 adet sözü aşağıda listelenmiştir.

  • Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. İnsan muhitin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir. Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş olmuştu. Fakat bu yetmiyor. Şiirlerimde de gördün ki kitaplara rağmen çok ıstırap çektim. Çünkü candan bir insanım yoktu. Sen benim yarım kalan tarafımı ikmal edeceksin.
  • Bir arkadaş istiyorum. Benimle konuşmadan beni tamamen anlayacak, benimle karşı karşıya saatlerce hiç konuşmadan oturabilecek bir arkadaş.
  • Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekte daha güç, fakat daha insancadır. Bugün böyle düşünenlere saf, hatta enayi derler. Fakat ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın doğru bulduğu şeyleri etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız.
  • Hiçbiri insanı insan yapan şeyin şahsiyet olduğunu, bütün ilimlerin, bütün tecrübelerin yalnız bunu temine yaradığını anlamamıştır.
  • İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
  • Dünyada her felaketin içinden en az zararla sıyrılmanın yolu hayata uymak, muhite uymak, hiç sivrilmemektir.
  • “O gelmez artık” dedi. “Nereden biliyorsun” dedim. “Gidişinden belliydi” dedi.
  • Bir zamanlar birbirlerinden ayrılmak, birbirlerini kaybetme ihtimalinin korkusunu çekmiş olmasalar, belki de birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını hala bilmeyeceklerdi.
  • Ama unutma, taş duvarlar arasındaki karanlığımın senden başka penceresi yok.
  • Hayat birbirinde ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyor. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değil ve sadece hatıralar iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değil.
  • “Herkes ne diyecek!” Herkesten ne gördüm ki? Bu herkes dedikleri şey beni üzmekten başka ne yaptı.
  • Sana kızgın değilim. Sana kızmayacak kadar seni iyi tanıyorum. Sonra seni seviyorum. Neden sevdiğimi bilmeden seviyorum. Bu sevgiyi her gittiğim yere beraber götüreceğim. Allahaısmarladık.
  • Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir. On adım ötede en büyük hürriyetlere götüren denizi dinlemek ve sonra aradaki kalın kale duvarlarına gözleri dikerek bakmaya, denizi yalnız muhayyilede görmeye mecbur kalmak az azap mıdır? Bahçede insanın ayakucuna inerek ekmek kırıntılarını toplayan ve aynı hürriyetsiz topraklarda sağa sola adım atan bir kurşun bir kanat vuruşuyla bu duvarları aşarak serbestliklerle kucaklaşmaya gittiğini görmektense, nefes almaktan başka hürriyeti hatırlatacak hiçbir şey bulunmayan bir yerde kapanmak daha iyi değil midir?
  • Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş… Ne aradığımızı bilmeden aramak… Şimdi içim rahat, aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükunet içindeyim… Dünyada bundan büyük bir saadet olur mu?
  • Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: 'Dünyada neler gördünüz?' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki...
  • Demek hayat böyle iki adım ileri bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?
  • Zannediyorsun ki, hepimiz birer makineyiz ve evvelden kurulduğumuz gibi işleriz. Bir yerde bir bozukluk oldu mu, derhal orayı söküp atmak lazım!.. En kuvvetli insanın bile bazan ne kadar zayıf anları, istediğinin tam aksini yapmaya mecbur olduğu dakikaları bulunduğunu nasıl inkar edebiliriz?
  • Niçin rüzgarlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz?
  • Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğumuzu zannetmektir ki, ne kendimiz bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur

Sabahattin Ali'nin Aldığı Ödüller

Sabahattin Ali’nin almış olduğu ödüller bilinmemektedir.

Sabahattin Ali Nerelidir?

Sabahattin Ali, baba tarafından Trabzon Oflu, anne tarafından Bulgaristan Lofçalıdır.

Sabahattin Ali'nin Babası Kimdir?

Sabahattin Ali'nin babası piyade yüzbaşısı Cihangirli Ali Selahattin Bey'dir. Ali Selahattin Bey 1876 yılında doğmuş, 1926 yılında vefat etmiştir. İstanbul'un eski ve asil bir ailesinden gelen Ali Selahattin Bey, Gümülcine'deki görevinin ardından 1. Dünya Savaşı yıllarında Çanakkale’ye Divan-ı Harb Örfi Reisi olarak gönderilmiştir. Çanakkale'deki görevinin ardından ailesiyle birlikte önce İzmir, ardından da Balıkesir’in Edremit ilçesine taşınmıştır. Eğridere'de zabit olarak çalıştığı dönemde kendisinden on altı yaş küçük olan Hüsniye Hanım ile evlenmiştir. Ali Selahattin Bey, Tevfik Fikret ve Prens Sabahaddin gibi dönemin entelektüelleri ile dosttur ve bu nedenle ilk oğluna Sabahattin, ikincisine Fikret ismini vermiştir. Tek kızı ise 1920 yılında aileye katılan Süheyla'dır.

Sabahattin Ali Çocukluğu Nasıldır?

