Ahmet Rasim, (1865, İstanbul - 21 Eylül 1932, İstanbul), Mutlakiyet, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerine tanıklık etmiş, hiçbir edebi topluluğa katılmamış, sanat yaşamına bağımsız olarak devam ettirmiş, hikaye, roman, şiir, anı, mektup, ders kitabı, tarih kitabı ve müzik gibi pek çok alanda eser vermiş, bilinen eserlerinin sayısı 91 olan Türk yazar, gazeteci, tarihçi, milletvekili, bestekâr ve şairdir.
Ahmet Rasim, 1865 yılında Fatih’in Sarıgüzel Mahallesi’nde, Menteşeoğulları’ndan Bahaeddin Efendi ve zengin bir ailenin yanında evlatlık olarak yetişen Nevber Hanım'ın çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Fakat dünyaya geldiğinde babası annesini terk edip Tekirdağ’da başka bir kadınla evlendiği için babasının evinde değil Sarıgüzel’de küçük bir evde, babası olmadan dünyaya gelmiştir.
Annesi tarafından zor şartlar altında büyütülen Ahmet Rasim, eğitim hayatına Sofular’daki mahalle mektebinde başlamıştır. Eniştesi Miralay Bey'in himayesinde yetişen Ahmet Rasim, 1876’da Dârüşşafaka'da aldığı eğitim ile edebiyat ve düşünce hayatına ilgi duymaya başlamıştır. Bu dönemde Fransızca da öğrenen ve Fransız yazarlara ilgi duymaya başlayan Ahmet Rasim, okulun defter ve hesap işlerine bakan Hayrettin Bey aracılığıyla Şinasi, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Hoca Tahsin, Ziya Paşa gibi dönemin önemli şair ve yazarlarını tanıtmıştır. Okulda divan şiirini de tanıyan yazar şiir ve makale yazmaya da bu dönemde başlamıştır.
Ahmet Rasim'in ilk yazı denemesi Humbolt’un Amerika ormanlarındaki keşif seyahatlerini tercüme ettiği yazısıdır. Yazıyı “A.R.” imzasıyla Tercüman-ı Hakikat gazetesine göndermiştir. Fakat bu yazı yayımlanmamıştır ve bu durum Ahmet Rasim'e hayal kırıklığı yaşatmıştır. Yazar, 2 Temmuz 1883 yılında Darüşşafaka’dan birincilikle mezun olmuştur. Okuldan mezun olduktan sonra Posta ve Telgraf Nezareti Fen Kalemi’nde kâtiplik görevine getirilmiştir. Bu dönemde düzenli ve dindar bir hayat süren Ahmet Rasim, Binbaşı Bilal Bey’in kızı Sadberk Hanım’la evlenmiştir. Bu düzenli hayatı ise Ermeni berberin kendisini içkiye alıştırması ile değişmiş, eğlence hayatına başlamıştır.
Memuriyet döneminde gazetelere yazı yollamaya devam eden Ahmet Rasim memuriyet hayatını benimseyememiştir. Kalemi ile para kazanmak isteyen Ahmet Rasim, Fransızca'dan çevirdiği yazıları Ahmet Midhat Efendi'ye götürmüş, bura ilgi görünce de 1885 yılında Tercüman-ı Hakikat ile yazı hayatına giriş yapmıştır. Baba Tâhir aracılığıyla da Cerîde-i Havâdis’te de fennî konularla ilgili yazı ve tercümeleri yayımlamıştır. Ahmet Midhat Efendi'ye güvenerek memuriyeti bırakan Ahmet Rasim, Muallim Naci'nin arkadaşlarıyla birlikte Tercüman-ı Hakikat gazetesinden ayrılmasından sonra gazetenin yazar kadrosuna dahil olmuştur. Ahmet Rasim'in kitap halinde basılan ilk eseri, 1885 yılında Kitapçı Arekel’in isteği üzerine kaleme aldığı " Bedayi-i Keşfiyat ve İhtiraat-ı Beşeriyeden Fonograf: Sadayı Tahrir ve İade Eden Alet" isimli eserdir. 1885-1908 yılları arasında çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları yayımlanan Ahmet Rasim, 1324 yılında Hüseyin Rahmi ile birlikte "Boşboğaz ile Güllâbi" adlı bir mizah gazetesi çıkarmıştır. Bu dönemde "Menâkıb-ı İslâm "adlı kitabını da yayımlamıştır. 1886 yılında bir süreliğine Bakırköy’deki Mekteb-i Behrami’de ve Yahudi Alyans Mektebi’nde öğretmenlik yapmıştır. Dilbilgisi kitaplarının çoğunu öğretmenlik döneminde kaleme almıştır. 1891 yılında çocukluk arkadaşı Ahmet İhsan'ın çıkarmaya başladığı “Servet-i Fünun” dergisinde çeşitli dergileri yayımlanan Ahmet Rasim, “Mektep” mecmuasında da başyazarlık yapmıştır.
