Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Mehmet Akif Ersoy Kimdir? Mehmet Akif Ersoy Hayatı, Başarıları ve Eserleri
10.08.2021

Mehmet Akif Ersoy Kimdir? Mehmet Akif Ersoy Hayatı, Başarıları ve Eserleri

Mehmet Akif Ersoy Kimdir?

Mehmet Akif Ersoy ( 20 Aralık 1873- 27 Aralık 1936 ) , cehalet, taassup, fakirlik, inançsızlık, vatan, milli değerler, köksüzlük konularında yazan; günümüze kadar 8 kitabı bulunan Türk şair, veteriner hekim, öğretmen, hafız, Kur’an mütercimi, siyasetçi ve İslamcılık anlayışının temsilcisidir.

Mehmet Akif Ersoy, 1873 yılında İstanbul’da Fatih ilçesinin Karagümrük Sarıgüzel Mahallesi’nde dünyaya gelmiştir.  Babası Arnavut kökenli Fatih Medresesi öğretmenlerinden Mehmet Tahir Efendi, annesi Buharalı Emine Şerife Hanım’dır. Mehmet Akif Ersoy, Emir Buhari mektebinde ilköğrenimini tamamladıktan sonra Fatih Muvakkithanesi sıbyan mektebine yazılmıştır. Babası Mehmet Tahir Efendi ise bu dönemde Akif’e Arapça öğretmeye başlamıştır. Ortaöğrenime Fatih Merkez rüştiyesine başlamış, ayrıca Fatih Camii’nde Farsça derslerine katılmıştır. Babasının da katkısı ile şair, dil derslerine oldukça ilgi duymuş özellikle rüştiyedeki eğitimi boyunca Türkçe, Arapça, Farsça, Fransızca derslerini üstün başarılar ile tamamlamıştır. Edebiyat eğitimini Mehmet Rauf’un üstlendiği okulda 3 yıl boyunca tamamlayıp yüksek kısmının birinci sınıfında okurken 1888 yılında babasının vefatı, ardından büyük Fatih yangınında evlerinin yanması sebebi ile meslek sahibi olmak için Mülkiye Baytar Mektebi’ne başlamıştır. Burada spor ile ilgilenerek mahalleden arkadaşı Kıyıcı Osman Pehlivan’dan güreş öğrenmiştir. İlgi alanı ise başlangıçta güreş ve yüzücülük olmak üzere koşu, gülle atma yarışlarına katılmıştır. Şiire olan ilgisi ise okulun son iki yılında yoğunlaşmıştır. Mehmet Akif, Mülkiye Baytar Mektebi’nin baytarlık bölümünü birincilikle bitirmiştir. Mezuniyetinin hemen ardından Fransızcayı geliştirmiş, yaklaşık 6 ay içerisinde Kur’an’ı – Kerim’i ezberleyerek hafız olmuştur. 1893 – 1894 yılları arasında Hazine-i Fünun dergisinde birer gazeli, 1895’te ise Mektep dergisinde “ Kur’an’a Hitap” adlı şiiri yayımlanmıştır.

Mehmet Akif’in Memurluk Yılları

Mehmet Akif Ersoy, mezuniyetinin ardından memuriyet hayatına başlamıştır. Ziraat Nezareti Umur-ı Baytariyye ve Islah-ı Hayvanat’ta veteriner müfettiş yardımcılığı yapmıştır. Ardından memuriyetinin ilk yıllarında teftiş için Rumeli, Anadolu, Arnavutluk ve Arabistan gibi bölgelerde hayvan hastalıkları ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Bu seyahatleri sırasında babasının doğum yeri olan İpek Kasabası’nda amcaları ile tanışmıştır.  1898 yılında ise Tophane-i Amire Veznedarı Mehmet Emin Bey’in kızı İsmet Hanım ile evlenmiştir. Bu evlilikten Cemile, Feride, Suadi, Emin, Tahir adlı çocukları dünyaya gelmiştir.  Mehmet Akif, memuriyet yılları dışında şiir yazarak ve edebiyat öğretmenliği yaparak kendini edebiyata daha da yakınlaştırmıştır.

