Rıfat Ilgaz (8 Mayıs 1911, Kastamonu - 7 Temmuz 1993, İstanbul), kayıtlara göre 7 Mayıs 1911 yılında, annesinden aldığı bilgiye göre ise Şubat 1910’da bir salı günü Kastamonu’nun Cide ilçesinde Hüseyin Vehbi Bey ile Fatma Hanım’ın yedinci ve son çocuğu olarak dünyaya gelen, takma adı Stepne olan; Toplumcu Gerçekçi şair, roman yazarı, öykü yazarı, eğitimci ve gazetecidir.
Rıfat Ilgaz'ın tam adı Mehmet Rıfat Ilgaz'dır ve nüfusu Bartın'a kayıtlıdır. 1934 yılında ilkokul öğretmenliği yaptığı sırada soyadı olmayanlara maaş verilmeyeceğini öğrenen yazar, Kastamonu'nun kendisine sanatı ve öğretmenliği kazandırdığını düşünerek doğduğu şehrin simgelerinden biri olan "Ilgaz"ı kendisine soyadı olarak seçmiştir. Çalışma hayatına öğretmenlik yaparak başlamış olan Rıfat Ilgaz'ın eğitimci kişiliği eserlerine de yansımıştır.
Rıfat Ilgaz, askere alındığında yıl 1933'tür ve yazar askerden döndükten sonra Gazi Eğitim Enstitüsü’ne girerek burada eğitim almış ve ardından da Türkçe öğretmenliği yapmaya başlamıştır. Türkçe öğretmenliği yapmaya başladığı dönem hayatı boyunca süren ve yazarı oldukça yoran verem hastalığına yakalandığı dönemdir. Hastalığı Adapazarı'nda başlamıştır fakat ağırlaşınca tedavi görmek amacıyla İstanbul’da Yakacık Sanatoryumu’na gelmiştir. Daha sonrasında da görev yerini de İstanbul olarak değiştirerek burada yaşamaya başlamıştır.
Yayımladığı “Sınıf” isimli şiir kitabı nedeniyle öğretmenlik görevinden uzaklaştırılan Rıfat Ilgaz, 1942 yılında İbrahim Abdülkadir Meriçboyu ve Faruk Toprak ile birlikte "Yürüyüş" dergisinin kadrosunda yer almaya başlamıştır. 29 Ekim 1948 ve 30 Ocak 1949 yıllarında da "Marko Paşa" dergisinin sorumlu müdürü olmuştur. Dergide yayımladığı yazılarından dolayı tekrar yargılanan yazar 1950 yılında çıkan “Af Kanunu” sayesinde ceza almaktan kurtulmuştur. Bu yargılamalarının ardından yazdıklarından ve eleştirilerinden vazgeçmeyen Rıfat Ilgaz, "Adembaba" ismini taşıyan mizah dergisinde çıkan bir yazısı ve "Devam" isimli şiir kitabı nedeniyle de yargılanmıştır. 1971 yılında ise "Gelecek" derginin kadrosuna dahil olmuştur. Bu derginin kadrosunda: Ercüment Behzat, A. Kadir, Fahir Önger, Hasan Hüseyin, Bedrettin Cömert, Asım Bezirci, Metin İlkin, Aydın Hatipoğlu ve Tekin Sönmez gibi isimler yer almaktadır. Dergi sıkıyönetim nedeniyle 6 sayı içerisinde kapatılmıştır.
1974 yılında Yenigün gazetesinden emekli olan Rıfat Ilgaz, 1975’te İstanbul’dan ayrılmış ve Cide’ye yerleşmiştir. Burada da yazı yazmaya devam eden yazar 1981 yılına kadar Cide Postası ve Bartın gazetesinde köşe yazarlığı yapmıştır. 12 Eylül 1980 yılında yaşanan askeri darbe esnasında Cide’de yaşayan yazar, tutuklanmış ve on yedi gün süren tutukluluk döneminde verem hastası olması sebebiyle Ballıdağ Sanatoryumu’nda kalmıştır. 7 Temmuz 1993 yılında ise akciğer embolisinden dolayı hayatını kaybetmiştir.
