Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Mehmet Fuat Köprülü Kimdir?
01.07.2022

Mehmet Fuat Köprülü Kimdir?

Mehmed Fuad Köprülü (4 Aralık 1890, İstanbul - 28 Haziran 1966, İstanbul), Türkiye’de modern edebiyat tarihçiliğinin kurucusu olan, şiir, araştırma, biyografi, inceleme, makale, edebiyat tarihi gibi türlerde toplam binden fazla eser kaleme almış Türk edebiyatçı, Türkolog, ordinaryüs profesör, tarihçi, siyasetçi, gazeteci ve eski dışişleri bakanıdır.

Mehmed Fuad Köprülü, eğitim hayatına Yerebatan semtindeki Ayasofya Merkez Rüştiyesi’nde başlamış, Mercan İdadisi’ne devam etmiş ve Fransızca, Farsça, Arapça öğrenmiştir. Eğitim hayatına 1907 – 1910 yılları arasında İstanbul Darülfünunu’nda Mekteb-i Hukuk bölümünde devam etmiş fakat verilen eğitimi yetersiz bulduğu için yarım bırakmıştır. Yazarlık dışında birçok işle uğraşan Köprülü'nün biyografisi incelendiğinde 1910 - 1913 yılları arasında Mercan, Kabataş İstanbul ve Galatasaray liselerinde Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yaptığı, 1913 yılında da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Edebiyatı tarihi profesörlüğü görevine getirildiği görülmektedir. Edebiyat Fakültesi dekanlığı, Maarif Vekâleti müsteşarlığı, milletvekilliği ve Dışişleri Bakanlığı yapmıştır. 2 Kasım 1924'te Türkiyat Araştırmaları Enstitüsünü kuran Mehmed Fuad, birçok mecmu da yayımlamıştır. Sürekli çalışan, yaşam özeti başarılarla dolu olan, ordinaryüslüğe yükselen Mehmed Fuad Köprülü, Atatürk'ün bizzat takdirini kazanmış bir aydındır.

Mehmed Fuad Köprülü Eserleri Nelerdir?

Mehmed Fuad Köprülü’nün 36 adet eseri aşağıda maddeler halinde listelenmiştir:

Mehmed Fuad Köprülü'nün İlk Eseri Nedir?

Mehmed Fuad Köprülü'nün ilk kitabı "Ulûm-ı Siyâsiyye ve İçtimâiyye Kütüphanesi" külliyatı içinde bulunan, Fransız sosyolog ve antropolog Gustave le Bon’un "Psychologie Des Foules" isimli eserinden "Rûhu’l-cemâat" ismiyle yaptığı tercümedir. İlk telif eseri ise "Hayât-ı Fikriyye-Tetebbuât-ı İlmiyye ve Felsefiyye"dir. (Ömer Faruk Akün)

Mehmed Fuad Köprülü'nün Kaç Tane Eseri Vardır?

Mehmed Fuad Köprülü’nün 210 tane eser ve araştırması, 1000’e yakın da makalesi vardır. (Halil İnalcık)

Mehmed Fuad Köprülü Şiirleri

Mehmed Fuad Köprülü’nün 20 adet şiirinin ismi aşağıda maddeler halinde listelenmiştir:

  • Tebrik-i Hilâl-i Şehr-i Siyâm
  • Türkün Duası
  • Mektep Şiirleri
  • Melâl-i Muhitât
  • Merkâd-ı Hulya
  • Melâl-i Mesâ
  • Gece
  • Harb Şarkısı
  • Bahar
  • Bülbüller
  • Belde-i
  • Hicran
  • Gazal-i Ruhum
  • Kaplumbağalar
  • Hazan
  • Nedim’e
  • Şehidin Rüyası
  • Şehit ve Hilal
  • Akıncı Türkleri
  • Vatan

Mehmed Fuad Köprülü’nün en önemli şiirlerinden beş tanesi aşağıda verilmiştir:

VATAN

Göklere ulaşan ak saçlı dağlar,

"Vatan, vatan" diye seslenir bana!

Koynu tombul tombul salkımlı bağlar,

"Vatan, vatan" diye seslenir bana!

Taştan taşa seken kıpırdak sular,

Bağrı fırtınalı yeşil korular,

Destanlar yaratan şanlı ordular,

"Vatan, vatan" diye seslenir bana!

