Nurullah Ataç ya da kimlikteki tam adıyla Mehmet Ali Nurullah Ataç (21 Ağustos 1898 - 17 Mayıs 1957) Cumhuriyet Dönemi'nde deneme, sohbet, eleştiri, şiir, hikaye, tiyatro, çeviri ve günlük gibi birçok türde eser kaleme almış Türk yazar, şair, eleştirmen, denemeci, çevirmen ve öğretmendir.
Nurullah Ataç'ın biyografisi incelendiğinde ilkokulu 1909 tarihinde tamamladığı ve kısa bir süre Frerler’de eğitim aldıktan sonra dört yıl Galatasaray Lisesine gittiği öğrenilmektedir. Galatasaray'dan sonra eğitim için Cenevre'ye giden Ataç, ilkokul dışında hiçbir okuldan mezun olmamıştır.
Nurullah Ataç; Nişantaşı Lisesi, Vefa ve İstanbul Sultanileri, Üsküdar ve Adana liseleri, İstanbul'da Pertevniyal Lisesi, İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Okulu, Gazi Terbiye Enstitüsü gibi birçok okulda öğretmenlik yapmıştır. Çevirmenliği ile de tanınan Ataç, Hasan Âli Yücel'in Millî Eğitim Bakanı olduğu dönemde kurulan Tercüme Heyeti'nin ilk başkanıdır. Yaşam özeti Yunan, Latin ve Fransız klasiklerinden yaptığı elliye yakın çeviriyle doludur.
Nurullah Ataç, yazı hayatına şiir yazarak başlamıştır. Kısa süre sonra eleştiri, deneme türlerine yönelmiştir ve denemeci kimliğiyle tanınmıştır. Başta şiir ve dil olmak üzere birçok konuda toplam sayısı dört bini aşan yazı yazmıştır. Öz Türkçeciliğin en önemli savunucularındandır. Nurullah Ataç, edebiyatımızda modern anlamda "deneme" türünün öncülerindendir. Garip ve İkinci Yeni şiir hareketlerini desteklemiş, yenileşmeden yana olmuştur.
Nurullah Ataç’ın 10 adet eseri aşağıda listelenmiştir:
Nurullah Ataç'ın yayımlanan ilk eleştiri yazısı, 1921 yılında Dergâh'ta yayımlanan veAhmet Haşim'in "Göl Saatleri"ni işleyen denemesidir.
Nurullah Ataç'ın 80’den fazla dergi ve gazetede toplam 4 binden fazla yazısı yayımlanmıştır.
Nurullah Ataç’ın yedi adet şiirinin adı aşağıda listelenmiştir:
Nurullah Ataç’ın en ünlü dört şiiri aşağıda verilmiştir:
YALNIZLIK
Bir uzak keman sesi
Gibi titrek, perişan
Şimdi ölmek hevesi
Yükseliyor ruhumdan.
Ben her sönen güneşten
Biraz elem topladım,
Her şey sükût ederken
Matemimle ağladım.
Gecelerin o gizli,
Fakat derin feryadı
Bestelerken melâli
Yaralarım kanadı.
Baharın neşeleri
- Sarışın kızlar gibi -
Kucaklarken her yeri,
İnledim rüzgâr gibi.
Hayatta bu yalnızlık
Ebediyen nasibim,
Ümidim sönsün artık,
Sükûta bürüneyim.
İşte ölmek hevesi
Yükseliyor ruhumdan,
Bir uzak keman sesi
Gibi titrek, perişan!
AKŞAM ŞARKISI
Önümüzde gölgeli yollar
Açıldıkça sessiz ve ıssız;
Gezdik, gezdik geç vakte kadar..
Ne söyledik biz orada yalnız?
Gönlümde sevgiler vardı,
Çünkü akşam pek füsunkârdı.
Ne söyledin? Ne söyledimdi?
Hoş bir masal; belki bir yalan..
Hep unuttuk onları şimdi.