Rıfat Ilgaz, öğretmendir. Öğretmenlik görevine ilk olarak 1931 yılında Gerede’de bir ilkokulda öğretmenlik yaparak başlamıştır. Gerede’deki görevinin ardından önce Akçakoca’ya, ve buradan da Hendek ve Düzce arasında bir köy olan Gümüşova bucağına tayin edilmiştir. Gazi Eğitim Enstitüsü’ne başlayan Rıfat Ilgaz, üniversiteden mezun olduktan sonra Adapazarı’nda Türkçe öğretmenliği görevine getirilmiştir. Verem hastalığına yakalanan yazar, tedavi amacı ile tayinini İstanbul'a aldırmış ve 1939 yılının Ekim ayında Karagümrük Ortaokulu’nda çalışmaya başlamıştır. 1944 yılında ise İstanbul Nişantaşı Ortaokulu’nda Türkçe öğretmenliği yaptığı sırada çıkardığı "Sınıf" isimli şiir kitabı nedeniyle tutuklanmış ve görevinden uzaklaştırılmıştır. 1946 yılının Kasım ayında Yozgat Boğazlıyan Ortaokulu’na yeniden atansa da Haziran 1947’de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmenlik görevine son verilmiştir. Bu durumdan sonra da geçimini devam ettirmek amacı ile çeşitli yayın organlarına yazılar yazmış ve dergilerin yönetim kadrolarında yer almıştır.
Rıfat Ilgaz’ın 76 adet eseri aşağıda listelenmiştir.
Hababam Sınıfı İcraatın İçinde
Edebiyata olan ilgisi şiir ile başlayan yazarın ilk eseri henüz 16 yaşında iken “Nazikler Dergisi”nde yayımlanan “Sevgilimin Mezarında” isimli şiirdir.
Rıfat Ilgaz’ın bilinen eserlerinin sayısı 80’dir.
Rıfat Ilgaz’ın 12 adet romanı aşağıda listelenmiştir.
Rıfat Ilgaz’ın 3 adet anı kitabı aşağıda listelenmiştir.
Rıfat Ilgaz’ın 21 adet öykü kitabı aşağıda listelenmiştir.
Rıfat Ilgaz’ın çocuk edebiyatı içerisine dâhil olan 11 adet eserleri aşağıda listelenmiştir.
Rıfat Ilgaz’ın 6 adet tiyatro oyunu aşağıda listelenmiştir.
Rıfat Ilgaz'ın herkesçe bilinen en ünlü eseri "Hababam Sınıfı" isimli eseridir. Eser yazarın tanınmasının başat faktörlerinden birisi olması ve eğitim sistemindeki yanlışlıkları eleştirmesi ile büyük bir öneme sahiptir. Bu şöhrette eserden uyarlanan filmlerin payı oldukça büyüktür. Filmler Türk halkı tarafından çok sevilen ve her dönem ilgi gören yapıtlar halini almış, filmdeki oyuncular, oynadıkları rol ile anılır hale gelmiştir. Aynı zamanda eserden uyarlanan çeşitli tiyatro oyunları da mevcuttur.
Rıfat Ilgaz’ın 14 adet şiir kitabının adı aşağıda listelenmiştir.
ALİŞİM
Kasnağından fırlayan kayışa
kaptırdın mı kolunu Alişim!
Daha dün öğle paydosundan önce
Zileli’nin gitti ayakları.
Yazıldı onun da raporu:
“İhmalden! ”
Gidenler gitti Alişim,
boş kaldı ceketin sağ kolu...
Hadi köyüne döndün diyelim,
tek elle sabanı kavrasan bile
sarı öküz gün görmüştür,
anlar işin içyüzünü!
Üzülme Alişim, sabana geçmezse hükmün
Ağanın davarlarına geçer...
Kim görecek kepenek altında eksiğini
kapılanırsın boğazı tokluğuna.
Varsın duvarda asılı kalsın bağlaman
beklesin mızrabını.
Sağ yanın yastık ister Alişim,
sol yanın sevdiğini.
Ama kızlar da, emektar sazın gibi,
çifte kol ister saracak!
BİLMEYECEKLER
Geride kalanlara ne bırakacağım,
Çocuklarıma,
Onların da çocuklarına?
Olsa olsa
Karadeniz'den payıma düşeni…
Beş on evlek yer gökyüzünden.
Ne vermek istedimse sağlığımda,
Ne veremedimse,
Gizlenip kaçışlardan.
Biliyorum bu yüzden
Yokluğumu çekmeyecekler,
Hep yaşıyormuşum gibi gelecek onlara
Biraz ötelerde, uzaklarda.