Bulutun üstünde yüzen uçaklar,

Yücelerde yanan alev bayraklar,

Kızıl batılarla pembe şafaklar,

"Vatan", diye seslenir bana.

Sılaya gurbete alıp götüren,

Dev yürüyüşlü heybetli tren,

Bozkırlarda suyun şahidi seren,

"Vatan, vatan" diye seslenir bana.

Yazıları silik mezar taşları,

Yetmişlik ninemin bakır saçları,

İncir, zeytin, badem, nar ağaçları,

"Vatan, vatan" diye seslenir bana.

Kıvrım kıvrım yollar, köprüler, hanlar,

Ovalardan yer yer pulluk, sabanlar,

Bacalardan tüten isli dumanlar,

"Vatan, vatan" diye seslenir bana!

AKINCI TÜRKÜLERİ

Tuna boylarında sıra selviler

Tanyeli estikçe sessiz ağlarmış

Gül bahçelerinde baykuşlar öter

Şu viranelikler eski bağlarmış

Kırık minareden duyulmaz ezan

Hep ocaklar sönmüş devrilmiş kazan

Bir inilti duydum sandım bir ezan

Sesime ses veren karlı dağlarmış

Söğüt dallarında hasta serçeler

Eski akın destanını heceler

Tuna ağlıyormuş bazı geceler

Göğsünde kefensiz şehitler varmış

Kırık minareden duyulmaz ezan

Hep ocaklar sönmüş devrilmiş kazan

Bir inilti duydum sandım bir ezan

Sesime ses veren karlı dağlarmış

Haydi eski ozan al sazı ele

Düşmanlar içine düşsün velvele

De ki: Hor bakmayın bu durgun sele

O yetmişbir kavme akın çıkarmış

Bozulan bağların üzümü acı

Asi köle kesmiş eski haracı

Yine yedi kral giymişler tacı

Şahin yuvasını kargalar sarmış

ŞEHİT VE HİLAL

Zulmette mi kaldı, ne bu akşamın hali?

Bir gariplik çökmüş yine durgun denize…

Benzetirdim bir veremli sarı benize

Altın saçlı, matem yüzlü güzel hâleli.

Yine doğmuş, vadilere dökmüş saçını

Fakat nerde göremedim altın tacını

Altın taçlı yüce hilal sen kaç asırdır

Evladının hüsranına yaşlar dökersin

Nazlı “Orhon” sularına akis edersin,

Yeşil “Tuna” boylarında gözlerin kalır.

Sendin gören ecdadımın şan demlerini;

Anlat şimdi asırların matemlerini.

Mâi, derin bir karanlık… ıssız bir vadi…

Yalnız uzak boşluklarda eski bir kaval…

Lakin bu ses cedlerimin sesi:

-“Ey hilal”

Tak tacını, kahramanlık günleri geldi!”

Hangi altın kavalındı??? Bu esrarlı ses?

Düşünürken, gökyüzünden geldi bir nefes:

--“Göklerde soldu siyah hüsran gülleri

Fatihlerin büyük ruhu uyandı yine:

“(Altınsoy)un bitti artık matem yılları,

Girdi zafer mevkileri turan iline..

“Türk şehidi! Zulmet yandı, kaldır başını,

Sil şefkatli gözlerinden hüsran yaşını!”

Mefkuremin rüyası mı?.. Bilemedim bu

Hakikatti, rüya demek hakikat demek

Ey ruhuma ateş koyan mukaddes dilek

Bana yalnız senin rüyan hakikat oldu

Ateş gözlü hilalinin öpüp saçını

Sordum:

-Nerde göster bana altın tacını;

Issız gece… Birdenbire karşı dağlardan

Bir kanlık uğultuyla şimşekler çaktı,

Ta önümde yükselirken kara bir duman

Penbe hilal gökyüzünden şefkatle baktı:

--“Türk şehidi, kanlarınla yıka saçını,

Koydum senin mert başına altın tacını!...

HEP GÖLGE

Gecenin ruhuma mühtez, mübhem

Serpilen girye-i ezlamıyle

Duruyorken müteellim, tenha

Cevf-i eşgafına ezhar-ı elem

Gömülen leyle-i hülyada senin

Ararım handeni, sevdalarını…

Bulamam… sonra perişan ü hazin

Ruhumun sevgili hülyalarını

ŞEHİDİN RÜYASI

1

Gökte yanan yıldızların sarı ateşi

Durgun sular üzerinde söndü, uzandı…

Yeşil sırtlar arkasında doğan güneşi

Türk şehidi yüce turan fecridir sandı.