Mehmet Akif Ersoy'un Hayatına II. Meşrutiyet'in Etkisi

Mehmet Akif Ersoy, 2. Meşrutiyet ilan edildiğinde Umur-ı Baytariye Dairesinde müfettişlik yapıyor idi. Meşrutiyetin ilanından 10 gün sonra ise arkadaşı rasathane memuru Fatin Hoca, İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye kaydını gerçekleştirmiştir. Cemiyetin ŞehzadebaşıResimli Gazete, Servet-i Fünun gibi dergilerinde şiirler ve yazılar yayımlamıştır. Aynı yıllarda İstanbul Darülfünun Edebiyat Şubesi’nde Osmanlı Türkçesi öğretmenliğine tayin edilmiştir. Ayrıca bu dönemin aydınları arasından olan Akif, Şehzadebaşı Kulübü’nde Arap edebiyatı ve tercüme usulü dersleri vermiştir. Resimli Gazete, Servet-i Fünun gibi dergilerinde şiirler ve yazılar yayımlamıştır. Aynı yıllarda İstanbul Darülfünun Edebiyat Şubesi’nde Osmanlı Türkçesi öğretmenliğine tayin edilmiştir. Ayrıca bu dönemin aydınları arasından olan Akif, Şehzadebaşı Kulübü’nde Arap edebiyatı ve tercüme usulü dersleri vermiştir.

Mehmet Akif Ersoy’un hayatındaki en büyük etkilerinden olduğu dönemde, meşrutiyetin ilanı ile birlikte edebiyat, yayın hayatına tam anlamı ile adım atmıştır. 2. Meşrutiyet’in ilanından sonra Ebül’ula Mardin ve Eşref Edip ile birlikte devrin ilim ve fikir hayatına önemli katkıları olan Sırat-ı Müstakim dergisinde başyazarlık yaparak şiir ve yazılarını yayımlamaya başlamıştır. Dergideki ilk şiiri olan Fatih Camii’sini yayımladı. Mehmet Akif’in hemen hemen tüm şiirleri ve yazıları bu mecmuada yayımlanmakla birlikte İslamcılar, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Sırat-ı Müstakim, Sebilurreşad, Beyan’ül-Hak, İttihad-ı İslam, Volkan gibi gazete ve dergilerde ağırlıklı olarak meşrutiyet-i meşrûa, kanun-i esasi, hilafet, ittihad-ı İslam, içtihad, istibdat gibi konularda yazı ve şiirlerini halkla paylaşmışlardır. 1913 yılında kurulan Müdafaa-i Milliye’nin halkı edebiyat yoluyla aydınlatma amacı güden topluluğa katılmıştır. Burada Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Cenap Şahabettin ve Süleyman Nazif ile beraber çalışmalar yürütmüştür.

Mehmet Akif Ersoy’un Teşkilat-ı Mahsusa’ya Girmesi

Teşkilat-ı Mahsusa, Osmanlı Döneminin yıkılma süreci zamanlarında İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Enver Paşa’ya bağlı kurulan gizli bir teşkilattır. Teşkilat, Türkçü ve İslamcı görüşler doğrultusunda çeşitli eylemlerde bulunmuşlardır. Teşkilat-ı Mahsusa’nın kadrosunda, Kaymakam Süleyman Askeri, Eşref Sencer Kuşçubaşı, Zenci Musa, Yakub Cemil, Dr. Bahattin Şakir, Ali Fethi Okyar, Rauf Orbay gibi birçok isim bulunmaktadır. İttihat ve Terakki Cemiyetine de daha önce katılmış olan çoğu Türkçü ve İslamcı aydın, Teşkilat-ı Mahsusa’ya ise birbirlerinin öncülüğünde katılmışlardır.

Bu dönemde Teşkilat-ı Mahsusa’ya katılan Ünlü İslamcı Şair Mehmet Akif Ersoy, bu saflarda memleketin kurtuluş amacı üzerine faaliyetlerde bulunmuştur. Şair, Teşkilat-ı Mahsusa’nın ilk görevi nedeniyle Berlin’e gitmiştir. Akif, Almanya’da İtilaf Devletlerinin alınmış birçok Müslüman esirlerin yaşamından oldukça etkilenmiştir. Kısa bir süre sonra görevini tamamladıktan sonra İstanbul’a dönmüştür. İstanbul’a dönmesinin hemen ardından Arabistan’a gönderilmiştir. Burada İngiliz propagandası ile mücadele etmek için “ karşı propaganda” yapmışlardır. Bu süreçte Çanakkale Savaşını takip eden Mehmet Akif Ersoy, 14 ay süren savaşın zaferle sonuçlandığı haberini Arabistan’da almıştır. Bu mutlu haber ile Çanakkale Destanı’nı kaleme almıştır.