Sabahattin Ali'nin çocukluğu birden fazla şehirde geçmiştir. Annesi Hüsniye Hanım, on altı yaşında evlenmiş ve ruhsal sorunlarından ötürü defalarca intihara kalkışmıştır. Annesinin ruhsal problemleri ve ailesinin yaşadığı maddi zorluklar Sabahattin Ali'nin çocukluğunu etkilemiştir. Sabahattin Ali'nin çocukluk arkadaşı Ali Demirel, Hüsniye Hanım'ı "çok sinirli bir insan "olarak tanımlamıştır. İnsanlara karşı kapalı, arkadaşlarının oyunlarına katılmayan, kendi hâlinde takılmayı seven, daha çok evde kitap okuyan ya da resim çizen bir çocuk olan Sabahattin Ali, çocukluk döneminde yaşadığı tüm zorluklara rağmen başarılı bir öğrenci olmuştur.

Sabahattin Ali Eğitim Hayatı Nasıldır?

Sabahattin Ali, eğitim hayatına 7 yaşında gitmeye başladığı Üsküdar Doğancılar’daki Füyuzat-ı Osmaniye Mektebi’nde başlamıştır. Daha sonra babasının görevi nedeniyle gittikleri Çanakkale'de Çanakkale İptidai Mektebinde okumuştur. Daha sonra ise ailesi ile birlikte gittikleri Balıkesir Edremit’in İptidai Mektebi’nde eğitim görmüştür. Edremit İptidai Mektebi'nin başarılı öğrencilerinden biri olan Sabahattin Ali, bu okuldan 1921 yılında mezun olmuştur. Mezun olduktan sonra 1 yıl İstanbul'da dayısının yanında kalan Sabahattin Ali, ardından Balıkesir'e geri dönerek 1922-1923 ders yılının başında Balıkesir Muallim Mektebine kaydolmuştur. Burada okuduğu dönemde edebiyat ile haşir neşir olan Sabahattin Ali, çeşitli dergilere yazılar, şiirler göndermiş ve arkadaşlarıyla birlikte okul gazetesi yayımlamıştır. Bu gazetede Sabahattin, Gültekin ve Halit Ziya imzalarıyla çeşitli hikaye, şiir ve karikatürler yayımlamıştır. Sabahattin Ali'nin "Kamer-i Mestur" ve "Saçlarımın Türküsü" adlı şiirleri bu gazetede yayımlanmıştır. Balıkesir Muallim Mektebi’nde eğitim aldığı 5 yıllın sonunda okul müdürü Esat Bey'in aracılığıyla 1926 yılında İstanbul Muallim Mektebi’ne nakledilmiştir. İstanbul Muallim Mektebi’nde eğitim almaya başladıktan sonra aynı okulda öğretmen olan Ali Canip Yöntem’in teşvikiyle dergilere şiirler ve hikâyeler göndermeye devam eden Sabahattin Ali, 21 Ağustos 1927 yılında bu okuldan öğretmenlik diplomasını alarak mezun olmuştur.

Sabahattin Ali Evlendi Mi?

Sabahattin Ali, 1932 yazında İstanbul'da eczacı Salih Başotaç'ın evinde tanıştığı Aliye Hanım'la 16 Mayıs 1935 tarihinde Kadıköy Evlendirme Dairesi'nde evlenmiştir. Eşini çok seven ve ona çeşitli mektuplar yazan Sabahattin Ali, bir mektubunda Aliye Hanım'a “Mektubunu aldım. ‘Ben fena kız değilim, senin meyus olmayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!’ diyorsun. Aliye, bana böyle şeyler yazma… Sonra ben sana deli gibi aşık olurum. Senin ne iyi kız olduğunu biliyorum. Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu. Bundan sonra ne diye kederli ve üzüntülü şeyler yazalım… Mektubundaki ‘Beni istediğim kadar sevmezsen ölürüm!’ cümlesini belki elli defa okudum. Ah Aliye, seni isteyebileceğinden çok seveceğim. Benim nasıl sevebileceğimi göreceksin.” sözleri ile seslenmiştir.

Sabahattin Ali'nin Çocukları

Sabahattin Ali’nin tek çocuğu Türk piyanist ve müzikbilimci Filiz Ali'dir.

Sabahattin Ali Kaç Yaşında Vefat Etti?

Sabahattin Ali, öldürüldüğünde 41 yaşındadır. Sabahattin Ali, hakkında açılan davalardan ve verilen haksız mahkûmiyet kararlarından bunaldığı ve sürekli tedirgin bir yaşam sürdüğü için Türkiye'den kaçmak istemiştir. Bu amacını gerçekleştirmek için cezaevinde tanıştığı arkadaşı Berber Hasan’ın bir tanıdığı olan Ali Ertekin’le 31 Mart 1948’de Kırklareli’ne gitmek için yola çıkan Sabahattin Ali, 1 Nisan 1948’de Ali Ertekin tarafından yolculuk esnasında öldürülmüştür.

Sabahattin Ali Mezarı Nerededir?

Sabahattin Ali'nin mezarı yoktur. Sabahattin Ali'nin bedenini bir çoban bulmuştur. Bedeni bulan çoban, 16 Haziran 1948 tarihinde durumu jandarmaya bildirmiştir. Beden Adli tıp yolunda kaybolmuştur.

Sabahattin Ali Hakkındaki Kitaplar

Sabahattin Ali hakkında yazılmış olan kitaplardan bazıları aşağıda listelenmiştir.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.