Yüz çevirip göğsündeki yıldızlı aya,

İstikbali görmek için daldı rüyaya

2

Eski turan illerinde, ıssız bellerde

Atlıların naraları inledi durdu:

-Destanımız okunacak yine dillerde,

Büyük hakan altın dağda kurultay kurdu!”

Ak sakallar anladılar nedir manası

Genç kızların gözlerinden sildiler yası…

3

Donuk yüzlü cengâverler, altın kargılar

Tunç kılıçlar ellerinde Oğuz Beyleri;

Yirmi dört boy birbirinden merakla sorar:

--Kaç asırlık meşum tali’ kaldı mı geri?..”

Ateş yandı; tunç yüzlere alev süründü;

Altın tahtı üzerinde hakan göründü:

4

Türk milleti, ey Tanrı’nın en yüce soyu

“Kızıl renkli kutlu ışık ocağımızda

“Parıldarken topladım ki yirmi dört boyu:

“Artık zafer perileri kucağımızda!

“Eski hüsran yıllarının silindi ârı

“Esti Kafkas dağlarından zafer rüzgârı.

...

Mehmet Fuad Köprülü Kaç Tane Şiir Yazmıştır?

Mehmed Fuad Köprülü, altmıştan fazla şiir yazmıştır.

Mehmed Fuad Köprülü En İyi Şiiri Hangisidir?

Mehmed Fuad Köprülü’nün en ünlü şiiri “Akıncı Türküleri”dir. Şiir birçok sanatçı tarafından bestelenmiş ve seslendirilmiştir.

Mehmed Fuad Köprülü İlk Şiiri Hangisidir?

Mehmed Fuad Köprülü’nün ilk şiiri 16 Ekim 1905’te Sultan Abdülhamid’in doğum yıl dönümü nedeniyle yazdığı ve “Musavver Terakki” dergisinde yayımlanan kasidedir.

Mehmed Fuad Köprülü Şiirlerinin Özellikleri Nelerdir?

Mehmed Fuad Köprülü’nün şiirleri, hem yazarın düşünce dünyasındaki değişimi, hem de Türk şiirinin geçirdiği süreci görme fırsatı sunmaktadır. İlk şiirlerinde Servet-i Fünun etkisi görülmektedir. Fecr-i Âti beyannamesine imza atan şairlerden biri olan Köprülü, Fecr-i Âti anlayışı ile şiirler yazdıktan sonra Ziya Gökalp’ın etkisiyle milliyetçilik akımının tesirinde kalmıştır.

Mehmed Fuad Köprülü, Fecr-i Ati anlayışı ile şiir yazdığı dönemde tabiat güzelliklerini şiirinde estetik bir unsur olarak kullanmıştır. 1913 yılında Türk Yurdu dergisinde yayımlanan "Türkün Duası" isimli şiiri ile de milli edebiyat dairesine girdiğini göstermiştir. Milli edebiyatın etkisine girdikten sonra şiirlerinde milli heyecanlarını, hayal kırıklıklarını ve vatan teması işleyen Köprülü, Türk tarihine dair göndermeler yapmış, hece ölçüsüyle ve Arapça, Farsça terkiplerden uzak şiirler yazmıştır.

Mehmed Fuad Köprülü Şiirleri Hangi Türdedir?

Mehmed Fuad Köprülü, tek bir şiir türüne bağlı kalmamış, birçok türde şiir yazmıştır.

Mehmed Fuad Köprülü'nün Şiir Anlayışı Nedir?

Mehmed Fuad Köprülü, Fecr-i Âtî isimli edebi topluluğun üyelerindendir ve Fecr-i Âtî şiir anlayışına sahiptir.

Mehmed Fuad Köprülü Şiirlerinde Hangi Ölçüyü Kullanmıştır?

Mehmed Fuad Köprülü, ilk şiirlerinde aruz veznini kullanmışsa da milliyetçilik akımından etkilenmiş ve hece ölçüsüyle şiir yazmıştır.

Mehmed Fuad Köprülü Şiirlerinde Hangi Kafiyeyi Kullanmıştır?