Mehmet Akif Ersoy’un Darü’l- Hikmeti’l- İslamiye Cemiyetine Girmesi

Darü’l – Hikmeti’l- İslamiye Cemiyeti, Osmanlı Devleti’nde savaşların sıkça yaşandığı, ülke topraklarının işgale uğradığı ve bunların neticesinde siyasî ve fikrî çalkantıların görüldüğü bir dönemde kurulmuştur. Bu cemiyet, Osmanlı topraklarında faaliyet gösteren, Millî Mücadele’ye destek veren hatta bu amaca yönelik kurulmuş olan bir kurum olarak tanıtılmıştır.

Mehmet Akif Ersoy, 1915 yılında Dâru’l-Hilafeti’l-Âliyye Medresesi müfettişliğine tayin olmuştur. Dâru’l-Hikmeti’l İslâmiye’nin kuruluşunda bu kuruma başkâtip olarak atanmıştır.  Bu dönemde Balıkesir’e giderek 6 Şubat 1920 tarihinde Zağnos Paşa Camii’nde hutbe vermiştir. Halkın yoğun ilgisi sebebi ile birçok yerde hutbe vermiş, konuşmalar yapmış ve İstanbul’a geri dönmüştür. Başkatiplik görevi sürecinde ise görevine on günden fazla izinsiz gelmesi sebebi ile azledildiği bilinmektedir.

Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Savaşına Katılışı

Mehmet Akif Ersoy, Milli mücadele döneminde birçok alanda önemli roller üstlenen şairdir. Kaleme aldığı Çanakkale Şehitlerine ve İstiklal Marşı şiirlerinin yanında, Anadolu’nun birçok şehrinde verdiği vaazlarla milli mücadele döneminin unutulmaz şahsiyetlerinden biri olmuştur.

Mehmet Akif Ersoy ve arkadaşları Sebilürraşad Dergisi ile halka ümit ve iman duygusunu aşılamaya çalışmıştır. Anadolu’da Balıkesir, Ankara, Burdur, Konya, Kastamonu, Eskişehir gibi birçok şehri gezerek halkı milli mücadeleye destek olmaya davet etmiştir. Gittiği birçok şehirde ve camilerde verdiği vaazlara birçok insan katılmış, içinde bulunulan durumu Akif’in ağzından öğrenmişlerdir.

Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşını Yazması

Mehmet Akif Ersoy Kurtuluş Savaşı’nın ilk zamanlarında, Milli Mücadele’nin milli duygularla dolu bir ruh içerisinde kazanılmasına katkı sağlamak amacı ile dönemin Milli Eğitim Bakanlığı, 17 Şubat 1921 tarihinde bir şiir – güfte yarışması düzenlemiştir. Ayrıca Meclis tarafından takip edilen 7 aylık bir dönem sonunda halka ve orduya güç ve moral verme faydalarının da güdüldüğü bir etkinlik planı yapılmış, yarışmanın sonunda kazanacak şaire para ödülü verileceğinin bildirisi yayımlanmıştır. 23 Aralık 1920 tarihinde iletilen eserler değerlendirilmiş, ancak milli marş değerinde bir eser bulunamamıştır. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey, Mehmet Akif Ersoy’un yarışmaya ödül konulduğu için katılmamış olduğunu öğrenmiş; ödül konusunun çözüleceğini iletmiştir. 5 Şubat 1921 tarihli bu mektubun ardından Mehmet Akif Ersoy, Tacettin Dergahındaki evinde marşı 10 günlük bir zaman içerisinde kaleme almıştır. 17 Şubat 1912’de Hakimiyet-i Milliye gazetesinde yayımlanan İstiklal Marşı, 1 Mart 1921’de Hamdullah Suphi Bey tarafından Meclis’te okunmuştur. Meclis görüşmeleri sonucunda 12 Mart 1921’de “ İstiklal Marşı”, milli marş olarak kabul edilmiştir.

Mehmet Akif Ersoy Eserleri Nelerdir?

Mehmet Akif Ersoy’un Safahat adlı eseri,  şiirlerini topladığı yedi kitaplık şiir külliyatıdır. İçerisinde 11240 sayıda mısradan oluşan 108 şiir bulunmaktadır. Şairin birinci kitabı Safahat’tır. Bu eserden başlayarak toplam 7 kitabı aşağıda listelenmiştir.

         Safahat: 44 şiir, 3084 mısra. Üç baskı: 1911. 1918, 1928.

