Orhan Seyfi Orhon (23 Ekim 1890, İstanbul - 22 Ağustos 1972, İstanbul), 20'den fazla eseri bulunan ve şiir, roman, hikaye, antoloji, mizah ve hiciv, fıkra, deneme ve biyografi gibi türlerde eserler kaleme alan Türk şair, hikaye yazarı, gazeteci, yazar, yayımcı ve siyaset adamıdır.
Orhan Seyfi Orhon, eserlerini temiz, duru bir Türkçe ile kaleme almıştır. 20'den fazla şiiri değişik bestekarlar tarafından bestelenmiştir. Beş Hececiler edebi topluluğu şairlerinden birisidir. Biyografisi incelendiğinde başta “Akbaba” mizah dergisi ve “Çınaraltı” fikir ve sanat dergisi olmak üzere birçok dergi çıkardığı görülmektedir. 1909 yılında Tıbbiye Mektebi'ne girse de ameliyatta gördüklerinden rahatsız olduğu için okulu bırakmış ve Hukuk Mektebi'ne kaydolarak 1914 yılında bu okuldan mezun olmuştur. Orhan Seyfi Orhon'un yaşam özeti incelendiğinde yazarlık dışında hem Zonguldak ve İstanbul milletvekilliği yaptığı, hem de çeşitli okullarda öğretmenlik yaptığı görülmektedir.
Orhan Seyfi Orhon’un 25 eseri aşağıda listelenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon'un ilk eseri 1919 yılında yayımlanan ve aruzla yazılmış 17 şiirden oluşan "Fırtına ve Kar" isimli şiir kitabıdır.
Orhan Seyfi Orhon’un 20’den fazla eseri vardır.
Orhan Seyfi Orhon’un 8 şiir kitabı aşağıda listelenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon’un en ünlü 5 şiiri aşağıda verilmiştir.
PERİ KIZI İLE ÇOBAN HİKAYESİ
Çok eski bir zamanda,
Oğuz Han hükümdarmış.
İşitmiştim Tûran'da
Bir peri kızı varmış
Bu nazlı peri kızı,
Bu güzellik yıldızı,
Her gönülde bir sızı
Bırakarak yaşarmış.
Issız dağlarda gezer,
Yokmuş izinden eser,
Bazen göründüğü yer,
Bir sihirli pınarmış.
...
Ulu Hakan Oğuz Han,
Bu kızı merak eder,
Görmek ister yakından.
Çağırtır yanma.. Der
…
Sevimli kız, güzel kız!
Tek yaratmaz, Tanrımız
Kimseyi tabiatte.
Var bir eşin elbette,
Sen de birine eşsin!
Kız, böyle tek yaşamak
Yaraşır mı - hele bak!
Senin gibi güzele?
Gel, karış artık "El" e;
Neslimiz güzelleşsin!
Kız der ki: Ulu Hakan,
Ben de sevdim bir zaman.
Vaktiyle genç bir çoban
Sevgilimdi, eşimdi;
Yalnızım fakat şimdi.
Dağlarda bahtiyar, şen,
Sevişerek yaşarken
Bir söz onu incitti;
Bana darıldı gitti
Ne kendi geldi geri;
Ne duyuldu haberi…
İşte o günden beri
Hissizim, kayıtsızım;
Tek yaşayan bir kızım.
Hakan - düşünür biraz –
Der: Bu doğru olamaz!
Senin gibi güzel kız,
Daima böyle yalnız,
Dağ başında yaşar mı?
Kız der ki: Çare var mı?
Ben bir eşsiz güneşim,
Gösterin nerde eşim?..
Sevenler beni belki,
Şu geniş göklerdeki
Yıldızlardan daha çok,
Fakat istediğim yok.
İnanın buna siz de;
Bulunmaz, içinizde.
Hakan der ki: Ne zarar,
Bulunmazsa da, arar;
Şüpheden kurtuluruz,
Sen cevap ver, buluruz
İstediğini belki...
Kız der ki: O halde peki!
Kimlerse beni seven,
-Haber verin şimdiden –
Deneyim onları ben
Bir sihirli oyunla.
…
VEDA
Hani, o bırakıp giderken seni;
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken vedâ busemi,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?
Hani, ey gözlerim bu son vedâda,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda,
Birini çağırmak için imdada,
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?
Gelse de en acı sözler dilime,
Uçacak sanırdım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime,
Hani, ey gözyaşım akmayacaktın?
