Özdemir Asaf (11 Haziran 1923, Ankara - 28 Ocak 1981, İstanbul), asıl adı Halit Özdemir Arun olan şair, çevirmen, yazar, yayımcı ve işletmeci; deneme, öykü, çeviri, şiir gibi türlerde eser vermiş Cumhuriyet dönemi Türk şairidir.
Özdemir Asaf, Hamdiye Hanım ve Şûra-yı Devlet üyelerinden Mehmet Asaf Bey’in çocuğu olarak 11 Haziran 1923 yılında ikizi Neire Özgönül Arun ile birlikte Ankara Hacıbayram’da dünyaya gelmiştir. Şair henüz yedi yaşında iken babasını kaybetmiştir. Babasının vefatı üzerine ailesi ile birlikte İstanbul'a gelmiştir. İstanbul'a geldiklerinde annesi Hamdiye Hanım Acıbadem’de babasına ait olan köşkte, Özyuva Biçki Dikiş Kursu’nu açmıştır. Bu dönemde Soyadı Kanunu da çıkmıştır. Şairin annesi Hamdiye Hanım kendileri için saf, arı, temiz anlamına gelen Arun soyadını seçmiştir. Fakat Özdemir Asaf, "r" harfini söyleyememektedir. Bu nedenle de yazılarında kendi soyadını kullanamamıştır. Özdemir Asaf, ailesi ile İstanbul’a geldikten sonra ilk olarak Fransız Erkek Lisesine kaydolmuştur. Fakat kısa bir süre sonra okul kapanınca yatılı olarak Galatasaray Lisesi'ne parasız yatılı olarak geçiş yapmıştır. , Yazar, ilk ve orta öğrenimini burada tamamlamıştır. Galatasaray'da parasız yatılı okuduğu sırada çocukluğunda geçirdiği akciğer rahatsızlığı nüksedince bir sene okula gidememiş ve parasız eğitim hakkını kaybetmiştir. Bu nedenle de son sınıfta kaydını Kabataş Lisesi'ne aldırmış ve buradan mezun olmuştur. Lisenin ardından da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde eğitim almaya başlamıştır. Hukuk eğitimi aldığı sırada da ilk eşi Sabahat Selma Tezakın ile tanışmıştır. Hukuk fakültesinde notlarla ilgili bir haksızlık yapıldığı için yükseköğrenimini İktisat Fakültesinde sürdürmüştür. Üçüncü sınıfta buradan da ayrılmış ve bir yıl Gazetecilik Enstitüsüne devam etmiştir fakat buradan da mezun olamamıştır.
Çalışma hayatına öğrencilik yıllarında başlayan Özdemir Asaf, sanat ve edebiyat dergilerinde 1962 yılına dek çeviri ve şiirlerini yayımlamıştır. Tanin ve Zaman gazetelerinde çalışmış, ilk yazılarını Servet-i Fünun (Uyanış) dergisinde yayımlamıştır. Gazeteciliğin yanı sıra sigorta prodüktörlüğü de yapan Özdemir Asaf, bu işi vesileyle Afyon, Çankırı, Burdur gibi şehirleri dolaşma imkanı bulmuştur. Askerliğini Erzurum'da yedek subay olarak tamamlayan şair, İstanbul'a dönmüş ve zarf, kâğıt ve fatura gibi işler yapan Sanat Basımevini ve Yuvarlak Masa Yayınlarını kurmuştur. Bu yayınevlerini eşi Sabahat Hanım'ın vefat eden babasının bıraktığı miras ile açan şair Yuvarlak Masa Yayınları'nın 1970’te kapanmasının ardından. 1971 yılında Bebek’te "Şimdi" isimli biblio barı açmıştır. Bu barı 1980 yılına dek işletmiştir.
Özdemir Asaf, 1954 yılında sanatsever bir grup ile birlikte yurt dışı seyahati yapmıştır. Amerika, Küba, Kanarya Adaları üzerinden Atlantik'e gitmiştir. Aynı yıl ikinci evliliğini yaptığı Yıldız Moran ile tanışmıştır. Özdemir Asaf'ın evlenmediği fakat aşık olduğu üçüncü kadın ise "Lavinia" şiirini ithaf ettiği Mevhibe Bayat’tır.