         Süleymâniye Kürsüsünde: Bir şiir, 1002 mısra. Dört baskı: 19

         Fâtih Kürsüsünde: Bir şiir, 1692 mısra. Dört baskı: 1914 (iki baskı), 1918, 1924.

  • Hakkın Sesleri: 10 şiir, 482 mısra. Üç baskı: 1913, 1918, 1928.
  • Hâtıralar: 10 şiir, 1314 mısra. Üç baskı: 1917, 1918, 1928.
  • Âsım: Bir şiir, 2292 mısra, İki baskı: 1924, 1928.
  • Gölgelerdi şiir, 1374 mısra. Bir baskı: 1933.

 

Mehmet Akif Ersoy’un Tercümeleri

Mehmet Akif Ersoy’un 1908 yılından sonra 268 kez tefrika devam etmiş olan 55 farklı tercümesi bulunmaktadır. Bu tercümelerin birkaçında “ Sa’di” takma adını kullanmıştır. Şairin kitap olarak basılmış tercümeleri aşağıda listelenmiştir.

         Müslüman Kadını – Ferid Vecdi

  • Hanoto'nun Hücumuna Karşı Şeyh Muhammed Abduh'un İslâm'ı Müdâfa'ası
  • İslâmlaşmak - Said Halim Paşa
  • Anglikan Kilisesine Cevap - Abdülaziz Câviş
  • İçkinin Hayât-ı Beşerde Açtığı Rahneler - Abdülaziz Câviş

Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri

Mehmet Akif Ersoy’un İslam, milliyet, edebiyat ve fikir konuları üzerine; makale, sohbet, hatıra biçimlerinde kaleme almış 50 yazısı bulunmaktadır. Bu yazılar aşağıda listelenmiştir.

  • Hasbıhal
  • Edebiyat Bahisleri
  • Eski Hatıralar
  • Letaif-i Arabdan

Mehmet Akif Ersoy’un İlk Eseri Nedir?

Mehmet Akif Ersoy’un ilk eseri Safahat’tır.

Mehmet Akif Ersoy’un Kaç Tane Eseri Vardır?

Mehmet Akif Ersoy’un bilinen 7 adet eseri vardır.

Mehmet Akif Ersoy’un “ Safahat” Adlı Kitabının Önemi Nedir?

Mehmet Akif Ersoy’un Safahat adlı kitabının içeriği Türk edebiyatında önemli bir yer tutmaktadır. Yedi kitaptan oluşan Safahat’ın çok sesli bir eser olma özelliği taşıması, eserin içeriğini oluşturmasında önemli bir etken olarak değerlendirilmektedir. Sahafat’ın konusu dönemin birey ve toplum yaşamında yaşanılan durumlardan alınması, eserin temel özellikleri arasında değerlendirilmektedir.

“Safahat” , “ yüz, dış, yüz” anlamına gelen “ safha” kelimesinin çoğuludur. Kitap daha adından başlayarak hayatın görünen, bilinen daha doğrusu bilinmesi gereken yüzlerini göstermek iddiası taşımaktadır. Orhan Okay, “ Yalnız bu isim bile onun edebiyattaki realist görüşünü aksettirir.” der. ( Okay, 1989:40 ) Mehmet Akif Ersoy’un Safahat’ı;  manzum hikaye, ibretli / hikmetli öğütlere yer verilen manzumeler, sanatkârane temaşa / tasvir şiirlileri, feryat, isyan, sığınış, siyasi manzumeler, portre şiirler, modanın eleştrisi olan ironik manzumeler gibi birçok konuda zengin içerikler barındırmaktadır.

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri

Mehmet Akif Ersoy, birden fazla şiir yazmıştır. Mehmet Akif Ersoy’un bilinen şiirleri aşağıda listelenmiştir.

  • Çanakkale Şehitlerine
  • Zulmü Alkışlayamam
  • Bir Gece
  • İstiklâl Marşı
  • Birlik
  • Ye's
  • Ah O Din Nerde
  • Adamlığın Yolu Nerdense, Bul Da Girmeye Bak
  • Cenk Şarkısı
  • Cânan Yurdu
  • Hakkın Sesleri / Gitme Ey Yolcu
  • Çocuklara
  • Bülbül
  • Hüsran
  • Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?
  • Ordunun Duâsı
  • Âhiret Yolu
  • Haya Sıyrılmış İnmiş
  • Eser
  • Bayram
  • Ey Yolcu, Uyan!
  • Uyan!
  • Fâtih Câmii
  • Birlik Bağı
  • Ahlakımız Yükselmeli
  • Duygusuz Olmak
  • Durmayalım
  • Haya Öğren
  • Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok mu Sabahı?
  • Kıssadan Hisse

Mehmet Akif Ersoy’un sevilen 5 şiiri aşağıda listelenmiştir.

