İlhan Berk ya da asıl adıyla Emrullah İlhan Birsen (18 Kasım 1918 - 28 Ağustos 2008); Cumhuriyet Dönemi'nde şiir, otobiyografik anlatı, söyleşi ve deneme gibi türlerde birçok eser yazan, çeviri yapan Türk şair, yazar, öğretmen ve çevirmendir. Behçet Necatigil’in tanımıyla şiirimizin uç beyidir. İkinci Yeni şiirinin önemli şairlerindendir.
İlhan Berk'in biyografisi incelendiğinde eğitim hayatına Manisa'da başladığı, ardından parasız yatılı olarak Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu'na devam ettiği görülmektedir. Yükseköğrenimini ise Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca bölümünde tamamlamıştır. İlhan Berk'in edebiyata olan ilgisi ilkokul yıllarına kadar uzanmaktadır. İlkokulda okul gazetesi çıkarmıştır. İlk kitabı yayımlandığında henüz 17 yaşındadır.
İlhan Berk, yazarlık dışında öğretmenlik, çevirmenlik yapmış ve resimle ilgilenmiştir. Resme olan ilgisi sergiler açacak kadar büyüktür. Yaşam özeti başarılarla dolu olan şair, birçok ödüle layık görülmüştür. Üretken bir yazardır. 40'tan fazla kitabı yayımlanmıştır. İlhan Berk, sürekli değişimi kovalamış, Batı edebiyatını yakından takip etmiştir.
İlhan Berk'in kitapları; Yapı Kredi Yayınları, Çolpan Kitap ve Sel Yayınları gibi yayınevleri tarafından yayımlanmaktadır.
İlhan Berk’in 46 adet eseri aşağıda listelenmiştir:
İlhan Berk’in ilk kitabı, 1935 yılında Manisa Halkevinin yardımıyla çıkardığı “Güneş Yakanların Selamı”dır.
İlhan Berk’in yayımlanan kitaplarının sayısı 40’ı geçmektedir.
İlhan Berk’in 29 adet şiir kitabı aşağıda listelenmiştir:
İlhan Berk’in en ünlü şiirlerinden 5 tanesi aşağıda verilmiştir:
ÜÇ KEZ SENİ SEVİYORUM DİYE UYANDIM
Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut almış başını gidiyordu görüyordum
Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün
Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum
Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün
Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum
Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun
YÜZ
Biliyor musun sen bir şiirde ilk satırsın ilk sözcük
Beyaz bir gül
Beyaz bir gül ne kadar beyaz olursa o kadar
Ne kadar suysa bir su
O kadar
Ben en yakın yüzüm yüzüne
Uyandığın sabaha, yatağına
Birden bulup birden yitirdiğin bir şey olur ya, ona
Bir dağ okulunda ilk derslere giren çocuklara
İlk coğrafyacılara
İlk harflerine bir alfabenin.
Yüzün ki korkular verir bana ne zaman yüzümü tutsam yüzüne
Ben ki ölüme hiç eğilmedim hiç girmedi sözlüğüme
Belki sokağa ilk çıkan bir çocuktur ölüm
Belki senin bazen topuz yaptığın saçın
Bir yaban çiçeği ya da ve daha ilk geliyordur dünyaya
Bir demet maydanozu koparıp bırakmak belki de.
Dedim ya hiç bilmiyorum arabı belki de benim sık sık çıkarıp
Baktığım bir fotoğrafın
Bıyıkları hep yüzüne düşen bir adama çektirdiğim
Bir suya bakarken
Bir suya
Duru mu duru ve daha sessiz ölümün kendinden.
Ben ki seninle aştım yasları
Koydum çağıma adımı. Bir burukluğu
yüzün gibi.
TEŞEKKÜR
Evet hep açık gidip gelen ağzın içindi;
Gökyüzünün o huysuz maviliği içindi;
Elma kokan bir Türkçeyle konuştuğun içindi;
Ölümün sefil, kötü belleği içindi;
Her gün Pazar kurulan o sokaklar içindi;
Saçında uykusu kaçmış çiçekler ıslattığın içindi;
Çocuklar okuldan dönüyormuş gibi sesin içindi;
İşte bütün ama bütün bunlar için sana teşekkür derim.
PERA'NIN ESKİ BİR SOKAĞINDA
Kuşlar kalkıyor Aya İrini üstünden
Bir sap ot kulaklarının arkasında.
Ben sonunda burdasın işte diyorum kendi kendime
Burda eski bir atlasın kesiştiği yerde.
Bir kedi gözlerini dikmiş sana bakıyor
Ve aşağılarda gök ne kadar aşağılarda olursa.
Ve karşıdan karşıya geçmeye çalışıyor bir kadın.
Ben seni düşünüp korkunç ince diyorum görmediğim boynu.
Önümden çerçiler askerler bıçak bileyiciler geçiyor
Ve asık suratlı kazmacıları dünyamızın.
Bir ses seninle aynı yarımadadayız diyor
Ve yitiyor sonra Pera'nın eski bir sokağında.
Pera'nın eski bir sokağını tepiyorum ben böyle her akşam
Her akşam tabanımda senin çamurun.
NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM NE BÖYLE AYRILIKLAR
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm.
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni.
Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları.
İlhan Berk’in 25’ten fazla şiir kitabı vardır. Tüm şiirlerinin toplam sayısı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
İlhan Berk’in en ünlü şiiri "Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım"dır.
İlhan Berk’in ilk şiirleri, halkevlerinin çıkardığı Uyanış dergisinde yayımlanan şiirleridir. İlk şiirin adı bilinmemektedir.
İlhan Berk'in şiirleri üç dönemde incelenmektedir. İlk şiirlerini içeren dönem "Bireysel Duyarım ve Şiirle Merhabalaşmak" şeklinde isimlendirilmektedir. Bu dönemdeki şiirlere melankolik bir ruh hali hâkimdir. Rüya üzerinde durulan şiirlerin sayısı çoktur. İlhan Berk'in Tevfik Fikret gibi Servet-i Fünûn şairlerinden ve Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı, Necip Fazıl Kısakürek'ten etkilendiği dönemdir.
İlhan Berk şiirlerinin ikinci dönemi "Toplumcu Gerçekçi Dönem" şeklinde isimlendirilmektedir. Bu dönem şiirlerinde çalışan kentli sınıf anlatılmaktadır. Şair şiirlerinde mevcut düzenin hatalarını göstermektedir. Berk'in bu dönem şiirlerinde Nazım Hikmet’in etkisi görünmektedir.
İlhan Berk'in şiirlerinin üçüncü dönemi, "İkinci Yeni Dönemi" şeklinde isimlendirilmektedir. Bu dönemin ilk şiiri 1954'te Yenilik dergisinde yayımlanan "St. Antoine’nin Güvercinleri" şiiridir. Şair, bu İkinci Yeni dönemiyle birlikte şiirin geleneksel formlarıyla ve düşünce şekilleriyle bağını koparmıştır. Yoruma açık, kapalı bir söyleyişle şiir yazmıştır. Varoluşçuluktan etkilenen İlhan Berk, bu etkiyi şiirlerine de yansıtmıştır. Batı şiirini yakından takip eden şair, Batı sanatının kaynaklarından beslenmiştir.
İlhan Berk, çoğunlukla lirik şiirler yazmış olsa da tek bir türe bağlı kalmamış, farklı şiir türlerini denemiştir.
İlhan Berk, tek bir şiir anlayışına bağlı kalmamıştır. Bireysel duyarlılık taşıyan şiirleri olduğu gibi toplumsal gerçekçi şiirleri de vardır. İkinci Yeni şiir anlayışının da ünlü temsilcilerindendir. Mehmet H. Doğan, İlhan Berk için "Değişmeyi şiirin anayasası yapmıştır." demiştir.
İlhan Berk, hem hece ölçüsünü hem de serbest ölçüyü kullanmıştır.
İlhan Berk, ilk şiir kitabı “Güneşi Yakanların Selamı” ve “Çivi Yazısı”nda kafiye kullanmış, diğer eserlerinde kafiyeye fazla önem vermemiştir. Daha çok redif kullanmıştır.
İlhan Berk’in şiirleri Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanmıştır. İlhan Berk’in şiirlerinin yayımlandığı gazete ve dergilerin bir kısmı aşağıda listelenmiştir:
İlhan Berk'in otobiyografik anlatısı "Uzun Bir Adam"dır.
İlhan Berk'in söyleşi türündeki eseri "Kanatlı At"tır. Günümüzde Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanmaktadır. Sayfa sayısı 296’dır. Kitap, İlhan Berk'in şiire yaklaşımı, hangi şairleri okuduğu ve nasıl değerlendirdiği gibi birçok bilgi içermektedir. İlhan Berk'in şiir evrenini yakından tanımak isteyen okurlara önerilen bir eserdir.
İlhan Berk’in 2 adet deneme ve günlüğü aşağıda listelenmiştir:
İlhan Bek’in 2 adet antolojisi aşağıda listelenmiştir:
İlhan Berk’in 3 adet çevirisi aşağıda listelenmiştir:
İlhan Berk’in diğer 3 kitabı aşağıda listelenmiştir:
İlhan Berk, Cumhuriyet Dönemi yazarıdır.
İlhan Berk’in sanat anlayışı değişimin üzerine kuruludur. Tek bir sanat anlayışına bağlı kalmamıştır.
İlhan Berk, İkinci Yeni şiir akımından etkilenmiştir.
İlhan Berk’in etkilendiği kişilerin bir kısmı aşağıda listelenmiştir:
İlhan Berk, eserleriyle hem kendi döneminde hem de kendinden sonraki dönemde birçok sanatçıyı etkilemiştir.
İlhan Berk, İkinci Yeni’nin yolunu açmış, en önemli şairlerinden biri olmuştur.