Ahmet Rasim, devrinde şarkı bestekârı olarak da tanınmaktadır. İlk müzik dersini Darüşşafaka'da okuduğu dönemde okulun müzik öğretmeni, bestekâr Mehmed Zekâi Dede’den almıştır. Okulun ardından Eyüp’te Bahariye Mevlevîhânesi kudümzenbaşılığı yapan hocasının mevlevîhânedeki meşklerine devam etmiştir ve birçok dini ve din dışı eser öğrenmiştir. Mevlevihanede katıldığı müzik toplantılarında Şevki Bey, Kemanî Tatyos Efendi ve Kemençeci Vasilaki gibi devrin ileri gelen saz, söz sanatçısı ve bestekârları ile tanışmış, dostluk kurmuştur. Ahmet Rasim nota bilmemektedir ve şarkı formunda eserler ortaya koymuştur. Müzik üslubu sade ve zariftir. Ahmet Rasim altmış beş kadar şarkı bestelemiştir. Yirmiye yakın makam kullanan Ahmet Rasim'in torunu Osman Nihat Akın'da müzik zevkini dedesinden almıştır.
1898 yılında Alman İmparatoru Wilhelm’in Suriye gezisi sırasında "Malumat" gazetesi tarafından Suriye'ye yollanan yazar 1916'da da “Sabah” gazetesi tarafından harp muhabiri olarak Romanya cephesine gönderilmiştir. 1927 yılında ise İstanbul'dan milletvekili seçilmiş, 3. ve 4. dönem milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde yer almıştır. Sağlık sorunları nedeniyle meclise gidemeyen Ahmet Rasim 1932 yılında Heybeliada'daki evinde hayata veda etmiştir.
Ahmet Rasim devlet görevine Posta ve Telgraf Nezareti'nde memur olarak başlamıştır. Buradaki memuriyetini bıraktıktan sonra 1886 yılında bir süreliğine Bakırköy’deki Mekteb-i Behrami’de ve Yahudi Alyans Mektebi’nde de öğretmenlik yapmıştır. Bu devlet görevlerinin ardından da Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün referansı ile 1927 yılında İstanbul'dan milletvekili seçilmiş, 3. ve 4. dönem milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde yer almıştır.
Ahmet Rasim'in 91 tane eserleri aşağıda listelenmiştir.
Ülfet (ikinci basılışı "Hamamcı Ülfet" adıyladır)
Gecelerim (Daha sonra "Ömr-i Edebî 3'te yer almıştır)
Ahmet Rasim’in yayımlanan ilk eseri Fransızcadan tercüme ettiği "Yolcu" başlıklı manzumedir.
Ahmet Rasim’in eserlerinin sayısının 100’ü aşkın olduğu düşünülmektedir.
Ahmet Rasim’in 24 adet roman ve hikayesi aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim’in 4 adet hatıra türündeki kitabı aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim’in 2 adet mensur şiiri aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim’in bilinen şiir kitaplarının sayısı ikidir.
Ahmet Rasim’in en bilinen eseri çocukluk hatıralarını, geleneksel mahalle yaşamını ve çocukluğunda okuldan korkmasına neden olan falaka cezasını anlattığı “Falaka” isimli eseridir. Eseriyle eğitim ve öğretimde uygulanan şiddeti eleştirmiştir.
Ahmet Rasim’in kitap halinde basılan ilk eseri "Bedayi-i Keşfiyat ve İhtiraat-ı Beşeriyeden Fonograf: Sadayı Tahrir ve İade Eden Alet" isimli eserdir.
Edebiyat hayatına şiire ilgi duyarak başlayan Ahmet Rasim, gazel, şarkı, kıta, müstezat, kaside gibi eski tarza şiirler yazmıştır. Yazarın mizahi manzumeleri de vardır. Bazı şiirlerinde “Şair-i Şirin-eda Kebapçızade Nida” imzasını kullanmıştır. Müşterek manzumeler de kaleme almıştır. Alafranga tarzda yazdığı şiirleri de mevcuttur. Fakat yalnızca eski tarzda olan şiirleri yayımlanmıştır.
Ahmet Rasim, yayımlanan şiirlerinde gazel, şarkı, kıta, müstezat ve kaside gibi divan şiiri nazım şekillerini kullanmıştır. Mensur şiir yazmıştır.
Mensur şiir, 19. yüzyılın ortalarında Fransa'da ortaya çıkan bir şiir şeklidir. Duygu ve hayallerin düzyazı biçimiyle şiirsel bir anlatımla anlatılmasıdır. Mensur şiir için iç ahenk oldukça önemlidir. Mensure olarak da adlandırılmaktadır. Stephane Mallarme ve Charles Baudelaire en bilinen temsilcilerindir. Türk edebiyatına ise Şinasi'nin Fransızcadan yaptığı çeviriler ile girmiştir. Mensur şiir türünün Türk edebiyatındaki temsilcisi ise Halit Ziya Uşaklıgil'dir.
Ahmet Rasim'in hem eski tarzda hem de kendi tabiriyle “alafranga tarzda” yazılan şiirleri vardır. Bu şiirlerinden sadece eski tarzda olanlarını yayımlamıştır. Alafranga tarzda kaleme aldığı şiirlerini Abdülhak Hâmid’e yapılan hücumların kendisine de yapılmasından çekindiği için yayımlamamıştır.
Ahmet Rasim, şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmıştır. Aruz ölçüsü ilk olarak Arap edebiyatında kullanılmıştır. Araplardan Farslara ve 11. yüzyılda da Farslardan da Türklere geçmiştir. İlk kullanan kişi Yusuf Has Hacib'tir ve Kutadgu Bilig isimli eserinde kullanmıştır. Temelde hecelerin uzunluğuna ve kısalığına dayanan ölçüyü Türkçeye en başarılı şekilde uygulayan yazarlar: Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı, Faruk Nafiz Çamlıbel, Tevfik Fikret ve Ahmet Haşim'dir.
Ahmet Rasim, şiirlerinde aruz vezninin Mefâilün feilâtün mefâilün feilün, Feilâtün mefâilün feilün, Mef’ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün, Mef’ûlü mefâîlü feûlün, Mef’ûlü fâilâtü mefâilü fâilün gibi farklı kalıplarını kullanmıştır.
Altmış beş kadar bestesi olduğu bilinen Ahmet Rasim’in 17 adet bestesi aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim’in 8 adet fıkra ve makalesi aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim'in 1 adet seyahat yazısı aşağıda verilmiştir.
Ahmet Rasim'in 1 adet monografi eseri aşağıda verilmiştir.
Ahmet Rasim'in 15 adet çevirisi aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim'in 18 adet okul kitabı aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim'in 18 adet tarihle ilgili kitabı aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim'in ilk yazısı Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayımlanmıştır.
Ahmet Rasim'in yazılarının yayımlandığı gazete ve dergiler aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim, realizm akımından etkilenmiştir. Realizm: 19. yüzyılın ikinci yarısında Romantizme tepki olarak ortaya çıkan bir edebi akımdır. Realizm akımının temsilcilerinden bazıları aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim, "Ara Nesil" yazarlarındandır. Eser verdiği dönemde Türk edebiyatında "eski-yeni" tartışması yaşanmaktadır. Ahmet Rasim ise bu dönemde "mutavassıt" bir çizgide yer almıştır. Milli edebiyat oluşturma düşüncesine sahiptir. “Zevk-i milli ve irfan-i ümmetin muhassalası ne ise ona tebaiyet etmek her sahib-i kalem için mecburidir” fikrini savunmuştur. Milli zevki ise “bütün hissiyat ve ihtirasat ve teheyyücat-ı milliyenin muhassalasıdır” şeklinde tarif etmektedir. Serveti-i Fünun yazarlarıyla kalem münakaşaları yaşamıştır. Özellikle de Süleyman Nesip ve Hüseyin Cahit ile münakaşa yaşamıştır. Ahmet Rasim, bu münakaşalarda “Çerçevesi Fransız, kâğıdı Nemçe, mürekkebi Çin, kalemi İran, şekl-i tasavvuru Frenk, yazısı Türk olan bir şekl-i edebîye bir milletin tekâmül ve terakki-i edebîsi nazarıyla bakılamaz.” görüşünü savunmuştur. Tüm bu şiir hakkındaki görüşlerde Ahmet Midhat Efendi'nin etkisi vardır. "Türk Şiiri Yazmak" ve “Dilde Tasfiyecilik” düşüncelerine de karşı çıkmıştır. Tüm bu fikirlerinin yanında “Klasikler Meselesi”, “imlâ” ve “lügat” bahislerinde de fikirlerini belirtmiştir. Tüm bu fikirlerini döneminde yayımladığı makalelerinde kaleme almıştır.
Ara Nesil, Tanzimat sonrası ikici kuşakta yer alan Recaizade Mahmud Ekrem, Muallim Naci ve Abdülhak Hâmid ile Servet-i Fünun edebiyatı arasında duran yazarlara verilen isimdir. Tanzimat dönemi ile Servet-i Fünun dönemi arasında köprü görevi görmüş bir nesildir. Ara Nesil sanatçıları aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim toplum için sanat anlayışını benimsemiştir.
Ahmet Rasim’in etkilendiği kişiler aşağıda listelenmiştir.
Edebiyatın birçok alanında değerli eserler kaleme almış olan Ahmet Rasim, fıkra türünde Türk edebiyatının ilk ustasıdır.
Ahmet Rasim’in aldığı ödül aşağıda verilmiştir.
Ahmet Rasim baba tarafından Kıbrıslıdır.
Ahmet Rasim'in babası Bahaeddin Efendi, Kıbrıs’ta doğmuş, sonrasında ailesiyle Ermenek’e yerleşmiştir. Posta ve telgraf memurudur. İşi nedeniyle oldukça fazla şehir dolaşan Bahaeddin Efendi her gittiği yerde başka bir kadınla evlenen, başka bir şehre gitmesi gerektiği zaman da eşini ve çocuklarını terk eden bir adamdır. İlk evliliğini Ermenek'te yapan Bahaeddin Efendi İstanbul'a giderken bu eşini boşamıştır. İstanbul'da, Ahmet Rasim'in annesi Nevber Hanım’la evlenmiştir. İstanbul'un ardından memuriyeti Tekirdağ'a çıkan Bahaeddin Efendi eşi Nevbahar Hanım'ı Ahmet Rasim'e hamileyken İstanbul'a yollamış ve bir daha arayıp sormayarak terk etmiştir. Tekirdağ'da da başka bir kadınla evlenmiştir.
Çok yaramaz bir çocuk olan Ahmet Rasim'i annesi Nevbahar Hanım büyütmüştür. Babası, kendisini ve annesini daha Ahmet Rasim doğmadan önce terk etmiştir. Annesi dikiş dikerek para kazanmıştır. Çocukluğunda birçok okul değiştirmiş, bu okullarda ya falaka yemiş ya da falaka korkusuyla okuldan kaçmıştır ve dayak korkusu nedeniyle okulla arası iyi olmamıştır. Okulla arasını Darüşşafaka'ya gidene kadar düzeltememiştir.
Ahmet Rasim’in eğitim aldığı okullar eğitim sırasına göre aşağıda listelenmiştir.
Ahmet Rasim, edebiyata şiir ile başlamış sonrasında ise neredeyse edebiyatın her alanında eser vermiş üretken bir yazardır. Eserlerinde İstanbul’u ve İstanbul yaşamı ön plana çıkarmıştır. Kendi döneminin yaşantısını ayrıntılı bir biçimde anlatmıştır. Türk dilini ustaca kullanan yazar kısa, yalın ve açık cümlelerle iyimser metinler kaleme almıştır. Bazı eserlerinde mizahi bir üslup da görülmektedir. Eserlerini okurla sohbet eder gibi kaleme almıştır. Gözlem konusunda da oldukça başarılı olan Ahmet Rasim, müzik konusunda da yeteneklidir ve altmıştan fazla beste kaleme almıştır.
Ahmet Rasim, Binbaşı Bilâl Bey’in kızı Sadberk Hanım’la evlenmiştir. Sadberk Hanım’la olan evliliği 17 yıl sürmüştür ve 1902’de eşinin vefat etmesi ile sona ermiştir. Ahmet Rasim bu evlilikten sonra bir daha evlenmemiştir.
Ahmet Rasim’in Sadberk Hanım ile olan evliliğinden, Rasime (1887), Mazhar (1889), Mazlum (1891), Sadiye (1893), Sırrı (1897) ve Şeyda (1901) adında altı çocuğu olmuştur.
Ahmet Rasim, hayata veda ettiğinde 67 yaşındadır.
21 Eylül 1932’de Heybeliada’daki evinde vefat eden Ahmet Rasim'in cenazesi adadaki Abbas Paşa Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Ahmet Rasim hakkındaki kitaplar aşağıda listelenmiştir.