Zulmü Açıklayamam

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.

Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ...

-Boğamazsın ki!

-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.

Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;

Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.

Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;

Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!

Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!

Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.

Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!

Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...

İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?

 

Haya Öğren

Beraber ağlamazsın, sonra, kör dersin, sağır dersin.

Bu hissizlikten insanlık hem iğrensin, hem ürpersin!

Ne ibret, yok mu, bir bilsen kızarmak bilmeyen çehren?

Bırak tahsili, evladım, sen ilkin bir haya öğren!     

Cenk Marşı

Ey sürüden arkaya kalmış yiğit

Arkadaşın gitti haydi sen de git

Bak ne diyor ceddi şehidin işit

Haydi git evladım uğurlar ola

Haydi git evladım açıktır yolun

Zalimlere karşı bükülmez kolun

Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun

Uğurun açık olsun uğurlar ola.

 

Eşele bir yerleri örten karı

Ot değil onlar dedenin saçları

Dinle şehit sesleridir rüzgarı

Haydi git evladım uğurlar ola

Haydi git evladım açıktır yolun

Zalimlere karşı bükülmez kolun

Bayrağı çek on safa geçmiş bulun

Uğurun açık olsun uğurlar ola

Haydi levent asker uğurlar ola

 

Yerleri yırtan sel olup taşmalı

Dağ demeyip taş demeyip aşmalı

Sende ki coşkunluğa er şaşmalı

Kahraman askerim uğurlar ola

Haydi git evladım açıktır yolun

Zalimlere karşı bükülmez kolun

Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun

Haydi levent asker uğurlar ola

Haydi git evladım uğurlar ola.

 

Hüsran

Ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı,

İslâmı uyandırmak için haykıracaktım.

Gür hisli, gür imanlı beyinler, coşar ancak,

Ben zaten uzun boylu düşünmekten uzaktım?

Haykır! Kime, lâkin? Hani sâhipleri yurdun?

Ellerdi yatanlar, sağa baktım, sola baktım;

Feryâdımı artık boğarak, na'şını, tuttum,

Bin parça edip şi'rime gömdüm de bıraktım.

Seller gibi vâdîyi enînim saracakken,

Hiç çağlamadan, gizli inen yaş gibi aktım.

Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz;

İnler "Safahât"ımdaki husran bile sessiz!

 

Canan Yurdu

Eyvâh, ıssız diyâr-ı dilber...

Her hatvesi bir mezâr-ı muğber!

Uçmuş da bakındığım terâne,

Kalmış sessiz bir âşiyâne.

Yer yer medfun durur emeller...

Gûyâ ki kıyâm-ı haşri bekler!

Yâ Rab! Niye böyle bir yığın hâk

Olmuş yatıyor o buk’a-i pâk?

Yâ Rab, ne için o lem’a nâbûd?

Yâ Rab, ne için bu sâye memdûd?

Yâ Rab, ne demek harîm-i cânan

Üstünde bu perde perde hicran?

Lâkin görünen kimin hayâli?

Cânan gibi tıpkı yâl ü bâli...

Gîsû-yi siyâh-ı târumârı,

Altında cebîn-i lem’a-dârı,

Zulmetler içinde subh-i mahmûr;

Yâ gözbebeğinde nazra-i nûr;

Yâ ebr-i bahâr içinde cevvâl

Bâran şeklinde dürr-i seyyâl;

Yâ sînede her zaman coşan yâd,

Yâ kayd-i bedende rûh-i âzâd.

Ey tayf-ı nigeh-firîbi yârın,

Olmaz mı bir ân için karârın?

Heyhât, serâb-ı şavka döndün...

Karşımda parıldamanla söndün!

Kimden sorayım ki nerde dilber?

Makber gibi samt içinde her yer.

Cânan! Cânan! ... dedim, arandım...

«Bir aks-i nidâ» dedikçe, yandım!

Yâ Rab, niye hem sağır, hem ebkem,

Dağlar, dereler, bütün şu âlem?

Ey sevdiğimin sevimli yurdu,

Hâlin bana şimdi pek dokundu!

Aç sîneni; yâd-ı nükhetinden

Bir şemmeye kàilim bugün ben.