İSTANBUL'UN FETHİ
- Beş yüzüncü yıl dönümü için -
Gün batmada İstanbul'un üstünde Haliç'ten,
Bin renge bürünmüş yanıyor Marmara içten.
Durgunlaşıp engin, silinirken kırışıklar,
Oklar gibi fışkırmada her yandan ışıklar...
Bir pembe bulut bağrı delinmiş kanamakta,
Yorgun uyuyan tekneler altında uzakta.
Altındır ufuk çizgisi, altındır akisler,
Altın tozu halinde iner her yana sisler...
Durgun sular üstünde kesik vakvakalarla,
Uçmakta gümüş martılar, altın gagalarla.
Gök şimdi yeşil, şimdi kızıl, şimdi turuncu,
Camilerin andırmada mermerleri tuncu
Kandır dağılan şimdi günün battığı yerden,
Kandır sızan etrafa alev pencerelerden.
Kandır görünen Fatih'in altın âleminde,
Fethin yine İstanbul o en kanlı deminde:
2
Mevsim mayısın sonları, yaz başlamış artık,
Gittikçe açılmakta, dağılmakta karanlık.
Her şey hareketsiz, ağaran tan yeri sessiz,
Kalmış gibi şehrin sarılan bağrı nefessiz...
Bir korkulu rüyayı yataklarda sayıklar,
Dalgın uyuyanlar beraber uyanıklar...
Bir saltanatın son gününün korkusudur bu!
"Türkler hareketsiz duruyor, bir pusudur bu!"
Kostantin ümitsiz, saray erkânı telaşta
Surlarda Bizans askeri, Jüstinyani başta!
Çarpmakta bugün bir yeni korkuyla yürekler,
Zağnos Paşa bir yanda hücum emrini bekler.
Turhan Bey uzaklarda yakıp yıkmada hâlâ!
Bir yandan o Beylerbeyi korkunç Karaca'yla,
Türk ordusu İstanbul'u sarmış çepeçevre,
Dünya girecektir bu sabah bir yeni devre!
...
GÖNLÜM
Benim gönlüm bir kelebek
Dolaşıyor çiçek çiçek.
Tükenecek ömrü böyle
Çırpınarak, titreyerek
Ne şerefli bir adı var,
Ne bir büyük maksadı var.
Her gün biraz zedelenen
İki ipek kanadı var!
Sabırlıdır, gözü toktur,
Zavallının derdi çoktur.
Yorulunca konacağı
Bir yuvası bile yoktur.
Her şey ona karşı durur:
Güneş yakar, kış dondurur.
Bazı tutar kanadından
Bir fırtına yere vurur.
Benim gönlüm bir kelebek
Dolaşıyor titreyerek.
Zavallının bir baharlık
Ömrü böyle tükenecek!
DİYORLAR
Ölürsem yazıktır sana kanmadan
Kollarım boynunda halkalanmadan,
Bir günüm geçmiyor seni anmadan,
Derdine katlandım hiç usanmadan...
Diyorlar: kül olmaz ateş yanmadan
Denizler durulmaz dalgalanmadan!
Saadet benziyor boş bir seraba,
Düşüyor her seven gönül azaba,
Gelmiyor çekilen dertler hesaba,
Diyorum: sebep ne bu ızdıraba?
Diyorlar: kül olmaz ateş yanmadan
Denizler durulmaz dalgalanmadan!
Orhan Seyfi Orhon’un 100’den fazla şiiri vardır.
Orhan Seyfi Orhon’un en ünlü şiiri “Peri Kızıyla Çoban Hikâyesi”dir. Peri Kızı ve Çoban Hikayesi, hece ölçüsü ile kaleme alınmış, milli efsaneye dönüştürülen bir masalın manzum hikayesidir.
Orhan Seyfi Orhon’un adının duyulmasını sağlayan ilk şiiri “Fırtına ve Kar”dır.