Dönüyorken biz o yollardan
Ellerimde ellerin vardı,
Çünkü akşam pek füsunkârdı...
MELÂL PERİSİ
Bağrıma bir gece çöktü, ağlama,
Bir garip hayâlet girdi rüyâma,
Dedi: "Sen âşıksın artık akşama:
Çünkü ben gönlüne keder getirdim."
Duyurmadan geçer sevginin günü,
Neşe bu cihânın dönmez sürgünü,
Al armağanımı ve yar göğsünü:
Yarası kapanmaz hançer getirdim.
Beni gördün, artık çıkmam aklından,
Titreyerek kaçar sana yaklaşan,
Al kanlar fışkırır elini sıksan:
Her yanı dikenli güller getirdim.
Bahara erişip düşme emele,
Derdini yavaşça geceye söyle,
Başını eğip de şarkımı dinle:
Hicrân illerinden haber getirdim
SON GÜL
- Avni' ye -
İşte son gül soluyor,
Gizli ve kinli eller
Yaprakları yoluyor,
Çiçeklerle beraber.
Ağaçlardan süzülen
Bir asabi uğultu,
Bahsederek hüzünden,
Yaralıyor sükûtu.
Gösteriyor her bakış
Bir ürperme, bir korku;
Her yüreğe uğramış
Sanki hicrânın oku.
Sonbaharın zehrinden
Gönlüm hisse alıyor;
Titre, ruhum derinden!
İşte son gül soluyor...
Nurullah Ataç’ın şiirlerinin toplam sayısı bilinmemektedir.
Nurullah Ataç’ın en ünlü şiiri “Yalnızlık”tır.
Nurullah Ataç’ın ilk şiirleriYahya Kemal'in yönetiminde çıkan Dergâh'ta yayımlanan şiirleridir.
Nurullah Ataç, yazı hayatına şiirle başlamış ve bu türü seven, hakkında geniş bilgilere sahip birisidir. Şiirlerinde en çok ayrılık, yalnızlık, hüzün ve ölüm gibi temaların üzerinde durmuştur. Döneminde takdir edilen,Ahmet Hamdi Tanpınargibi şairler tarafından beğeniyle karşılanan şiirler yazmıştır. Sembolizmden etkilenmiş, geniş şiir bilgisini yansıtan şiirler yazmıştır; fakat şiirlerinin sayısı fazla değildir. Nurullah Ataç, şiiri çok sevse de şair olamayacağını anlamış ve eleştiri türüne yönelmiştir. Şiir yazmayı bırakan fakat şiiri bırakamayan Ataç, şiir hakkındaki görüşlerini yazmaya ve yayımlamaya her zaman devam etmiştir.
Nurullah ataç mensur şiirler yazmıştır. Mensur şiirleri dışında da şiirleri vardır fakat Ataç, fazla sayıda şiir yazmamıştır.
Nurullah Ataç, kendi şiirlerinde sembolizmden etkilenmiştir. Fakat Ataç, değişmez bir şiir anlayışına sahip değildir. Şiir yazmayı bıraktıktan sonra ağırlık verdiği eleştiri ve deneme türündeki yazılarında sık sık şiir hakkındaki görüşlerini yazmıştır. Şiirde şekil ve anlamın bir arada bulunması gerektiğini savunmuş, fayda aranmasına karşı çıkmıştır. Divan şiirini sevmesine rağmen yeni şiir anlayışlarını desteklemiştir. Garip akımının en büyük destekçilerinden olmuş,Orhan Veli Kanık’ı takdir etmiştir. İkinci Yeni akımını desteklemiş, hakkında olumlu yazılar yazmıştır.