Bir vakt o şemîm-i nâz-perver

Tâ subha kadar yanımda bekler,

-Ümmîde verip bekà sabûhu-

Sermest-i safâ ederdi rûhu.

Heyhât o nesîm-i sâf şimdi

Nâzan nâzan semâya gitti.

Ey lâne-i târumâr söyle,

Cânan sana artık inmiyor mu?

Ey mâtem-i pâyidâr söyle,

Sâhandaki nevha dinmiyor mu?

Ey ebr-i semâ-güzîn-i seyyâr,

Yâdında mıdır o nazlı reftâr?

Ey darbe-i bâda karşı, ra’şân,

İnşâd-ı enîn eden nihâlân!

Bir şi’r-i revân olup da cânan,

Geçmez mi bu gölgeden hırâman?

Ey dilber-i mihriban, zuhûr et!

Ömrüm gibi ansızın mürûr et!

Yâ kalb-i fezâya bir hutûr et:

Âfâkımı lem’a lem’a nûr et.

Bin nevha-i cân içimde pür-cûş,

Geldim bu garîb yurda, medhûş.

Feryâdımı yok mu eyleyen gûş?

Yâ Rab, bu nasıl cihân-ı hâmûş:

Bir « yok! » diyecek sadâ da yokmuş!..

Mehmet Akif Ersoy Kaç Tane Şiir Yazmıştır?

Mehmet Akif Ersoy’un günümüze kadar bilinen 44 şiiri bulunmaktadır.

Mehmet Akif Ersoy İlk Şiiri Hangisidir?

Mehmet Akif Ersoy’un ilk şiiri hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Mehmet Akif Ersoy’un ilk şiir kitabı Safahat’tır. Safahat kitabı 11.240 mısralı 108 adet şiir bulunmaktadır.

Mehmet Akif Ersoy Şiirlerinin Özellikleri Nelerdir?

Mehmet Akif Ersoy, toplumcu bir şairdir. Toplumcu şiir diğer anlamıyla anılan serbest nazım ve toplumcu şiir olarak bilinmektedir. Serbest Nazım ise, çoğunlukla ölçü ve kafiyesi bulunmayan, dizelerindeki hece sayısının farklılığı olan şiirlerdir. Bu nazım biçimi Servet-i Fünun döneminden sonra sık kullanılmaya başlamış, günümüzde daha çok yaygınlaşmıştır. Toplumcu şiir, halkın ve halkın sorunlarını anlatan şiir türüdür. Aşağıda toplumcu şairler listelenmiştir:

Mehmet Akif Ersoy, içinde yaşadığı toplumun meseleleri ile çok ilgilenmiş, şiirlerinin konusu haline getirmiştir. Şair, toplum meseleleri ilgilenmekle kalmayıp bu konulara çareler de önermektedir. Ona göre çözüm ise din ile ilmin birleşmesidir. Mehmet Akif Ersoy, şiirlerinde sokaklar, insanlar, aileler, kadınlar, çocuklar meselelerini de ele almıştır. Yaşanılan dönem içerisinde manzum hikaye tekniğini kullanarak toplumla ilgili tablolar çizmiştir. İnci Enginün, Mehmet Akif Ersoy’un şiirinin özellikleri ile ilgili şu cümleleri kurmuştur: “ Şair, insan ıstırap çeken fakir halktan ayırarak, nutuk söyleyerek gerçekleştirmez,  halkın içine girer; onun derdini, sıkıntısını yaşar ve onun dili ile ifade eder. Halkın konuşması, sohbet, argo ve öfkeden bezginliğe kadar değişen bütün tonlarıyla şiirlerini meydana getirir.” Der. ( Enginün 1991: 147 ) Bu cümleler Akif’in şiirinin canlı hayat sahnelerinin yer almasını getirir. Ahmet Bican Ercilasun, bu canlı sahnelerle ilgili “ Onun şiirinde; herhangi bir tiyatro, bir romanda rastlayacağımız meselelerden çok fazlasını buluruz. Akif yaşadığı devirden aldığı bu zengin malzemeyi sanatıyla da süsleyerek orijinal bir hale koyar.” Der. (Ercilasun, 1997: 61)

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri Hangi Türdedir?

Mehmet Akif Ersoy, şiirlerinde hem lirik hem de epik türü kullanmıştır.

Mehmet Akif Ersoy’un Şiir Anlayışı Nedir?

Mehmet Akif Ersoy’un şiir anlayışı toplumcu – gerçekçi şiirdir.

Mehmet Akif Ersoy Hangi Ölçüyü Kullanmıştır?