Özdemir Asaf’ın az bilinen bir yönü de futbola olan tutkusudur. Yazar, Güneşspor Kulübü’nde futbol oynamıştır. Şairin Fenerbahçe ile yapılan bir maç esnasında ünlü futbolcu Boncuk Ömer ile çarpıştığı ve sakatlandığı bilinmektedir. Özdemir Asaf, oyunculuk da yapmıştır. 1955 yılında yönetmenliğini Orhan Erçin'in yaptığı "Uçan Daireler İstanbul’da" isimli filmde rol almış ve bir gazete patronunu canlandırmıştır.
1980 yılında şair Özdemir Asaf’ta beyin tümörü tespit edilmiştir. 28 Ocak 1981 yılında ise vefat etmiştir.
Özdemir Asaf’ın 22 adet eserleri aşağıda listelenmiştir.
Sen Bana Bakma Ben Senin Baktığın Yönde Olurum
Özdemir Asar’ın ilk eseri 1952 yılında yayımlanan "Dünya Gözümü Kaçtı" isimli şiir kitabıdır.
Özdemir Asaf’ın eserlerinin sayısı 21’dir.
Özdemir Asaf’ın şiirleri aşağıda listelenmiştir.
LAVİNİA
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
MESAJ
Ölebilirim bu genç yaşımda,
En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim.
Şimdi kavakyelleri esiyorken başımda,
Sevgilim,
Seni bir akşam-üstü düşündürebilirim.
UMUT YAPRAKLARI
Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları,
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgarlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular…
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.
YALNIZLIK PAYLAŞILMAZ
Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.
Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.
Bir düşün`de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
ÇİZİK
Geleceğim, bekle dedi, gitti..
Ben beklemedim, o da gelmedi.
Ölüm gibi bir şey oldu..
Ama kimse ölmedi.
SENİ SAKLAYACAĞIM
Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.
Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.
Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.
Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.
Bir gün, tam anlatmaya..
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım..
Anlayacaksın.
ANSIZIN
Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.
Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça...
Sen evreninde sana seni aratacağım.
MUM ALEVİ İLE OYNAYAN KEDİNİN ÖYKÜSÜ
Bir mum yanıyordu bir evin bir odasında
O evde bir de kedi vardı.
Geceler indiğinde kendi havasında
Mum yanar, kedi de oynardı.
Mumun yandığı gecelerden birinde
Kedi oyunlarına daldı.
Oyun arayan gözlerinde
Mumun alevi yandı,
Baktı,
Mumun titrek alevinde
Oyuna çağıran bir hava vardı.
Oyunlarını büyüten kedi büyüdü
Kendi türünde çocukcasına,
Döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü
Geldi mumun yanına, oyuncakcasına.
Bir baktı, bir daha, bir daha baktı
Mumun alevinin dalgalanmasına
Uzandı bir el attı.
Bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı..
İlk kez gördüğü mumun yakmasına
İnanmayacaktı.
Kedi, oyunlarında büyüyordu,
Mum, üşüyordu yanmalarında.
Zaman ikili yürüyordu
Aralarında.
Bir ayrışım görünüyordu
Birinin yanmalarında
Öbürünün oynamalarında.
Kedi oyunlarında büyüyordu,
Yitirerek gitgide oyunlarını.
Mum küçülüyordu yanmalarında,
Yitirerek gitgide yakmalarını.
Oynarken büyüyen kedi yanacak,
Aydınlatırken küçülen mum yakacaktı.
Küçülen yaka-yaka aydınlatacak,
Büyüyen yana yana anlayacaktı.
Bir mum yanmasından
Ve bir kedi oyunundan
Kaldı sonunda
Bir gecenin tam ortasında
Bir evin bir odasında
Göz-göze susan
İki insan.
Mum yandı bitti,
Kedi büyüdü gitti.
Oyunlar karıştı gecelerde
Suskun uykusuzluklara.
O iki insandan, sonunda
Birinin anılarında kedi,
Birinin dalmalarında mum
Kaldı gitti.
Nerede bir mum yansa şimdi,
Nerede oynasa bir kedi,
Birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri..
Bugün dün gibi oluyor,
Dün bugün gibi.
Mum ellerimi tırmalıyor,
Belleğimi yakıyor kedinin elleri.
ÖZLEM
Bir gece,
Gecede bir uyku..
Uykunun içinde ben..
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.
Uykumun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben..
Bir yere gidiyorum,
Aklımda sen.
Ben seni seviyorum,
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.
Seni yitiriyorum
Çok karanlık bir anda..
Birden uyanıyorum,
Bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda.
Güzelce..
ÇIRILÇIPLAK
Küstahlığımı nezaketim götürdü
Saadece kendime bakakaldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Gizlenen insanların ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak.
Selâmımı tanıdıklar götürdü.