Nurullah Ataç, şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır. Şiir yazmayı bıraktıktan sonra şiir hakkında yazdığı düzyazılarda şiirde ölçü konusu üzerinde durmuştur. Ataç’ın şiirde ölçü konusunda tutucu bir tavrı yoktur. Aruzu reddeden ve kullanılmaması gerektiğini düşünen birisi değildir. Ataç, aruzun iyi şairlerin elinde Türkçeye uydurulabildiğini ve yeni şairlerle yeni kullanımlar kazanabileceğini söylemiştir. Hece ölçüsü ve serbest nazmı da desteklemiştir.
Nurullah Ataç, şiirlerinde belli bir kafiye çeşidine bağlı kalmamış, yarım ve tam gibi farklı kafiye çeşitlerini kullanmıştır.
Nurullah Ataç’ın kitaplarının ilk baskılarını Varlık Yayınları yapmış, ardından daTürk Dil Kurumu,Can Yayınları veYapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Ataç’ın yazılarının yayımlandığı gazete ve dergilerin bir kısmı aşağıda listelenmiştir:
Nurullah Ataç’ın 9 adet denemesi aşağıda listelenmiştir:
Nurullah Ataç’ın günlük türündeki iki eseri aşağıda listelenmiştir:
Nurullah Ataç’ın söyleşi türündeki eseri “Söyleşiler”dir.
Nurullah Ataç’ın 55 adet çevirisi aşağıda listelenmiştir:
Nurullah Ataç, Cumhuriyet Dönemi yazarıdır.
Nurullah Ataç, eserlerini “öznel eleştiri” anlayışıyla yazmıştır. Bu konuda sık sık eleştirilmiş olsa da sanatçı kişiliğiyle öznel yazılar kaleme almıştır.
Nurullah Ataç, şiirlerinde sembolizmden, eleştiri-deneme yazılarında ise modernist estetikten etkilenmiştir.
Nurullah Ataç’ın etkilendiği isimlerin bir kısmı aşağıda listelenmiştir:
Nurullah Ataç, yazdığı yazılarla döneminde çokça ses getirmiş bir yazardır. Beğendiğini belirttiği yazarların ününün artmasını sağlamıştır. Bu da dönemindeki genç yazarların bir kısmının Nurullah Ataç’ın yazılarından etkilenmesine ve eserlerini onun beğenilerine yaklaştırmasına neden olmuştur. Ataç, eleştiri-deneme türünün Türk edebiyatında önde gelen isimlerindendir. “Öznel eleştiri” anlayışını uzun yıllar devam ettirmesiyle de eleştiri-deneme türlerinde yazan yazarları etkilemiştir. Nurullah Ataç’ın yazıları dergi ve gazetelerde yayımlanırken çok okunmuş, döneminin okurlarını etkilemiştir. Günümüzde kitaplaştırılmış yazılarıyla da okurları etkilemeye devam etmektedir.
Nurullah Ataç, öz Türkçenin en büyük savunucularından olması, dünya klasiklerinden elliye yakın çeviri yapması ve Türk edebiyatında modern anlamda "deneme" türünün ilk önemli yazarı kabul edilmesiyle edebiyatımızda önemli bir yere sahip olmuştur.
Nurullah Ataç, yazarlık dışında Nişantaşı Lisesi, Vefa Sultanisi, İstanbul Sultanisi, Üsküdar ve Adana liseleri, Ankara Orta Muallim Mektebi, İstanbul'da Pertevniyal Lisesi, İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Okulu, Gazi Terbiye Enstitüsünde ve Ankara Atatürk Lisesinde Fransızca dersi vermiştir. Türkçe ve sanat tarihi derslerine girdiği de olmuştur. Ataç, Ticaret Vekaletinde ve Talim ve Terbiye Dairesinde çevirmen olarak çalışmış, Tedrisat Dairesi şube müdürlüğü yapmıştır. Yazarlığı dışında çevirmenliği ile de tanınan Nurullah Ataç, 1940'da Hasan Âli Yücel'in Millî Eğitim Bakanlığı döneminde dünyayı ve batıyı tanımak için kurulan Tercüme Heyeti'nin ilk başkanlığını üstlenmiştir.