Orhan Seyfi Orhon'un şiire ilgisi Beylerbeyi Rüşdiyesi’nde başlamıştır. Edebiyat hocası Celâl Sahir Erozan da bu ilgisini artırmıştır. Arkadaşları Halil Nihat Boztepe ve M. Enver’in etkisiyle divan edebiyatı şairlerini tanışmıştır. Orhan Seyfi Orhon, şiir yazmaya başladığı ilk dönemde Nayîler isimli grubun içinde yer almış, aruz ölçüsü kullanmış ve Abdülhak Hamit Tarhan, Tevfik Fikret gibi isimlerden etkilenmiştir. Ziya Gökalp’i tanıdıktan sonra etkisinde kalmış ve eserlerinde hece ölçüsü ile konuşma dilini kullanmaya başlamıştır. Milli Edebiyat akımından etkilenmiş, Şairler Derneği’nin kuruluşunda yer almıştır. Şiirlerinde aşk, kadın, yalnızlık, vatan sevgisi, tarih, değişik tabiat durumları ve hüzün gibi temalardan yararlanan Orhan Seyfi Orhon, Türk edebiyat tarihinde “Hecenin Beş Şairi”nden biri olarak anılmaktadır. "Türk şiir dilini eski dilden arındıran şairlerimizin başında gelmektedir." (Ali İhsan Kolcu)
Orhan Seyfi Orhon, şiirlerinde belli bir türe bağlı kalmamıştır. Çağdaş türkü formundaki şiirleri, manileri ve manzum hikayeleri ile adını duyurmuştur.
Orhan Seyfi Orhon, ”şiir sanatında ferdi ve milli manada bir mizacın varlığına inanmıştır.” (Yeni Türk Edebiyatı El Kitabı: 246) Türk edebiyatında “Beş Hececiler” olarak adlandırılan edebi hareketin içinde anılan şairlerdendir. Orhan Seyfi Orhon ile birlikte Beş Hececiler gurubuna dahil olduğu kabul edilen 4 şair aşağıda listelenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon, şiirlerinde hem aruz ölçüsünü, hem de hece ölçüsünü kullanmıştır. İlk kez adının duyulmasını sağlayan şiiri “Fırtına ve Kar”da aruzun değişik kalıplarını kullanmıştır. Ziya Gökalp’in etkisiyle de hece ölçüsüne yönelen Orhan Seyfi Orhon’un hece ölçüsü kullanarak kaleme aldığı ilk eseri “Peri Kızı ile Çoban Hikâyesi”dir. Bu manzum hikaye hem Türkçenin, hem de hece vezninin zaferi gibi görülmüştür. Şairliği süresince hem aruz hem de hece ölçüsünü kullanmaya devam etmiştir.
Orhan Seyfi Orhon, şiirinde tek bir kafiyeye bağlı kalmamıştır.
Orhan Seyfi Orhon’un şiirlerinin yayımlandığı dergilerden bazıları aşağıda listelenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon’un 2 adet hikaye ve romanı aşağıda listelenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon’un roman türünde kaleme aldığı tek eser "Çocuk Adam"dır.
Orhan Seyfi Orhon’un 4 adet mizah ve hiciv kitabı aşağıda listelenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon’un 2 adet deneme ve fıkra eseri aşağıda listelenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon’un 5 adet biyografisi aşağıda listelenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon’un antoloji türünde tek eseri çocuklar için yazılmış şiirlerden oluşan üç ciltlik "Hayat Bilgisi Şiirleri"dir.
Orhan Seyfi Orhon’un 3 adet siyasi mücadele eseri aşağıda listelenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon, Cumhuriyet dönemi yazarıdır.
Orhan Seyfi Orhon hakkında değerlendirmede bulunan İnci Enginün, yazar için “Orhan Seyfi Orhon, genellikle alaycı bir tavırla dünyaya bakar ve bir kısım şiirlerine ‘fantezi ile oyun’ hakimdir… Orhan Seyfi Orhon, Milli edebiyat akımına katıldıktan sonra aşık tarzının şekillerini başarıyla kullanır. Dilinin saflığı ve ahengi dolayısıyla dikkati çeker ve edebiyat eserinin sadece dil açısından değerlendirildiği yıllarda büyük ilgi toplar.” yazmıştır.
Orhan Seyfi Orhon, Milli Edebiyat Akımından etkilenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon’un etkilendiği isimlerden bazıları aşağıda listelenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon, hem eser verdiği dönemde, hem de daha sonraki dönemlerde birçok yazarı ve şairi etkilemiştir.
Orhan Seyfi Orhon, Türk basınına önemli katkıları, Türk şiir dilini eski dilden arındıran başarılı şairlerden olması, manzum hikaye şeklindeki eserleri ve hece şiirinin önemli örneklerinden biri olarak kabul edilen "Gönülden Sesler" isimli şiir kitabı ile edebiyatımızda önemli bir yere sahip olmuştur.
Orhan Seyfi Orhon’un eserlerinin yayımlandığı gazete ve dergiler aşağıda listelenmiştir.