Mehmet Akif Ersoy, aruz ölçüsünü şiirlerinde kullanmıştır. Şair, şiirlerine aruz ölçüsünü Türkçeye oldukça başarılı bir biçimde uygulamıştır. Tüm şiirlerini aruz ölçüsü ile yazmıştır. Divan edebiyatı nazım biçimlerinden özellikle mesnevi nazım biçimini kullanmıştır.

Mehmet Akif Ersoy Şiirlerinde Hangi Kafiyeyi Kullanmıştır?

Mehmet Akif Ersoy, bütün şiirlerini aruz ölçüsü ile yazmıştır. Şiirde kafiyeyi önemsemiş, genellikle mesnevi tipinde kafiye kullanmıştır.

Mehmet Akif Ersoy Hangi Edebiyat Akımından Etkilenmiştir? 

Mehmet Akif Ersoy, İslamcılık akımından etkilenmiştir. İslamcılık anlayışı ile din ile ilmin birleşmesini hedeflemiştir. İslamın hurafeyle boğulmuş yapısından kurtarılarak en saf şekline dönmesini isteyen Akif, buralarda batının ilim ve fennini de almak ister. Batı’ya karşı körü körüne kabullenmek veya tamamen reddetmek şeklindeki eğilimlerin dışında olan bu davranış, devri için yol gösterici ve gerçekçidir. İslamın özünün batının fenniyle birleşmesi onun devrine sunduğu medeniyet planındaki görüşüdür. Ancak o, gerçekçiliği ile toplumun daha sıradan meseleleri ile de ilgilenmiştir. ( Korkmaz 2020: 224)

Mehmet Akif Ersoy Hangi Dönem Yazarıdır?

Mehmet Akif Ersoy, Cumhuriyet Dönemi yazarıdır. Yaşamı boyunca hiçbir edebi topluluğun içine dâhil olmamıştır. Milli edebiyat anlayışının hȃkim olduğu bir dönemde eser vermişse de milli edebiyatın dil ve edebiyat anlayışını benimsememiştir.

Cumhuriyet Dönemi edebiyat anlayışında dil günlük konuşma diline yaklaştırılmak istenmiştir. Edebiyat toplumcu bir yapıya bürünmüş, hece ölçüsü, aruz ölçüsünün yerini almıştır. Şiirin biçimi serbestleşmiştir. Dönem yazarları Milli Edebiyat akımının etkisinde kalmıştır. Cumhuriyet Döneminde, Milli Edebiyat anlayışı etrafında toplanan yazarlar dışında farklı edebi topluluklar da oluşmuştur.

Cumhuriyet Dönemi yazarlarının bazıları aşağıda listelenmiştir.

 

Mehmet Akif Ersoy’un Edebiyat İçin Önemi Nedir?

Mehmet Akif Ersoy, “İstiklal Marşı”nın şairidir.  Milli Mücadelenin en zor günlerinde yazılan ve Türk milletinin bütün değerlerini dile getiren bu şiir, Cumhuriyet döneminin ilk şiiri olarak kabul edilmelidir.(İnci Enginün, Cmhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı 32)

Türk toplumunun bütün yaralarını gösteren ve düzeltmeye çalışan Mehmet Akif Ersoy, çağının ihtiyaçlarına cevap vermiştir. Edebiyatımızın manzum hikâye türünün önemli temsilcilerindendir.

Mehmet Akif Ersoy’un Aldığı Ödüller

Mehmet Akif Ersoy’a İstiklal Marşı’nı yazmasın ardından para ödülü verilmek istenmiştir fakat yazar kabul etmemiştir.

Mehmet Akif Ersoy Nerelidir?

Mehmet Akif Ersoy, baba tarafından Kosova; anne tarafından Buharalıdır.

Mehmet Akif Ersoy’un Babası Kimdir?

Mehmet Akif Ersoy’un babası Tahir Efendi’dir. Küçük yaşta tahsil için Arnavutluk’un İpek kazası Şuşisa köyünden İstanbul’a gelmiştir. Temiz anlamına gelen adının önüne temizlik ve titiz bir kişi olması nedeniyle “Temiz” sıfatı eklenmiştir. Fatih Medresesi müderrislerindendir.

Mehmet Akif Ersoy’un Çocukluğu Nasıldır?