Nurullah Ataç, Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olmuştur. Öz Türkçeciliğin en büyük savunucularındandır.
Nurullah Ataç’ın eserlerinden 20 alıntı aşağıda listelenmiştir:
Nurullah Ataç’ın aldığı ödüller bilinmemektedir.
Nurullah Ataç, baba tarafından Trabzonlu, anne tarafından Maraşlıdır.
Nurullah Ataç'ın babası Mehmet Atâullah Mefharî’dir. Mehmet Bey, 1856 yılında Halep'te doğmuştur. Galatasaray Lisesinde okumuştur. Edebiyat öğretmenliği, Islahat-ı Maliye Kurulu üyeliği, maliye mektupçuluğu ve Maliye Bakanlığı yapmıştır. Mehmet Bey, şair mizaçlı birisidir ve daha çok yaptığı çevirilerle tanınmaktadır.Hammer'den 10 ciltlik Devlet-i Osmaniye Tarihi, Paul de Kock’tan "Üç Fistanlı Kız"ı, Bernardin de Saint Pierre’den "Paul ve Virginie"yi tercüme etmiştir. İktitaf isimli bir antolojisi de vardır. Mehmed Atâ Bey 1919 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.
Nurullah Ataç, 1898 yılında Mehmed Atâ Bey ve Münire Hanım'ın en küçük çocuğu olarak İstanbul Beylerbeyi’nde doğmuştur. Galip, İklima, Refik, Saadet ve Behçet adlarında beş kardeşi vardır. Dedesi divançesi bulunan bir şair, babası Maliye Bakanlığı yapmış ve önemli çeviri faaliyetlerinde bulunmuş döneminin aydınlarından, abisi ise radyo programları ve gazete yazılarıyla tanınan doktor ve milletvekilidir. Nurullah Ataç, okumayı çok seven kültürlü bir aile içinde büyümüştür. Annesi hasta olduğu için daha çok sütannesi, dadısı ve ablası tarafından büyütülmüştür ve annesini kaybettiğinde on bir yaşındadır.
Nurullah Ataç, ilkokulu 1909 tarihinde bitirmiş ve ardından kısa bir süre Frerler’de eğitim aldıktan sonra dört yıl Galatasaray Lisesinde eğitim almıştır. Bu okuldayken edebiyat derslerini Fazıl Ahmet Aykaç'dan almıştır. Burhan Âsaf Belge ve Vedat Nedim Tör gibi önemli isimlerle sınıf arkadaşıdır. İlkokul dışında hiçbir okuldan mezun olamayan Nurullah Ataç, on beş on altı yaşlarındayken eğitim için Cenevre'ye gitmiştir. Bu dönemde Fransızcasını ilerleterek Fransız edebiyatını yakından tanımış, tiyatroyla ilgilenmiştir. Babasının vefat haberini alınca 1919 yılında Türkiye'ye dönen Nurullah Ataç, bir süre Darülfünun'daki edebiyat derslerine katılmış olsa da diploma almamıştır. Yahya Kemal Beyatlı'nın etrafında oluşan öğrenci topluluğuna katılmış, Yahya Kemal'in sohbetlerini dinlemiştir.
Nurullah Ataç, geniş bilgi birikimini kendine özgü bir dille okuyucuya aktarmış ve şiir, deneme, eleştiri, piyes, hikaye, günlük ve sohbet gibi birçok türde eser kaleme almış bir yazardır. Türk edebiyatı kadar Batı edebiyatını da yakından takip eden Ataç’ın edebi kişiliğinin oluşmasında iyi bir okur olmasının etkisi gözlemlenmektedir. Edebiyat hayatına sevdiği ve hakkında bilgi sahibi olduğu şiir türünde eserleriyle başlamıştır. Nurullah Ataç’ın şiirlerinde güçlü bir biçime ve Fransız sembolizminin etkilerine rastlanmaktadır.