Saygı bekleyince alçaldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Kendini beğenmişlerin ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak.
Ağlamayı ölenler götürdü.
Kendimi ölmez sanınca ufaldım,
Kararsızlık bir an sürdü.
Ölülerle dirilerin arasında ben kaldım,
Çırılçıplak.
Sonsuzluğu ufuklar götürdü.
Yarattığım dünyaların içinde daraldım.
Kararsızlık bir an sürdü.
Başlangıç ile bitiş ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak.
Aydınlığı bulutlar götürdü.
Yıldızlara doğru yol aldım.
Kararsızlık bir an sürdü.
Varanlar ile duranlar ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak.
Özdemir Asaf, 400’den fazla şiir yazmıştır.
Özdemir Asaf’ın en ünlü şiiri “Lavinia”dır.
Özdemir Asaf’ın ilk şiiri 1939 yılında Servet-i Fünun (Uyanış) dergisinde yayımladığı şiirdir. Fakat eserin adı bilinmemektedir.
Özdemir Asaf’ın bestelenen şiirlerinin bazıları aşağıda listelenmiştir.
Özdemir Asaf, “Poetika” başlıklı şiirinde kendi şiirini “Yaşadım da yoruldum, bir ağır-işçi gibi,/ Uyudum da uyandım, binlerce kişi gibi./ Bana düşünmek vardı, payıma onu aldım,/ İşledim de işledim bir hüner-işi gibi.” mısraları ile açıklamıştır. Şiirlerinde kullandığı başlıca temalar: Yaşam sevgisi, insani zaaflar, aşk, ilişkiler, aldanma, eksik kalış, hayal kırıklığı, özlem, zaman, yalnızlık ve ölümdür. Özdemir Asaf'ın şiirdeki özgün sesinin 1950’den sonraki dönemde ortaya çıktığını düşünenler olsa da 1950 yılından önceki şiirleri de sonraki şiirlerinin habercisi niteliğindedir. Eserlerinde gözlem yapan şair tabiat ve tabiat unsurları, özellikle de kediler başta olmak üzere hayvanlar, bahçeler ve evler, sokaklar ve şehirleri gözlemlemiştir. Yoğun, sade, kısa ve net şiirler yazmıştır.
Özdemir Asaf’ın şiirleri serbest türdedir.
Özdemir Asaf, soyut tarzda şiirler kaleme almıştır.
Özdemir Asaf, ölçü kullandığı şiirlerde çoğunlukla hece ölçüsünü tercih etmiştir. Hece ölçüsü hece sayısı eşitliğine dayanan bir ölçüdür. "Parmak hesabı" olarak adlandıranlar da olmuştur. Türk şiirinin milli ölçüsüdür. İki temel özelliği vardır, bunlar: "hece sayısı" ve "duraklar"dır. Hece sayıları şiirin kalıbını belirlemektedir. 11'li, 7'li, 14'lü gibi hece kalıpları vardır. Ahengi artırmak için dizeleri okurken durulan yerlere de durak denmektedir.
Özdemir Asaf şiirlerini serbest tarzda yazmış, genelde kafiyeye önem vermemiştir.
Özdemir Asaf’ın şiirleri çeşitli dergilerde yayımlanmıştır. Şiirlerinin yayımlandığı yerler aşağıda listelenmiştir.
Özdemir Asaf'ın öykü kitabının adı "Dün Yağmur Yağacak"tır. Kitap, yazarın 1940 ile 1980 yılları arasında yazmış olduğu öykülerden oluşmaktadır. Özdemir Asaf'ın çocuklarından Olgun Arun tarafından saklanan taslaklardan yayımlanan eser yazarın vefatından sonra kitaplaştırılmıştır. İstanbul'da Adam Yayınları tarafından basılmıştır.
Özdemir Asaf'ın deneme kitabının adı "Ça" dır. 1988 yılında İstanbul'da Adam Yayınları tarafından yayımlanmıştır.
Özdemir Asaf, Oscar Wilde'ın "Reading Zindanı Balladı" eserini çevirmiştir. Eser 1968 yılında İstanbul'da Yuvarlak Masa Yayınları tarafından yayımlanmıştır.