Babamız diyecekler, dedemiz,
Dur durak bilmezdi,
Dert nedir, tasa nedir bilmezdi…
Neyi bildiğimi bilmeyecekler.
GİDİŞİNİ ANLATIYORUM
Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
Saçlarını, gözlerini, ellerini
Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
Termometrede yükselen çizgi çizgi
Kim bilir nerelerde soğuyorsun
Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen
İnsan insan bakan gözbebeklerin
Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder
Ne gelirse onlardan gelir bana
Çalışma gücü yaşama direnci
Mutluluk gibi kazanılması zor
Mutluluk gibi yitirilmesi kolay
Bir açarsın ki mutluyum
Bir kaparsın her şey elimden gitmiş
ŞİİRDE
Önce şiirde sevdim kavgayı
Özgürlüğü kelime kelime şiirde.
Mısra mısra sevdim yaşamayı,
Öfkeyi de, sevinci de…
Senin ışıklı günlerin,
Benim iyimser dostlarım
Hepsi hepsi şiirde.
Ne varsa yitirdiğim…
Bütün bulduklarım şiirde.
Kafiyeden önce gelen
Sevgilerimiz mi sade,
Sürgün de var
Hapis de.
ÇOCUKLARIM
Yoklama defterinden tanımadım sizi,
Benim haylaz çocuklarım
Sınıfın en devamsızını
Bir sinema dönüşü tanıdım
Koltuğunda satılmamış gazeteler
Dumanlı bir salonda
Kendime göre karsılarken aksamı
Nane sekeri uzattı en tembeliniz
Götürmek istedi küfesinde
Elimdeki ıspanak demetini
En dalgını sınıfın
Çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun
Palto ayakkabı yüzünden
Kiminiz limon satar balık pazarında
Kiminiz Tahtakale'de çaycılık eder
Biz inceleye duralım aç tavuk hesabi
Tereyağındaki vitamini
Kalorisini taze yumurtanın
Karşılıklı neler öğrenmedik sınıfta
Çevresini ölçtük dünyanın
Hesapladık yıldızların uzaklığını
Orta Asya'dan konuştuk
Laf kıtlığında
Birlikte neler düşünmedik
Burnumuzun dibindekini görmeden
Bulutlara mı karışmadık
Güz rüzgarlarında dökülmüş
Hasta yapraklara mı üzülmedik
Serçelere mi acımadık kış günlerinde
Kendimizi unutarak
Rıfat Ilgaz’ın bilinen şiir kitaplarının sayısı 14’tür.
Rıfat Ilgaz’ın en bilinen eseri “Hababam Sınıfı” isimli romanıdır. Bu romandan sonra da “Karartma Geceleri” isimli romanı en ünlü eserleri arasında yer almaktadır. “Karartma Geceleri” isimli eser aynı isimle sinemaya da uyarlanmıştır. Kitap yazarın kendi yaşamından yola çıkarak kurguladığı bir metindir. Eserde ele alınan konu: Toplumcu Gerçekçi bir anlayışla şiir kitabı çıkaran bir öğretmenin başına gelenlerdir. Eser, 2004 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan “100 Temel Eser” listesine girmiştir. Eserde 2. Dünya Savaşının etkileri görülebilmektedir. Metindeki ana karakter olan öğretmenin adı da Mustafa Ural’dır.
Rıfat Ilgaz’ın ilk şiiri 6 Temmuz 1927’de kaleme aldığı “Sevgilimin Mezarında” isimli şiirdir.
Rıfat Ilgaz’ın şiirlerine bakıldığında ilk dönem şiirlerinde sembolizm akımının etkilerine rastlamak mümkündür. Sanatlı bir söyleyiş ile kaleme aldığı bu şiirler öğretmenlik yaptığı döneme kadar devam etmiştir. İlk döneminin ardından kaleme aldığı şiirlerde sanat kaygısından uzaklaştığı ve toplumcu şiirler yazmaya başladığı görülmektedir. Yerli özellikler taşıyan şiiri mizah ve yergiye rastlanmaktadır. Nazım Hikmet’in etkisiyle şiirler yazan Rıfat Ilgaz’ın adı “40 Kuşağı” şairleri arasında anılmaktadır.
Rıfat Ilgaz’ın şiirleri serbest nazım özellikleri taşımaktadır.