Mehmed Fuad Köprülü, şiirlerinde tek bir kafiye çeşidine bağlı kalmamış birçok kafiye çeşidini kullanmıştır. Şiirlerinde aliterasyon ve asonansı da kullanan Köprülü, biçim güzelliğine önem vermiştir.

Mehmed Fuad Köprülü Şiirleri Nerelerde Yayımlanmıştır?

Mehmed Fuad Köprülü’nün şiirlerinin yayımlandığı gazete ve dergilerden bazıları aşağıda maddeler halinde listelenmiştir:

  • Tasvîr-i Efkâr Gazetesi
  • Hak Gazetesi
  • Tanin Gazetesi
  • Servet-i Fünûn
  • Türk Yurdu Dergisi
  • Mehasin Dergisi
  • Yeni Mecmua
  • Büyük Mecmua
  • Musavver Terakki
  • Donanma Dergisi

Mehmed Fuad Köprülü Araştırmaları

Mehmed Fuad Köprülü’nün 18 adet araştırma eseri aşağıda maddeler halinde listelenmiştir:

  • Malumat-ı Edebiyye
  • Yeni Osmanlı Tarih-i Edebiyatı
  • Türk Dilinin Sarf ve Nahvi
  • Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar
  • Türkiye Tarihi
  • Millî Tarih
  • Türk Tarih-i Dinîsi
  • Millî Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri ve Divan-ı Türki-i Basit
  • 16. Asır Sonuna Kadar Türk Saz Şairleri
  • 17. Asır Saz Şairlerinden Kayıkçı Kul Mustafa ve Genç Osman Hikayesi
  • Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar
  • Les Orıgınes de Lempıre Ottoman
  • Ortazaman Türk Hukukî Müesseseleri
  • Türk Sazşairleri Antolojisi 2
  • Türk Sazşairleri Antolojisi 3
  • Ali Şir Nevai
  • Osmanlı İmparatorluğu Etnik Menşei Meseleleri
  • Osmanlı Devletinin Kuruluşu

Mehmed Fuad Köprülü Makaleleri

Mehmed Fuad Köprülü’nün 13 adet makalesi aşağıda maddeler halinde listelenmiştir:

  • Türk Sanatı
  • Ümid ve Azim
  • Din ve Edebiyat
  • Edebiyat ve Ahlâk
  • Sanatkâr ve Hayat
  • Yûnus Emre-Âsârı
  • Anadolu’da İslâmiyet
  • Millî Terennümlerimiz
  • Tercüme-i Hâl: Yûnus Emre
  • Türk Edebiyatı Tarihinde Usul
  • Anadolu Beylikleri Tarihine Ait Notlar
  • Hoca Ahmed Yesevî, Çağatay ve Osmanlı Edebiyatları Üzerindeki Tesiri
  • Türk Edebiyatında Âşık Tarzının Menşe ve Tekamüdü Hakkında Bir Tecrübe

Mehmed Fuad Köprülü Antolojileri

Mehmed Fuad Köprülü’nün 2 adet antolojisi aşağıda maddeler halinde listelenmiştir:

  • Divan Edebiyatı Antolojisi
  • Türk Saz Şâirleri Antolojisi

Mehmed Fuad Köprülü Diğer Eserleri

Mehmed Fuad Köprülü’nün 12 adet eseri aşağıda maddeler halinde listelenmiştir:

  • Kıraat-ı Edebiyye
  • Hayat-ı Fikriyye
  • Tevfik Fikret Ahlakı
  • Nasreddin Hoca
  • Türk Edebiyatı Tarihi
  • Mektep Şiirleri
  • Bugünkü Edebiyat
  • 19. Asır Saz Şairlerinden Erzurumlu Emrah
  • 17. Asır Saz Şairlerinden Gevherî
  • 16. Asır Sonuna Kadar Türk Saz Şairleri
  • Türk Halk Edebiyatı Ansiklopedisi
  • İslam Medeniyeti Tarihi

Mehmed Fuad Köprülü Hangi Dönem Yazarıdır?

Mehmed Fuad Köprülü, Fecr-i Âtî yazarlarındandır.

Mehmed Fuad Köprülü Sanat Anlayışı Nedir?

Mehmed Fuad Köprülü, Ziya Gölalp’tan etkilenmiş ve Türkçülük anlayışı ile eserler yazmıştır.

Mehmed Fuad Köprülü Hangi Edebi Akımdan Etkilenmiştir?