Özdemir Asaf, Cumhuriyet Dönemi şairidir. Bu dönemde kaleme alınan şiirlerin genelinde dil sadedir. Hece ölçüsünün kullanımı yaygın olsa da aruz ölçüsüyle yazan bazı şairler de olmuştur. Şiirlerdeki destansı söyleyiş dikkat çekmektedir. Gurbet teması da sıkça işlenmiştir ve yurt sevgisi ön plandadır. Anadolu insanını ve Anadolu'yu anlatan şiirler de kaleme alınmıştır. Birçok şiir topluluğu ortaya çıkmıştır. 1940 yılından sonra şiire serbest tarz hakim olmuştur. Özdemir Asaf dışında Cumhuriyet döneminde şiir yazan bazı şairler aşağıda listelenmiştir.
Özdemir Asaf, sanat sanat içindir görüşünü savunmaktadır.
Özdemir Asaf, Garip ve İkinci Yeni akımından etkilenmiştir.
Garip şiir hareketi ölçü ve kafiyeye karşı bir harekettir. Şiire günlük konuşma dilini dahil etmişlerdir. Sadelik ve yalınlığa büyük önem vermiş, günlük yaşamda karşılaşılan olayları konu edinmişlerdir. Hareketin öncüleri: Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat'tır. Halk şiirinin anlatım ve deyimlerinden yararlanmışlardır. Şiire daha önce kullanılmamış kelimeler kazandırmışlardır. Şiirlere yaşama sevinci hakimdir ve söz, anlam oyunlarından uzak durmuşlardır.
İkinci Yeni şiir akımına dahil olan yazarlar, akıl ve mantığı önemsememiş, gerçeküstücülüğü benimsemişlerdir. İmge şiirlerde büyük yer tutmuş, özgür bir biçimde edebi sanatları kullanmışlardır. Halk kültürü ile aralarına mesafe koymuşlardır. Duygu ve çağrışımı yüksel şiirler yazmış, içsel zenginliğe önem vermişlerdir. Şiir ile diğer sanatlar arasında bağlantı kurmuşlardır. Şiiri aklın, ahlaki endişelerin, yasaların ve alışılmış her türlü sınırın dışına çıkarmaya çalışmışlardır. Biçime önem vermiş, şiire siyaseti dahil etmemişlerdir. 1954 ve 1964 yılları arasında edebiyatımıza hakim olan 2. Yeni şiir akımına dahil olmuş bazı yazarlar aşağıda listelenmiştir.
Özdemir Asaf’ın etkilendiği kişiler aşağıda listelenmiştir.
Özdemir Asaf, şiirini başından sonuna kadar kendine özgü bir çizgide yürütebilmiş nadir kişilerden olması ile edebiyatımızda önemli bir yere sahip olmuştur.
Özdemir Asaf’ın eserlerinin yayımlandığı bazı yerler aşağıda listelenmiştir.
Özdemir Asaf, Eşi Sabahat Hanım ile birlikte, eşinin vefat eden babasından kalan mirası kullanarak Sanat Basımevini kurmuştur. Sanat Basımevi, ismi gibi sanatın ön planda tutulduğu bir basımevidir. Kazanç daha geri plandadır. Bu basımevi, edebiyatçıların bir araya geldiği bir lokal gibidir. Sonrasında Yuvarlak Masa Yayınlarını adında bir yayınevi de kurmuştur.
Özdemir Asaf, siyasi görüşleri doğrultusunda eserler kaleme almamıştır. Siyasi görüşleri ile ön planda değildir.
Özdemir Asaf’ın aldığı ödüller bilinmemektedir.
Özdemir Asaf’ın belgesellerine internet üzerinden ulaşma imkanı vardır. Belgeseller ve bu belgesellere ulaşılabilecek Youtube kanalları aşağıda listelenmiştir.
Özdemir Asaf’a ait 20 adet söz aşağıda listelenmiştir.
Düşünülmüş gözleriniz üstüne.
İçin-için yaratılmış bir şarkı,
Bırakılmış yollarınız üstüne.
Sizsiz sizi yaşanılmış bir şarkı.“
Gençliğimizi donatırlardı.
Hep iyi şeyler hatırlatırlardı
Geçip gitmiş devirlerden.
Sevgi ve ümid yaratırlardı.
O zaman her şey uzaktı ölümden.
Yanık şarkılar bile neşeli başlardı.
İster istemez saadet taşardı
Gamsız günlerimizden.
Ne güzel zamanlar vardı eskiden.”
Kapamış kapılarını.
Onarmak zordur."
Kışın da baharı özler insan.
Ne uzaksa onu özler…
Kavuşmak şart mı?
Boşver!
Bazı şeyler yokken güzel…”
Öncesinde bilinmemiş bir şey,
Silinmez bir ses gibi giden..
Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
Bir şey kaldı senden
Yaşamalar’ın arasında kaçamaklı.”
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum."
Pardon, siz demeliydim.
Siz kaç yüzlüydünüz?
Ben yanlışlıkla hanginizi sevdim?"
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak.”
Merd sevgiler peşindedir.
Aşklar içimde,
İnsanlar yanımdadır.
Hiç biri uzaklaşmaz.
Demir gibiyim onlarla.
Yok etmek isteyen yıkamaz."
Bana bakıyor,
Görüyorum..
Ağlasam geçer,
Ağlanmıyor.”
Birinciliği beyaza verdiler.”
Ben senin yerinde
Unutulmuş olabiliriz;
Birbirimizi uyandırsak..
Desek birbirimize
Haydi kalk
Gidelim yerlerimize;
Belki birbirimizi bulabiliriz."
O elli dördündeydi ben yedi
Bir ışık söndüğünde yol yandı
O kedi bunları nasıl da bildi"
Özdemir Asaf, Ankara’da dünyaya gelmiştir.
Özdemir Asaf'ın babası Mehmet Asım Bey'dir. Şûrâ-yı Devlet azası olarak görev yapmıştır ve beyninde oluşan bir rahatsızlık nedeniyle 1930 yılında hayata veda etmiştir.
Özdemir Asaf’ın çocukluğu Ankara’da geçmiştir. Babasının vefatından sonra da ailesi ile İstanbul’a gelmiştir ve eğitim hayatına da burada başlamıştır. Kendisinin ve kardeşinin eğitimiyle Mustafa Kemal Atatürk yakından ilgilenmiştir. Özdemir Asaf, çocukluk ve okul dönemini “Okul dönüşü evlerimize gitmeden önce orada burada oynar, dövüşür, bitkin eve dönerdik. Çok iyi hatırlıyorum. O ara ne oldu; unutmuşum. Hocamız mı gitti, gelmedi. Mektep mi yıkıldı. Yoksa ben mi bir gün kaçtım okuldan… Bulamıyorum.” sözleriyle anlatmıştır.
Özdemir Asaf’ın eğitim gördüğü okullar aşağıda listelenmiştir.
Özdemir Asaf, hem edebi kimliğini hem de kendi edebi anlayışını besleyecek yazarların eserlerini bol bol okumuş, araştırmalar yapmış ve onları yorumlamış bir yazardır. Alaycı, çelişkili nükteleriyle dikkat çekmiştir.
Özdemir Asaf iki kez evlenmiştir. İlk eşi üniversitede tanıştığı Sabahat Selma Tezakın'dır ve 1946 yılında evlenmişlerdir. Evlilikleri 15 yıl süren çift 1961 yılında boşanmıştır ve Seda adında bir kızları vardır. Şair 2. evliliğini ise 1962 yılında Türkiye’nin akademik fotoğraf eğitimi almış ilk kişisi olan Yıldız Moran ile yapmıştır ve bu evlilikten de Olgun, Etkin ve Gün adlarını taşıyan üç oğulları olmuştur.
Özdemir Asaf’ın ilk eşi Sabahat Selma Tezakın’a olan aşkını ona yazdığı mektuptaki "Sana mektup yazmaya lüzum kalmayacak olan zamanları düşünmek; seni daima görebileceğim günleri hatırlamak; bana verdiği sarhoş edici, çıldırtıcı heyecanlı zevkleriyle senin yakınında bulunmak tehlikeli olabilecek derecede beni sevindiriyor…" sözlerinden anlamak mümkündür. Ayrılık döneminde yazdığı mektupta ise “Fazla heyecanlı ve duygulu olduğundan yanlış anlaşılırsam diye korkmuştum… Bana olan hücumların beni üzmüştü. Kompleksinden dolayı beni suçlu bulduğunu… Çünkü… Çünküler korkunç. Hepsini biliyorsun. Sana kırgın olduğumu da biliyorsun… Senelerdir süren Mevhibe ve Yıldız hikâyelerini… Belki de hâlâ Yıldız hikâyesi devam ediyor.” sözlerini yazmıştır.
Özdemir Asaf’ın çocukları aşağıda listelenmiştir.
Özdemir Asaf, vefat ettiğinde 57 yaşındadır.
Özdemir Asaf’ın mezarı İstanbul, Aşiyan Mezarlığı’ndadır.
Özdemir Asaf’ın eserlerinde kullandığı isimler aşağıda listelenmiştir.
Özdemir Asaf hakkında bilgi içeren kitaplar aşağıda listelenmiştir.