Mehmet Akif Ersoy’a bir medrese hocası olan babası “Ragıyf” adını vermiştir. Bu isim evde ve okuldaki insanlara zor geldiği için Akif’e çevrilmiştir. Yalnızca babası ona her zaman “Ragıyf” adıyla seslenmiştir. Geleneklerine bağlı bir ailede, Fatih semtinde büyüyen Mehmet Akif Ersoy’un annesi oğlunun medrese eğitimi almasını istemiştir. Eğitimci olan babası ise değişen dünya şartlarına ayak uydurmak istemiş, oğlunun mektepte yetişmesini istemiştir. Mehmet Akif Ersoy, 14 yaşına geldiğinde ise babasını kaybeder. Babasını kaybettiği yıl evlerinin de yanmasıyla birlikte mezunlarına hemen iş imkânı sağlayabilecek bir okul olan Baytar Mektebine başlamıştır, burada okuduğu son iki yılda da şiire ilgi duymaya başlamıştır. 14 yaşında yağlı güreşe başlamıştır. Gülle atma, ata binme, yüzme alanında da başarılıdır.

Mehmet Akif Ersoy’un Eğitim Hayatı Nasıldır?

Mehmet Akif Ersoy, ilköğrenimine Emȋr Buhȃrȋ  mahalle mektebinde başlamıştır. 1879 yılında Fȃtih Muvakkithȃnesi’nin yanındaki İbtidȃȋ mektebine yazılmıştır. Babasından da eğitim almıştır.  1882 yılında Fatih Merkez Rüştiyesi’ne devam etmiştir. 1885’te de Mülkiye’nin idadi kısmına girmiştir. Fatih Camii’nde Gülistan ve Mesnevi okutan Esat Dede’den dersler almıştır. 1888’de İdadiyi bitirmiştir. Babasının ölümü ardından Mülkiye’den ayrılarak Bayat ve Ziraat Mektebi’ne kaydolmuştur. 1893 yılında mektebi başarıyla bitirmiştir.

Mehmet Akif Ersoy Nasıl Bir Yazardır?

Mehmet Akif Ersoy, şiir ve düz yazı alanlarında eser vermiştir. Düz yazılarının büyük bir çoğunluğunu çeviri faaliyetleri oluşturmaktadır. Yaşadığı dönemin edebi topluluklarının içinde yer almamıştır. Eserlerinde toplumun yaralarına değinmiştir. Eserlerinde eksiklikleri değiştirmek için çözümler sunmuştur. Yaşadığı halkın özelliklerini eserlerine yansıtmıştır. Türkçeyi aruza başarıyla uygulayan şair, hece veznini kullanmamıştır. Eserlerinde halka seslendiği için dili kısmen sadedir. Lirik-epik özelikler gösteren şiirler yazmıştır. Manzum hikâye türünde önemli eserler vermiştir.

Mehmet Akif Ersoy Evlendi Mi?

Mehmet Akif Ersoy, evlenmiştir. 1898 yılında, 25 yaşında iken, Mehmet Emin Bey’in kızı İsmet Hanım ile evlenmiştir.

Mehmet Akif Ersoy’un Çocukları

Mehmet Akif Ersoy’un 6 çocuğu vardır. Çocuklarının üçü kız, üçü erkektir. Çocuklarının isimleri: Cemile, Feride, Suad, İbrahim Naim, Emin Akif ve Tahir’dir.

Mehmet Akif Ersoy Kaç Yaşında Vefat Etti?

Mehmet Akif Ersoy, 63 yaşında vefat etmiştir.

Mehmet Akif Ersoy’un Mezarı Nerededir?

Abbas Halim Paşa’ya ait Mısır Apartmanı’nda vefat eden Mehmet Akif Ersoy’un cenazesi Beyazıt Camii’nden kaldırılarak Edirnekapı Şehitliği’nin karşısında bulunan mezarlığa defnedilmiştir. 1960 yılında yol inşaatı nedeniyle mezarı Edirnekapı Şehitliği’ne nakledilmiştir.

Mehmet Akif Ersoy Hakkındaki Kitaplar

Mehmet Akif Ersoy hakkında yazılan tüm kitaplar aşağıda listelenmiştir.

         Kuntay, Mithat Cemal, Mehmet Akif Ersoy, Alfa Yayınları

         Söyleme, Orhan, Çanakkale Ruhu ve Mehmet Akif Ersoy, Kurgan Edebiyat

         Hilmi, Tolğa, Mehmet Akif Ersoy,  Anonim Yayıncılık

         İnan, Akif, Mehmet Akif Ersoy İlk Şair, İz Yayıncılık      

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.