Mehmed Fuad Köprülü, milli edebiyat akımından etkilenmiştir.

Mehmed Fuad Köprülü Kimlerden Etkilenmiştir?

Mehmed Fuad Köprülü’nün etkilendiği isimlerin bir kısmı aşağıda maddeler halinde listelenmiştir:

Mehmed Fuad Köprülü Kimleri Etkilemiştir?

Mehmed Fuat Köprülü, eserleri ve hocalığı ile birçok kişiyi etkilemiştir. Köprülü’nün etkilediği kişilerden beşi aşağıda maddeler halinde listelenmiştir:

Mehmed Fuad Köprülü'nün Edebiyat İçin Önemi Nedir?

Mehmed Fuad Köprülü, Türkiye’de modern edebiyat tarihçiliğinin kurucusudur ve Türk kültür yaşamında ön plana çıkan önemli aydınlarındandır.

Mehmed Fuad Köprülü'nün Eserleri Nerelerde Yayımlanmıştır?

Mehmed Fuad Köprülü’nün eserlerinin yayımlandığı gazete ve dergilerden bir kısmı aşağıda listelenmiştir:

  • Hak Gazetesi
  • Servet-i Fünûn
  • Türk Yurdu Dergisi
  • Tasvîr-i Efkâr Gazetesi
  • Mehasin Dergisi
  • Milli Tetebbular Mecmuası
  • Yeni Mecmua
  • Bilgi Mecmuası
  • Tanin Gazetesi

Mehmed Fuad Köprülü'nün Yazarlık Dışındaki Kariyeri

Mehmed Fuad Köprülü, yazarlık dışında öğretmenlik, akademisyenlik, siyaset ve devlet adamlığı, gazetecilik, edebiyat tarihçiliği gibi birçok işle uğraşmış çok yönlü bir aydındır. 1910 - 1913 yılları arasında Mercan, Kabataş İstanbul ve Galatasaray liselerinde Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yapmıştır. 1913 yılında da Halit Ziya Uşaklıgil'in istifası ile boşalan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Edebiyatı tarihi profesörlüğü görevine başlamıştır. 1915 yılında “Milli Tetebbular Mecmuası”nı yayımlamıştır. Köprülü, 1924 yılında Edebiyat Fakültesi dekanı olmuş ve Maarif Vekâleti müsteşarlığını üstlenmiştir. Sürekli çalışan Mehmed Fuad, 12 Kasım 1924'te Türkiyat Araştırmaları Enstitüsünü kurmuş, “Türkiyat Mecmuası”nı yayımlamış, iki yıl sonra da Türk Tarih Encümeni başkanlığına seçilmiştir. 1931’de “Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası”nı çıkarmıştır. Üniversite eğitimini yarım bıraktığı için profesörlük unvanı almış olması eleştirilse de birçok ilmi çalışma yapan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün bizzat takdirini kazanan Mehmed Fuad Köprülü 1933 yılında ordinaryüslüğe yükselmiştir. 1935 seçimlerinde Kars milletvekili olmuş, Demokrat Parti’nin kurucuları arasında yer almıştır. 1936-41 yılları arasında “Ülkü” dergisinde müdürlük yapmıştır. 1950’de Dışişleri Bakanlığı da yapan Mehmed Fuad, 18 Aralık 1961 tarihinde Yeni Demokrat Parti’nin kuruluşunda da rol oynamıştır.

Mehmed Fuad Köprülü'nün Siyasi Görüşleri

Mehmed Fuad Köprülü, Türkçü bir isimdir.

Mehmed Fuad Köprülü'nün Siyasi Hayatı

Mehmed Fuad Köprülü, 5’inci, 6’ıncı, 7’inci dönem Kars ve 8'inci, 9'uncu, 10. dönem İstanbul milletvekilliği yapmıştır. 7 Ocak 1946’da siyasi yaşama giren Demokrat Parti’nin kurucularından birisidir. Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte Dışişleri Bakanı olmuştur. Köprülü, görevi esnasında birçok faaliyette bulunmuş, Türkiye’nin NATO’ya girişinde etkin rol oynamış ve ülkemizin Atlantik Paktı'na alınması için görüşmelerde bulunmuştur. Mehmed Fuad Köprülü, 60 darbesinin ardından 6-7 Eylül 1955 olayları nedeniyle, dışişleri bakanı olarak görev yaptığı gerekçesiyle, suçlu bulunmuş ve dört ay boyunca Yassıada'da tutuklu kalmıştır. 18 Aralık 1961 tarihinde Yeni Demokrat Parti’nin kuruluşunda da aktif rol oynamıştır.