Rıfat Ilgaz, Toplumcu Gerçekçi şiir anlayışını benimsemiş bir yazardır. Toplumcu Gerçekçi şiir anlayışının ürünü olan şiirler serbest nazım özelliklerini taşımaktadır. İdeolojik içeriklidir ve Materyalist, Marksist bir görüş üzerine kurulmuştur. Halkçılık, köycülük ve hümanist bir görüşün hakim olduğu eserler toplumu eğitmeyi amaçlamaktadır. Sanatçılar toplumun ruh mühendisi olarak kabul edilmiştir. İyimser bir bakış açısı ile sanatı dinsel ve töresel bağlardan kurtarmak istemişlerdir. Toplumcu Gerçekçi edebiyat anlayışını benimsemiş bazı yazarlar aşağıda listelenmiştir.
Rıfat Ilgaz'ın şiir yazımı ile başlayan edebi yaşamı roman yazımı ile devam etmiştir. Şiirleri nedeniyle yargılanması ve öğretmenlik görevinden uzaklaştırılması ile geçim kaygısına kapılmış ve roman yazarak geçimini devam ettirmeye çalışmıştır. Şiir ve öyküde olduğu gibi romanlarında da Toplumcu Gerçekçi edebi anlayışını devam ettirmiştir. Romanlarında yapısal olarak iki yöntem kullanmıştır. Bunlardan ilki klasik roman anlatımının yöntemleri ile kaleme alınan romanlardır. Bu gruba: Karadeniz’in Kıyıcığında, Yıldız Karayel, Karartma Geceleri ve Sarı Yazma gibi romanlar örnek gösterilebilmektedir. İkincisi ise "ortak belirleyicilerden -mekân, kişiler gibi- hareketle yarı bağımsız hikâyelerden oluşan" eserlerdir. Bu eserlere: Hababam Sınıfı, Meşrutiyet Kıraathanesi, Bizim Koğuş (Pijamalılar), Hababam Sınıfı ve Meşrutiyet Kıraathanesi eserleri örnek verilebilmektedir. Bu eserler hakkında "Bu romanlar ya ortak mekânın ortadan kaldırılması ya kişilerin hepsinin veya birinin bu mekândan ayrılışı ile son bulur" tanımı yapılmıştır. İkinci gruptaki romanlarda mizahi bir yön de vardır.
Rıfat Ilgaz, "Sınıf" isimli şiir kitabından dolayı tutuklanıp öğretmenlik görevinden uzaklaştırılınca geçim kaygısı ile hikaye yazmaya başlamıştır. Bu amaçla kaleme aldığı mizahi hikayeleri dergilerde yayımlanınca mizah ustası olarak anılmaya başlamıştır. Bu hikayelerinden en bilinenleri "Hababam Sınıfı"dır. "Dolmuş" dergisinde “Stepne” takma adıyla yazdığı bu hikayeler toplanmış ve "Hababam Sınıfı" adı ile roman şeklinde yayımlanmıştır. Mizahi bir üslupla kaleme aldığı hikayelerin dili sade ve anlaşılırdır. Toplumcu Gerçekçi anlayışını hikayede de devam ettiren Rıfat Ilgaz, eserlerinde yoksul insanları ve sosyal hayatta yaşanan aksaklıkları dile getirmiştir.
Rıfat Ilgaz, Cumhuriyet Dönemi yazarıdır.
Rıfat Ilgaz’ın etkilendiği kişiler aşağıda listelenmiştir.
Rıfat Ilgaz, Türk edebiyatında toplumun meselelerini ele alan Toplumcu Gerçekçi sanat anlayışının en önemli temsilcilerinden birisidir. Edebiyatımızda mizah açısından da önemli bir yere sahip olan yazar özellikle Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile birlikte çıkardıkları "Markopaşa" isimli dergi ile ülkenin durumunu ve gidişatını eleştiren yazılar kaleme almıştır.
Rıfat Ilgaz’ın aldığı ödüller aşağıda listelenmiştir.
Rıfat Ilgaz ile ilgili Türkiye’de yapılan faaliyetler aşağıda listelenmiştir.
Rıfat Ilgaz ile ilgili dünyada yapılan faaliyetler aşağıda listelenmiştir.
Rıfat Ilgaz’ın kitaplarından alınmış 20 adet alıntı aşağıda listelenmiştir.
“Doğru! Polis tarafından aranan bir suçlunun… Bir katilin! Bir casusun!”
“Polis tarafından aranman yetmez mi? Ne olursan ol!”
“Demek böyle düşünüyorsun!”
“Gerçek bu değil mi?”
“Gerçek bu! Haklısın! Ama sen eğer önem verirsen şöyle de düşünebilirsin; bir şairin karısı olduğunu! Bırak şairliğimi, halkının çilelerden kurtulmasını isteyen, onu seven, onun parasıyla okutulduğu için halkına, ulusuna karşı borcunu ödemeye çalışan bir öğretmenin karısı… Eğer bu sana yetmiyorsa…”
Gerisini getiremediği için mi sustu, bu kadar açıklamayı yeter bulduğu için mi? Gerisini getirmeyi ondan beklediğinden mi yoksa? Sustu bir süre.”
''İşte geldi ya özgürlük! Daha ne isteyip duruyorsun?''
''Onun yanında bağımsızlık da isteriz!''
''Dur bakalım!'' dediler. '' O kadar uzun boylu değil! İstenecek bir şey iste de verelim!''
Rıfat Ilgaz, baba tarafından Sivastopol, anne tarafından Bartınlıdır.
Rıfat Ilgaz’ın babası Hüseyin Vehbi Bey'dir. Hüseyin Vehbi Bey'in babası kaptandır ve kendisi 1865’te Bartın’da dünyaya gelmiştir. Gemicilik ve gemi kâtipliği işlerini yapmış, Düyûn-ı Umûmiye memurluğundan emekli olmuştur. 1928 yılında da Terme’de hayata veda etmiştir.
Rıfat Ilgaz'ın çocukluğu 1. Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı’nın acıları, yoksulluğu içinde geçmiştir. Yedi kardeşin sonuncusu olarak dünyaya gelen yazar, ortaokuldayken üniversite hayalleri kuran bir çocuktur ve öğretmenleri tarafından da desteklenmektedir. Fakat babasının vefat etmesi üzerine ailesi maddi sıkıntılar çekmiştir ve bu nedenle yatılı bir okulda eğitim görmeye başlamıştır.
Rıfat Ilgaz henüz beş altı yaşlarındayken okula gitmeye başlamıştır. Altı yıllık ilkokulun beş yılını Cide’de okumuş, kalan bir yılını da Terme’de okuyarak ilkokul hayatını tamamlamıştır. Ortaokulu ise Kastamonu’daki ablasının yanında okumuştur. Ortaokuldan sonra babasının vefatı üzerine Kastamonu Muallim Mektebi’ne girmiştir. 1936 yılında da Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümüne girmiştir. 1938 yılında da mezun olmuştur.
Rıfat Ilgaz, ilk dönem şiirlerinde sembolizmden etkilenmiş olsa da daha sonrasında topluma yönelmiş, halkın anlayacağı bir dille halkın sorunlarından bahsetmiş bir yazardır. Pek çok edebi türde eser veren yazarın tüm eserlerinde toplumcu yanına rastlamak mümkündür.
Rıfat Ilgaz, ilk evliliğini 1931 yılında kendisi gibi öğretmen olan Nuriye Hanım ile yapmıştır ve bu evlilikten bir kızları olmuştur. 1933 yılında ise bu evlilik son buluştur. İkinci evliliğini ise 1939 yılının Şubat ayında öğretmen Rikkat Hanım ile yapmıştır. Bu evlilikten de biri kız biri erkek iki çocuğu olmuştur. 1949 yılına ise çeşitli sorunlar nedeniyle bu evliliği de boşanma ile sonuçlanmıştır. Üçüncü evliliği ise 1954 yılında yapan Rıfat Ilgaz, çocukluk aşkı Fikret Hanım ile yapmıştır ve bu evlilik sadece on dört gün sürmüştür. Dördüncü evliliğini ise Günseli Koptagel ile yapmıştır. 1966 yılında başlayan bu evlilik 1969 yılına kadar devam etmiştir. Beşinci ve son evliliği yazar Afet Ilgaz (Muhteremoğlu) ile yaptığı evliliktir. Rıfat Ilgaz, bu evlilikten de bir kız çocuğu sahibi olmuştur. Bu evlilikte de 1990 yılında bitmiştir.
Rıfat Ilgaz’ın çocuklarının isimleri aşağıda listelenmiştir.
Rıfat Ilgaz, vefat ettiğinde 82 yaşındadır.
Rıfat Ilgaz’ın mezarı İstanbul, Zincirlikuyu Mezarlığındadır.
Rıfat Ilgaz hakkında yazılan kitaplar aşağıda listelenmiştir.