Nurullah Ataç, kısa süren şairlik serüveninin ardından eleştiri ve deneme türüne yönelmiştir. Kendine özgü üslubu olan ve edebiyatımızda düzyazıya yenilikler kazandıran bir edebiyatçıdır. Sanatçı olma tutkusuna, adını yarınlara ulaştırma isteğine sahiptir. Bu nedenle eleştirilerinde sanatçı kimliğini gizlememiş, öznel yazılar kaleme almıştır. Yazılarında kesin hükümler vermekten de sonrasında fikirleri değişince eleştirdiği şeyleri savunmaktan da çekinmemiştir. Geniş bilgi birikimi ve birçok ilgi alanı olan, çok okuyan Nurullah Ataç, fikirlerini okura açık bir şekilde aktarabilmiştir. Nurullah Ataç’ın yazıları okuyucuyu düşünmeye sevk eden metinlerdir. Yalnızlık, özgürlük, yenilik, ölüm, öz ile biçim, aydınlarımız, yenilik, okumak, övülmek, sinema, üslup, ahlak, sanat ve ahlak ve samimilik gibi kavramları denemelerinde sıkça işlemiştir.
Nurullah Ataç’ın yazılarının en çok göze çarpan ve üzerinde durulan yönlerinden biri de Ataç’ın sık sık devrik cümleler kurmasıdır. Yazılarında dille ilgili konulara sıkça yer vermiş, öz Türkçeciliği, akılcı düşünceyi ve batıcılığı savunmuştur. Savunduğu fikirleri uygulayarak göstermeye çalışan Ataç, bir kelimenin Türkçe karşılığı varsa onun tercih edilmesi gerektiğini söylemiş, yabancı kelimelere Türkçe karşılıklar bulmaya çalışmıştır.
Nurullah Ataç, yazılarında eleştirmenin gerekli durumlarda sanatçıya yol göstermesi gerektiğini savunmuştur. Sıklıkla şiir hakkında yazılar yazmış olsa da düzyazı hakkındaki görüşlerini yazmaktan da geri durmamıştır. Nurullah Ataç, yazılarında ele aldığı konunun gündeme gelmesini sağlayarak tartışılmasına olanak tanımıştır. Ataç, yazılarındaki öznel tavrı nedeniyle sıklıkla eleştirilmiş, eleştirmenden çok deneme ve söyleşi yazarı olarak değerlendirilmiştir.
Nurullah Ataç, 1926 yılında Leman Hanım'la evlenmiştir. Leman Hanım, 1955 yılında mide kanseri nedeniyle vefat etmiştir.
Nurullah Ataç'ın Leman Hanım ile olan evliliğinden 1926 yılında Meral adını verdikleri bir kızı olmuştur. Meral Hanım, "Babam Nurullah Ataç" ve "Küçükhanım Meralika" isimli kitapların yazarıdır. Henüz bebekken geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle daha sağlıklı olması için Büyükada'ya, anneannesinin yanına gönderilmiştir. İlkokulu Büyükada'da; ortaokulu Heybeliada'da okuyan Meral Hanım, liseyi Ankara Kız Lisesi'nde tamamlamıştır. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Evlenmiştir ve Aydın Tolluoğlu ile Ceren Ocak adlarında bir oğlu bir de kızı dünyaya gelmiştir.
Meral Ataç Tolluoğlu, 1958 yılında yılın en iyi eleştiri-deneme yazılarına verilmesi "Ataç Armağanı"nı kurmuştur. 500 lira değerindeki bu armağan 1959 yılındaMemet Fuat'a, 1960 yılında daSabahattin Eyuboğlu'na verilmiştir. Sonrasında kaldırılan bu armağan artık verilmemektedir.
Nurullah Ataç, 17 Mayıs 1957 yılında İstanbul Numune Hastanesi'nde vefat ettiğinde 58 yaşındadır.
Nurullah Ataç’ın mezarı İstanbul’dadır.
Nurullah Ataç hakkında bilgi içeren beş kitap aşağıda listelenmiştir: