Behçet Necatigil (16 Nisan 1916, İstanbul - 13 Aralık 1979, İstanbul) ya da ailesinin verdiği ilk adıyla Mehmet Behçet Gönül, Cumhuriyet Dönemi'nde şiir, radyo oyunu, sözlük, derleme, mektup, deneme, biyografi ve araştırma gibi türde birçok eseri bulunan Türk şair, yazar, sözlükçü, çevirmen ve öğretmendir.
Behçet Necatigil’in biyografisine bakıldığında eğitim hayatına 1923 yılında Beşiktaş Cevri Usta İlkokulu'nda başladığı görülmektedir. 1940 yılında İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu'ndan birincilikle mezun olan Necatigil, edebiyat öğretmenliğine Kars Lisesi'nde başlamıştır. 2 Ekim 1972 tarihinde de Çapa Eğitim Enstitüsü’nden emekli olmuştur. Behçet Necatigil, hayatı boyunca öğretmenlik ve yazarlığı bir arada götürmüştür.
Behçet Necatigil yaşam özeti incelendiğinde şairliğiyle ön plana çıktığı, aynı zamanda bir fikir adamı ve öğretmen kişiliği ile de tanındığı ve "Evlerin Şairi" olarak anıldığı görülmektedir. Herhangi bir edebi topluluğa katılmamış, kendi şiirini "toplumcu realist" olarak tanımlamıştır. 1935-1979 yılları arasında eser veren Necatigil, şiirlerinde geleneksel ve modern şiiri buluşturmuş, kendine özgü eserler yazmıştır. Vefatından geriye kalan eserleri ile günümüzde de tanınan, ünlü şairlerdendir.
Behçet Necatigil’in 42 adet kitabı aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil'in ilk şiir kitabı 1945 yılında yayımlanan "Kapalı Çarşı"dır.
Behçet Necatigil’in kırktan fazla yayımlanmış kitabı vardır.
Behçet Necatigil’in 18 adet şiir kitabı aşağıda listelenmiştir.
Behçet Necatigil’in en ünlü beş şiiri aşağıda verilmiştir:
SEVGİLERDE
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı.
NİLÜFER
Ben oraya koymuştum, almışlar,
Arasına sıkışık saatlerin.
Çıkarır bakardım kimseler yokken;
Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar.
Kışken ilkyaz, sularımda açardı;
Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı?
Eski defterlerde sararırmış yaprak.
Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar.
Bir ışıktı yanardı yalnız gecelerde;
Akşam, çiçekler uykuya yattı,
Sardı karşı kıyıları karanlık- -
Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar.
AİLE
Sağ çıkıp günlük savaştan
Evin yolunu tutmuşum
Yemek yedik, çocuklarım uyudu
İniyor üstüme yavaştan
Allah’ın bembeyaz bulutu
Kederlerimi unutmuşum.
Hayatta olduğuma
Seviniyorum şimdi
Kavuştum çoluk çocuğuma
Koltuğuma uzandım, rahatım
Kahvem içime sindi
Başladı gecelik saltanatım.
KİTAPLARDA ÖLMEK
Adı, soyadı
Açılır parantez
Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti
Kapanır parantez.
O şimdi kitaplarda bir isim, bir soyadı
Bir parantez içinde doğum, ölüm yılları.
Ya sayfa altında, ya da az ilerde
Eserleri, ne zaman basıldığı
Kısa, uzun bir liste
Kitap adları
Can çekişen kuşlar gibi elinizde.
Parantezin içindeki çizgi
Ne varsa orda
Ümidi, korkusu, gözyaşı, sevinci
Ne varsa orda.
O şimdi kitaplarda
Bir çizgilik yerde hapis,
Hâlâ mı yaşıyor, korunamaz ki,
Öldürebilirsiniz.
EVLER
İnsanlar yüzyıllar yılı evler yaptılar.
İrili ufaklı, birbirinden farklı,
Ahşap evler, kâgir evler yaptılar.
Doğup ölenleri oldu, gelip gidenleri oldu,
Evlerin içi devir devir değişti
Evlerin dışı pencere, duvar.