Orhan Seyfi Orhon, yazarlık dışında siyasete girmiş, öğretmenlik ve yayımcılık yapmıştır. Gazetecilik çalışmalarına Hukuk Mektebinde okuduğu dönemde başlayan Orhan Seyfi Orhon, 1910 yılında arkadaşlarıyla beraber Hıyâbân isimli dergiyi çıkarmıştır. 1914 yılında Meclis’te memurluk yapmaya başlamış ve 1918 yılında bu görevinden ayrılmıştır. Mehmet Emin Yurdakul, Ömer Seyfettin ve Ahmet Ağaoğlu gibi isimlerin yer aldığı ve Enver Paşa’nın isteğiyle kurulan Çanakkale Edebî Heyeti’nde yer almıştır. 1922 yılında Yusuf Ziya Ortaç ile beraber "Akbaba" dergisini kurmuştur. Bu dergi Türkçü düşüncenin önemli mecralarından biri haline gelmiştir. Akbaba dışında Papağan, Güneş, Ayda Bir, Her Ay, Çınaraltı, Yeni Kalem, Karagöz ve Yeni Çağ gibi gazete ve dergiler de yayımlamıştır. Orhan Seyfi Orhon'un öğretmenlik yaptığı okullardan bazıları şunlardır: Erenköy Kız, İstanbul Erkek ve İtalyan Lisesi, Hap Akademisi.
Orhan Seyfi Orhon, "Türkçülük fikrine bağlı demokrat ruhlu bir kültür milliyetçisidir." ( Ali Donbay)
Orhan Seyfi Orhon, 1946 yılında siyasete atılmıştır. 1946-1950 yılları arasında Cumhuriyet Halk Partisi 8. dönem Zonguldak milletvekilliği yapmış, 1965 yılında da Adalet Partisi 13. dönem İstanbul milletvekili olmuştur. Orhan Seyfi Orhon, en yaşlı vekil sıfatıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi geçici başkanlık görevinde de bulunmuştur. 1969 yılında tekrar aday olmuş fakat kazanamamıştır.
Orhan Seyfi Orhon’un eserlerinden alınmış 20 alıntı aşağıda listelenmiştir.
Orhon Seyfi Orhon, İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Babasının ve annesinin nereli olduğu hakkında bilgi bulunmamaktadır.
Orhan Seyfi Orhon'un babası Miralay Emin Bey'dir.
Orhan Seyfi Orhon, 1890 yılında İstanbul Çengelköy’de Miralay Mehmed Emin Bey ve Nimet Hanım’ın çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Çocukluk dönemi hakkında detaylı bilgi bulunmamaktadır.
Orhan Seyfi Orhon, eğitim hayatına Çengelköy Havuzbaşı Mektebinde başlamıştır ve bu okulu 1902 yılında bitirmiştir. Beylerbeyi Rüştiyesine devam etmiş ve bu okuldan da 1905 yılında mezun olmuştur. 1909 yılında da Mercan İdadisinden mezun olan Orhan Seyfi Orhon, Tıbbiye Mektebi'ne kaydolmuş fakat tamamlayamamıştır. 1914 yılında Hukuk Mektebi'nden mezun olmuştur.
Orhan Seyfi Orhon’un edebiyata ilgisi öğrencilik yıllarında başlamış ve edebiyat öğretmeninin teşvikiyle artmıştır. Gazetecilik çalışmalarına da Hukuk Mektebinde okuduğu dönemde başlamıştır.
Orhan Seyfi Orhon şiir, roman, öykü, antoloji, deneme ve fıkra gibi birçok farklı türde eser kaleme alan, edebiyata aruz kullanarak yazdığı şiirler ile başlayıp ardından hece ölçüsüne geçen, Milli Edebiyat akımından etkilenen, “Akbaba” ve “Çınaraltı” gibi Türk yayım hayatında önemli yere sahip dergileri çıkaran, edebiyat tarihimizin verimli ve önemli yazarlarından birisidir.
Orhan Seyfi Orhon, Müfide Hanım ile evlenmiştir. Evliliği hakkında detaylı bilgi bulunmamaktadır.
Orhan Seyfi Orhon'un Müfide Hanım ile olan evliliğinden Sevinç Şeyhun adında bir kızı olmuştur. Hem Sevinç Şeyhun hakkında, hem de şairin başka çocuğunun olup olmadığı hakkında detaylı bilgi bulunmamaktadır.
Orhan Seyfi Orhon, 1972 yılında kalp krizi nedeniyle vefat ettiğinde 81 yaşındadır.
Orhan Seyfi Orhon, İstanbul’da bulunan Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Orhan Seyfi Orhan hakkında bilgi edinilebilecek kaynaklar aşağıda listelenmiştir.