Mehmed Fuad Köprülü Sözleri

Mehmed Fuad Köprülü’nün sözlerinden 20 tanesi aşağıda listelenmiştir.

  • "Esasen Ahmed Yesevi büyük bir tarikat kurucusu ve şairlik kabiliyetinden çok mahrum şeriatçi bir âlim olduğu halde; Yunus onun aksine ilahi bir şair ve tasavvufu ruhunun ihtiyacı olarak kucaklamış sade bir dervişti. Birinin ağırbaşlı, donuk ve kuru edası, diğerinin sade ve ümmiyane samimilik tavrı bundandır."
  • "Birbirine bağlı ve birbiri üzerinde tesirli hadiselerin yalnız bazılarını göz önüne alarak, geri kalanların varlığından habersiz olmak daima yanlış neticeler verir."
  • "Edebiyat tarihine hevesli bir Türk genci, henüz inşa malzemesinden hiçbiri hazır bulunmayan bu büyük milli abide için, izah edilen usüller dairesinde hiç olmazsa birer taş getirmeye çalışmalıdır; çünkü vücuda gelecek bu muhteşem abide, büyük ve şerefli Türk milletinin asırlar boyunca muhtelif muhitlerde geçirmiş olduğu fikri ve hissi safhaları ve o muhtelif safhalarda kendini gösteren Türk milli dehasının vahdetini göstererek, istikbaldeki nesilleri aynı vahdet gayasine sevk edecektir. Türk edebiyatı tarihçisi için bundan daha asil ve mukaddes hedef nasıl tasavvur olunabilir!"
  • "Osmanlı devleti, Anadolu Selçukluları saltanatının idari ananelerine vâris olmuş, kısmen İlhanlılar ve Memluklerin tesiri altında kalmış bir Türk-İslam saltanatıdır."
  • "Osmanlı devletinin kuruluşunda yalnız Bizans sınırındaki göçebe aşiretleri âmil göstermek ve bunların idare adamlarını ancak yerli Hıristiyan unsurlar sayesinde tedarik ettiklerini zannetmek büyük bir hatadır."
  • "Hayatın en önemli gerçeği samimiliktir. Bu itibarla, hayat ile bağı olan edebiyat, mutlaka samimi bir edebiyattır denilebilir. Hayatı en gizli, en karışık yönleriyle anlatmayan, duygularımızı tıpkı hayatta olduğu gibi saf ve derin bir şekilde duyurmayan, elemlerimizi, felaketlerimizi, açık açık yansıtmayan bir edebiyat, hayat ile ilgisiz ve sahte bir edebiyattır... Akşam rüzgarı ile inleyen bir çam ormanının karanlık hışırtıları ne kadar tabii ise, ruhun güzellik karşısında duyduğu hisler de hayatın en derin ve anlaşılmaz köşelerinden birdenbire fırlayıp çıktığı için, her şeyden çok samimidir. İşte bunun gibi milletler için de "güzel" ve "iyi" telakkilerinden daha "milli" hiçbir şey yoktur. Bir toplumu başkalarından ayırmak isterseniz onun din ve ahlak hakkındaki, güzellik hakkındaki samimi duygularını arayınız. Çünkü bunlar doğrudan doğruya ruhundan koptuğu için hayatının en samimi taraflarıdır."
  • "Yüksek ve hakiki sanat asıl ona derler ki, hayatı bütün genişliği ve bütün samimiliğiyle okuyucuya duyurabilsin. Ancak yapmacığın bittiği yerde sanatın başlayabileceğini, nedense, hala anlayamadık!"
  • "Her bir taklit sanat, Avrupa klâsisizmi gibi, daha baştan ölü doğmuş demektir."