Vurulmuş vurgunların yücelttiği evlerde
Kalbi kara insanlar oturdu.
Gündelik korkuların çökerttiği evlerde
O fıkara insanlar oturdu.
Evlerin çoğu eskidi gitti tamir edilemedi.
Evlerin çoğu gereği gibi tasvir edilemedi.
Kimi hayata doymuş göründü,
Bazıları zamana uydular.
Evlerin içi oda oda üzüntü,
Evlerin dışı pencere, duvar.
Evlerde saadetler sabunlar gibi köpürdü:
Dışardan geldi bir tane, nar gibi,
Arttı, eksilmedi.
Evleri felâketler taunlar gibi süpürdü:
Kaderden eski fırtınalar gibi,
Ardı kesilmedi.
Evlerin çoğunda dirlik düzen,
Kalan bir hâtıra oldu geçmişte.
Gönül almak, hatır saymak arama.
Evlâtlar aileye âsi işte,
Bir çığ ki kopmuş gider, üzüntüden.
…
Behçet Necatigil 600’den fazla şiir yazmıştır.
Behçet Necatigil’in en ünlü şiiri “Sevgilerde” başlıklı şiiridir.
Behçet Necatigil’in ilk şiiri, 1935 yılında Varlık dergisinde yayımlanan "Gece ve Yas"tır.
Behçet Necatigil, kendi şiirlerini şu sözlerle anlatmıştır: “Ev yani aile, bizim hayatımızdır. Biz bir eve doğarız. Ne kadar küçük bir mekân ya da hacim olsa bile doğduğumuz yer bir evdir. Çevremizdeki insanlar ailedir. Zamanla bu dar çevre istediği kadar genişlesin biz evlere bağlıyızdır. Evlere insan bir şeyler katmadan sanata nasıl girer şaşarım. Muhakkak bir tarafımızla evlerden bir şeyler eklemek zorundayızdır şiirimize, sanatımıza. Yaşantı nedir? Hayat değil. Hayatın yıpranmış, alışılmalar sonucu pörsümüş, artık kanıksanmaya yüz tutmuş dilimlerinde birden dire parlayan bir açılış, bir sevinç ya da bir heyecan, bir sarsılma. Benim şiirim bu tür sarsılma ve heyecanların eseri, sonucu oldu.”
Necatigil’in şiirini inceleyen araştırmacılar, eserleri “Tahkiyeye Dayalı Şiir Dönemi” ve “Modern Şiir Dönemi” şeklinde iki döneme ayırmıştır. Şair Tahkiyeye Dayalı Şiir Döneminde yani 1955'e kadar yazdığı şiirlerinde anlamları açık ve ağırlıklı olarak hikâye anlatma öğesini kullandığı şiirler yazmıştır. 1955 yılından sonra kaleme aldığı şiirlerini içeren "Modern Şiir Dönemi"nde ise Necatigil, anlaması biraz daha zor, entelektüel şiirler yazmıştır. Hikâye öğesini kullanmayı bırakan şair, anlam katmanları yoğun kelimelere yönelmiştir.
Behçet Necatigil, serbest şiir yazmıştır. Fakat şairin gazel, mesnevi, kıta ve koşmaya gibi türlerde şiirleri de vardır.
Behçet Necatigil, kendi şiir anlayışını şu sözlerle dile getirmiştir: “Bana göre şiir, duyarlıkların yoğunlaşması, keskinleşmesi, bilinçlenerek belli kalıplar içine artistik biçimlerde iyi dökülmesi, donması. Donarken de gelecek zamanların tahriklerinden kendini koruyabilme olanaklarından yararlanmasıdır.”
Behçet Necatigil, az sayıda şiiri dışında ölçü kullanmamıştır. Aruz ölçüsünü kullandığı tek şiiri "Hayıfname"dir. Hece ölçüsünü de ilk şiirlerinin bir kısmında kullanmıştır.
Behçet Necatigil, şiirlerinde tek bir kafiye çeşidine bağlı kalmamış, çapraz kafiye, sarmal kafiye gibi farklı kafiye çeşitlerini kullanmıştır. Fakat her şiirinde kafiye kaygısı gütmemiştir.
Behçet Necatigil’in şiirlerinin yayımlandığı gazete, dergi ve süresiz yayınlar aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil, birçok radyo oyunu yazmış ve bu türe önem vermiştir. Oyunlarında yalın bir dil kullanmıştır ve eserleri hem Türkiye hem de yurt dışındaki radyolarda yayımlanmıştır. Şiirleri ile radyo oyunları arasında bağ kuran yazar, oyunlarında kültürden, tasavvuftan ve mitolojiden yararlanmıştır. Oyunlarında psikolojik çözümlemelere önem vermiştir. Behçet Necatigil, radyo oyunlarında genellikle ev, aile, aşk ilişkileri, kültür çatışması, kadın sorunları, tasavvuf, hayatın anlamı, insani değerler ve sanat dünyası gibi konuları işlemiştir. Behçet Necatigil’in radyo oyunlarını içeren beş kitabı aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil’in yazılarını içeren beş kitap aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil’in sözlük türünde üç eseri aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil'in 36 adet çevirisi aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil’in diğer eserlerinden 13 tanesi aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil, Cumhuriyet Dönemi yazarıdır.
Behçet Necatigil, "fert için sanat, toplum için sanat" gibi ayrımlara karşıdır.
Behçet Necatigil, toplumcu gerçekçilikten etkilenmiştir. Hiçbir edebi gruba katılmamıştır.
Behçet Necatigil’in etkilendiği kişilerin bir kısmı aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil, hem öğretmenlik yaptığı ve eser verdiği dönemde, hem de vefatından sonra geride bıraktığı yapıtlarıyla birçok sanatçıyı etkilemiştir.
Behçet Necatigil, Cumhuriyet dönemi Türk şiirinde gelenekten yararlanma yolunun öncülerinden olması, sürekli kendini yenileyen şiirleri ve edebiyatımızın “Evler Şairi” oluşuyla modern Türk şiirinin önde gelen şairlerinden olmuştur.
Behçet Necatigil’in eserleri günümüzdeYapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanmaktadır. Şairin eserlerinin yayımlandığı gazete, dergi ve süresiz yayınlar aşağıda maddeler halinde listelenmiştir:
Behçet Necatigil, şiirin ideolojiden uzak tutulması gerektiği görüşündedir ve eserlerinde siyasi görüşlerine yer vermemiştir.
Behçet Necatigil, yazarlık dışında öğretmenlik yapmıştır. Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı bölümü bitirdikten sonra ilk olarak 1940 yılında Kars Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak atanmıştır. Ardından Zonguldak Çelikel Lisesi’ne geçen şair sırasıyla İstanbul Pertevniyal Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi ve İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenlik yapmıştır. 2 Ekim 1972 tarihinde de emekli olmuştur. Behçet Necatigil, öğrencileri ile yakından ilgilenmiş, onlarla dergi çıkarmış ve Demir Özlü,Hilmi Yavuz gibi önemli edebiyatçılara eğitim vermiştir.
Behçet Necatigil adına yapılan belgeseller ve programlar aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil’in anısına yapılanlar aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil'in ailesi tarafından 1980 yılında oluşturulan Necatigil Şiir Ödülü'nün amacı: "Behçet Necatigil'in şiire verdiği önemi, ölümünden sonra da, onun adına sürdürmek, şairin adını ve eserlerini yaşatılmak isteğidir." Ödül 1980 - 2019 yılları arasında verilmiştir ve Necatigil'in ölümünün ve ödülün kuruluşunun 40. yılında yani 2019’da ödüle bir süreliğine ara verilmiştir. Necatigil Şiir Ödülü'nü alan isimlerin bir kısmı aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil’in aldığı ödüller aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil’in eserlerinden 20 alıntı aşağıda listelenmiştir:
Behçet Necatigil, baba tarafından Kastamonulu, anne tarafından Sakaryalıdır.
Behçet Necatigil'in babası Hacı Mehmet Necati Efendi'dir. Müderristir ve Sarıyer, Beyoğlu müftülüğü, Fâtih ve Dolmabahçe camilerinde başimamlık ve meclis üyeliği yapmıştır. İlk eşi Fatma Bedriye Hanım, ikinci eşi ise Saime Hanım'dır. İlk evliliğinden Behçet, ikinci evliliğinden de Sabahat ve Fehamet adında üç çocuğu olmuştur. Hakkında detaylı bilgi bulunmamaktadır.
Behçet Necatigil, 1916'da İstanbul'un Fatih'de bulunan Atikalipaşa Mahallesi'nde bir konakta dünyaya gelmiştir. Asıl adı Mehmet Behçet Gönül'dür. Soyadını 1951 yılında mahkeme kararıyla Necatigil olarak değiştirmiştir. Behçet Necatigil henüz iki yaşındayken 1918 yılında annesi Bedriye Hanım'ı kaybetmiştir. Annesini kaybettikten sonra bir dönem anneannesinin evinde yaşamıştır. Babası ise Saime Hanım’la evlenmiş ve bu evliliğinde iki kızı olmuştur. Behçet Necatigil de 1923 yılında anneannesinin hastalanmasının üzerine babasının evine taşınmıştır. Şairin çocukluk dönemi hem geçirdiği hastalıklar hem de aile sorunlarından dolayı zorlu geçmiştir.
Behçet Necatigil, eğitim hayatına 1923 yılında Beşiktaş Cevri Usta İlkokulu'nda başlamıştır. Dördüncü sınıfa kadar okuduğu bu okulun ardından Kastamonu Erkek Muallim Tatbikat Mektebi'ne gitmiş ve son sınıfı burada tamamlamıştır. Ortaokula da Kastamonu’da başlamıştır; fakat geçirdiği hastalıklar nedeniyle iki yıl okula gidememiştir. Tedavi için geldiği İstanbul'da 1931 tarihinde Kabataş Lisesi'nin orta ikinci sınıfına kaydolmuştur. Başarılı bir öğrenci olan Behçet Necatigil, 1936 yılında liseyi birincilikle tamamlamıştır. 1936 yılında Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne kaydolmuştur. Bu okuldaAli Nihad Tarlan veAhmet Hamdi Tanpınargibi ünlü edebiyatçılardan dersler almıştır. Behçet Necatigil'in bu dönemdeki en yakın arkadaşı iseCahit Külebi'dir. Yüksek Öğretmen Okulu’nda yatılı okuyan Behçet Necatigil, 1940'da fakülteden birincilikle mezun olmuştur.
Behçet Necatigil, şiir, radyo oyunu, sözlük, derleme, mektup, deneme, biyografi ve araştırma gibi birçok türde eseri bulunun; fakat daha çok şairliği ile ön plana çıkan bir yazardır. “Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinin sürekli kendini yenileyen yüzüdür.” (Yeni Türk Edebiyatı El Kitabı) “Evlerin öyküsünü yazan şair” olarak da tanınmaktadır ve bireysel, sosyal yaşamın merkezine "ev"i koymuştur. Kendi sözleriyle şiirini “doğumundan ölümüne, orta halli bir vatandaşın birey olarak başından geçecek durumları hatırlatmaya; ev-aile-yakın çevre üçgeninde, gerçek ve hayal yaşantılarını iletmeye, duyurmaya” harcamıştır.
Behçet Necatigil, Sarıyer Ortakokulu'nda ders verdiği dönemde tanıştığı, kendisi gibi öğretmen olan Huriye Korkut Hanım'la 19 Ekim 1949’da evlenmiştir.
Behçet Necatigil'in Huriye Korkut Hanım'la olan evliliğinden 4 Ocak 1951'de Selma, 24 Kasım 1957'deAyşeismini verdikleri iki kızı olmuştur.
Behçet Necatigil, kanser nedeniyle kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastanesinde 13 Aralık 1979 Perşembe günü saat 17.00'de vefat ettiğinde 63 yaşındadır.
Behçet Necatigil’in mezarı, İstanbul’da bulunan Zincirlikuyu Mezarlığı’ndadır.
Behçet Necatigil hakkında bilgi içeren kitaplardan bazıları aşağıda listelenmiştir: