Tükendi
Gelince Haber VerAkşamın buğusuyla terlemiş o eski lop lambalardan yayılan masalsı ışıklar çocuk sesleri geliyor sınıflardan. Küçücük kemerli bir kapıdan anneyle bir çocuk gözüküyor, el ele tutuşmuş dilsiz bir sevgiyle. Yaklaşmakta olan gizli bir anne çocuk akşamınarkalarında bırakarak çıkıyorlar. Taş mektebin kapısından... İçimin titrediği anne ve çocuk akşamlarından geziye el ele tutuşmuş, söylenmiş, bir anayurt sevgisi sarıyor yüreğimi. O çocukluk günlerine, Şişli`ye, okuluma, gri akşamlara halamın evine, sonrao koca caddeye çıkıp o geniş kaldırım taşlarında ara ara annemin elinden kurtulup geride kalarak sek sek oynaya oynaya taşları saya saya hoplaya zıplaya yürüyorum. Annemle biz her akşam yürüyoruz. Osmanbey`den Şişli`ye hep yürüyoruz.
Sanki asırlardır buradayım, bu şehir kadar eski bu şehir kadar gamlı bu şehir kadar kalabalık kimi zaman bu şehrin kanatlarına takılan martı kadar özgür. Çok mu yaşadım ben bu şehirde? Ne çok şey değişiyor ger gün. Ne çok şey hüzün veriyor insana. Yağmurlu bir İstanbul sabahında camlarına değen damlaların yere düşerken üreğimizde bıraktığı eski zamanların kubbelerinden çınlayan yakarışlar. Dalga dalga, deniz deniz, köpük köpük hepsi "Biiriktirdiklerimdi."