  • "Bir milletin edebiyatı, millî ruhu ve millî hayatı göstermek için en samimi bir ayna sayılabilir. "
  • "Dünyanın her tarafında ilmin bir tek ölçüsü, bir tek kantarı vardır; o da milletlerarası ölçü, milletlerarası kantardır. Bu ölçüye vurulup kıymeti takdir edilmeyen bir eserin, müsaadenizle, ilmi mahiyeti hakkında hiçbir şey söylenemez ve emin olunuz ki, yeryüzünün hangi bucağında çıkarsa çıksın, kıymetli bir eser derhal milletlerarası dünyanın dikkatini üzerinde toplar. Belki, umumi olmayan lisanlardaki edebiyat eserleri biraz kendilerini geç gösterirler; fakat onların da dikkati cezp etmemeleri imkânsızdır."
  • "Tarih, geniş mânasiyle, mâzîde cereyan eden bütün işlerin ve vak‘aların hey’et-i mecmuasıdır. İnsanlık fikir ve faâliyetinin tezâhürâtı demek olan tarihi, bâzıları yalnız devletlerin karşılıklı teşkilât ve münasebetlerine inhisar ettirmek isterler. Vak‘aları olduğu gibi nakil ve hikâye taraftarı olanların ileri sürdükleri bu fikir, tarihi, bir ilim şekil ve hey’etinde tanzim etmek isteyenlerce aslâ kâbule şayan olamaz..."
  • "Elemi bilmeyenler için feryattan daha manasız bir şey olabilir mi?"
  • "Osmanlı Devletinin kuruluşunu anlamak için, her şeyden evvel, 13. asır Anadolu'sunun yalnız siyasi tarihini değil, asıl içtimai tarihini bilmek lâzımdır."
  • "Herhalde Mevlana'yı iyice bilmeden Anadolu'daki ilk Türk eserlerini anlamak mümkün olamayacağını ilmî bir gerçektir."
  • "Eğer bugün, yarın için sağlam ve hakikaten millî yani şahsi bir edebiyat vücuda getirmek istiyorsak garbın bütün şekillerini, beynelmilel birtakım sanat telakkilerini almakla beraber onlara millî ruhumuzu, millî şahsiyetimizi vermekte bir an bile tereddüt etmemeliyiz."
  • "En çok hoşlandığım şey, talebelerimden birinin iyi bir eser yazmasıdır ki, bu bana sonsuz bir saadet verir. Hamdolsun, ara sıra da olsa, bu saadete ermek nasip oluyor. Dünyaya yeniden gelsem, yaşamaya yeni baştan başlasam, aynı yolda yürümekte bir Iahza tereddüt etmezdim."
  • "Anadolu'da Babinger'in zannettiği gibi Osmanlılar zamanında değil daha Selçukîler devrinde inkişaf ettiği bütün tarihi menba'lardan anlaşılan ve daha ziyade Ahiler namı ile maruf olan Fütüvvet zümreleri Ramsay'in iddiası vecihle eski Anadolu'daki buna mümasil mahallî teşkilatlara değil İslam âleminin hemen hemen her sahasında göze çarpan esnaf teşkilatına merbuttur."
  • "Edebiyat tarihçisi alelade bir okuyucu gibi zevkine bağlı kalmaz; her hadiseyi tarafsız ve şahsiyetten sıyrılmış bir gözle görmeye ve içtimaî hayatın ona verdiği kıymeti, hakikate en yakın tarzda tahmine ve göstermeye çalışır."
  • "Türkçenin en fasihi ancak bir dil bilen, Acemlerle karışmayan, şehirlere inmeyenlerin lisanıdır."
  • "İslam tarihini ve İslam kültürünü öğrenmek, millî tarih terbiyesi alma lüzumunu duyan Türk münevverleri için büyük bir ihtiyaçtır"

Mehmed Fuad Köprülü Nerelidir?

Mehmed Fuad Köprülü, İstanbul doğumludur ve soyu Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa’ya dayanmaktadır.

Mehmed Fuad Köprülü'nün Babası Kimdir?

Mehmed Fuad Köprülü’nün babası İsmail Faiz Bey’dir. İsmail Bey, Beyoğlu ikinci ceza kâtipliğinden emekli bir memurdur.

Mehmed Fuad Köprülü Çocukluğu Nasıldır?

Mehmed Fuad Köprülü’nün çocukluğu kültürlü bir aile içinde ve geniş kütüphanesi olan bir evde geçmiştir. Mehmed Fuad, tarihin kavşağı olarak kabul edilen bir zamanda, 1890 yılında Osmanlı Devleti’nde en önemli ailelerinden biri olan Köprülü ailesinin Sultanahmet’te bulunan Halid Ağa Konağı’nda dünyaya gelmiştir. Babası Beylikçi Köprülüzade Afif Bey’in oğlu İsmail Faiz Bey, annesi ise İslimiye ulemasından Arif Hikmet Efendi’nin kızı Hatice Hanım’dır.

Mehmed Fuad Köprülü Eğitim Hayatı Nasıldır?

Mehmed Fuad Köprülü, eğitim hayatına Yerebatan semtindeki Ayasofya Merkez Rüştiyesi’nde başlamıştır. Rüştiyenin ardından Mercan İdadisi’ne devam etmiş ve buradaki dil eğitimleri sayesinde dil yeteneği geliştirmiş, fen bilimleri ve sosyal bilimlere ilgi duymaya başlamıştır. Fransızca, Farsça ve Arapça öğrenen Köprülü’nün şiir merakı ve ilk şiir yazma denemeleri de bu dönemlerde başlamıştır. Eğitimine 1907 – 1910 yılları arasında İstanbul Darülfünunu’nda Mekteb-i Hukuk bölümünde devam etmiş olsa da verilen eğitimi yetersiz bulduğu ve zaman kaybetmek istemediği için yarım bırakmıştır. Okulu bıraktıktan sonra kendini geliştirmeye, ilmi çalışmalarına kendi şartlarıyla devam etmiştir. Mehmed Fuad Köprülü, Hikmet Feridun ile yaptığı röportajda "Niçin bir yüksek mektep bitirmediniz?" sorusuna şu şekilde cevap vermiştir: "... O zamanki mektepler ve ilmi müessesat çok geri idi. Bunun için kendi kendimi yetiştirmeye karar verdim. Yoksa niyetim mektep bitirmek olsaydı, buna, hem de fevkalade tarafından muvaffak olacağıma şüphe yoktu; fakat tek başıma kendimi yetiştirmek için işe başladığım zaman büyük müşküller karşısında kaldım."

Mehmed Fuad Köprülü Edebi Kişiliği Nasıldır?

Mehmed Fuad Köprülü, Türkiye’de modern edebiyat tarihçiliğinin kurucusudur ve edebiyat yaşamına şiir ile başlamış, Fecr-i Ati şairleri arasında yer almıştır. Araştırma, biyografi, inceleme, edebiyat tarihi gibi türlerde birçok eser kaleme almıştır.

Mehmed Fuad Köprülü Evlendi Mi?

Mehmed Fuad Köprülü, Behice Hanım ile evlenmiştir.

Mehmed Fuad Köprülü'nün Çocukları

Mehmed Fuad Köprülü’nün Orhan isimli bir oğlu vardır. Orhan Köprülü, 1920 yılında İstanbul Kadıköy'de doğmuştur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nü bitirdikten sonra aynı fakültede doktora da yapmıştır. Türkoloji ile ilgilenmiş, Osmanlı tarihi üzerinde yoğunlaştırmıştır. İstanbul Üniversitesi Tarih Asistanlığı, Columbia Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Araştırmacı Üyeliği yapmıştır. Yazarlık ve Kurucu Meclis Devlet Başkanı Temsilciliği de yapan Orhan Köprülü iki çocuk babasıdır. 21 Temmuz 2006 tarihinde İstanbul'da vefat emiştir. “Makaleler” isimli eseri, Akçağ Yayınları tarafından yayımlanmaktadır.

Mehmed Fuad Köprülü Kaç Yaşında Vefat Etti?

Mehmed Fuad Köprülü, Ankara’da geçirdiği trafik kazasından sonra uzun süre bacağı alçılı bir şekilde yatmışsa da iyileşememiş ve 28 Haziran 1966 tarihinde, 75 yaşındayken İstanbul Balta Limanı Hastanesinde vefat etmiştir.

Mehmed Fuad Köprülü Mezarı Nerededir?

Mehmed Fuad Köprülü’nün mezarı, 1 Temmuz 1966'da Beyazıt Camii'nde kılınan cenaze namazının ve İstanbul Üniversitesi’nde yapılan törenin ardından defnedildiği Çemberlitaş'ta, Köprülü Mescidine bitişik olan aile kabristanındadır.

Mehmed Fuad Köprülü Hakkındaki Kitaplar

Mehmed Fuad Köprülü hakkında bilgi içeren kitaplar aşağıda listelenmiştir:

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.