İlhan Berk’in yazılarının yayımlandığı gazete ve dergilerin bir kısmı aşağıda listelenmiştir:
İlhan Berk, çalışma hayatına henüz ilkokul üçüncü sınıftayken Üstün Sanver isimli bir diş doktorunun yanında başlamıştır. Ardından Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu’ndan mezun olmuş ve Giresun’a atanmıştır. Üniversiteyi bitirdikten sonra da Zonguldak’a atanmıştır. Zonguldak’ın ardından Kırşehir’e atanan İlhan Berk, burada 8 yıl öğretmenlik yapmıştır.
İlhan Berk, öğretmenlik görevinin ardından 1956 yılında Ziraat Bankası’nın yayın bürosunda çevirmenlik yapmaya başlamıştır. Bu dönemde yurt dışına gidip birçok ülke görme fırsatı bulan şair, 1970 yılında emekli olmuştur.
İlhan Berk, resimle de ilgilenmiştir. İlk sergisini 1974 yılında Galeri Baraz’da açmıştır. İkinci resim sergisi ise 1978 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu Galerisi’nde açtığı sergidir. Bu sergileri takip eden birçok resim sergisi açmıştır. İlhan Berk, resim yapma tutkusunu bir eserinde şu şekilde dile getirmiştir: "mutlu olduğum bir tek şey var: resim yapmak"
İlhan Berk, Marksist eserler yazmıştır. Bu eserleri nedeniyle yargılandığı dönemler de olmuştur.
İlhan Berk’in eserlerinden alınan 20 alıntı aşağıda listelenmiştir:
İlhan Berk’in aldığı ödüller aşağıda listelenmiştir:
İlhan Berk, Manisalıdır.
İlhan Berk’in babası Veli Bey’dir. Veli Bey, Manisa’da Tezvir Veli olarak tanınan birisidir. Hakkında detaylı bilgi yoktur.
İlhan Berk’in kardeşlerinin adları: Saniye, Huriye; Hüseyin, Tevfik ve Halil İbrahim’dir. Haklarında detaylı bilgi bulunmamaktadır.
İlhan Berk, 1918 yılında Manisa’da doğmuştur. Asıl adı, Emrullah İlhan Birsen'dir. Annesi Hesna Hanım, Babası ise Veli Bey’dir. 6 çocuklu ailenin en küçük çocuğudur. İlhan Berk’in çocukluk yılları, Manisa’nın Yunanlılar tarafından işgal edildiği döneme denk gelmektedir. Şairin çocukluk anılarında işgal günlerinin izleri vardır.
İlhan Berk, çocukluk dönemi için “Benim hiç çocukluğum olmadı.” demiştir. Çünkü babası, İlhan Berk’in doğduğu dönemde başka bir kadınla evlenerek evi terk etmiştir. Şair, babasıyla neredeyse hiç zaman geçirmediğini anlatmıştır. Çocukluk döneminde yoksul bir hayat yaşamıştır ve yaşadığı tüm bu olumsuzluklar şairde derin izler bırakmıştır.
İlhan Berk, eğitim hayatına Manisa’da başlamıştır. Ailesinin maddi durumu iyi olmadığı için henüz ilkokul üçüncü sınıftayken Üstün Sanver isimli bir diş doktorunun yanında çalışmaya başlamıştır. Şairin ilk edebiyat ilgisi de ilkokul yıllarında başlamıştır. İlkokulda okul müdürü olan Azmi Bey’in yönlendirmesiyle okul gazetesi çıkarmıştır. İlhan Berk’in edebiyat ilgisini destekleyen bir diğer eğitimci de ortaokuldaki Türkçe öğretmeni Halime Hanım’dır.
İlhan Berk, Manisa’daki eğitiminin ardından Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu’nu kazanmış ve buradan mezun olmuştur. Bu okulda parasız yatılı okuyan şair, mezun olduktan sonra Giresun’a atanmıştır. İlhan Berk, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Fransızca bölümünde de eğitim almıştır. Bu eğitimi sayesinde Fransız edebiyatını tanıma fırsatı bulmuştur.
İlhan Berk, sürekli okuyan ve hem kendi edebiyatını hem de dünya edebiyatını yakından takip eden bir şairdir. Hayatını şiir üzerine kurmuştur. Değişimi kovalamış, dilin sınırlarını zorlamıştır.
İlhan Berk, kendisi gibi Fransızca öğretmeni olan Edibe Hanım ile evlenmiştir.
İlhan Berk’in Edibe Hanım ile olan evliliğinden Ahmet adını verdikleri bir oğlu dünyaya gelmiştir. Ahmet, serbest mimar mühendis olarak çalışmıştır.
İlhan Berk, 2008 yılında kanser nedeniyle vefat ettiğinde 89 yaşındadır.
İlhan Berk’in mezarı, Bodrum Türbe Mezarlığı'nda, eşi Edibe Hanım’ın yanındadır.
İlhan Berk hakkında bilgi içeren kitaplardan 4 tanesi aşağıda listelenmiştir: