Tükendi
Gelince Haber VerNeden Güveniyoruz?
Hem de her seferinde…
*Gerçek bir sahtekâr sizi bir şey yapmanız için zorlamaz, sizi kendiliğinizden suç ortağı olmaya teşvik eder. Bir şey çalmaz, biz veririz. Bizi tehdit etmek zorunda kalmaz, hikâyeyi biz kendi ellerimizle destekleriz. Biri bizi zorladığı için değil, kendimiz bunu istediğimiz için inanırız. Böylelikle ne istiyorlarsa -para, ün, güven, meşruluk, destek- onlara sunarız ve iş işten geçmeden neler olduğunu fark etmeyiz.*
Sahtekâr için herkes potansiyel bir kurbandır. Kendimize olan inancımıza karşın hepimiz bu numaraları yutabiliriz. Büyük sahtekârların dehası burada gizlidir, ikna edici cazibeleriyle en zeki ustaları bile etkileyebilirler. Onlar için bir kuantum fizikçisi ya da büyük bir holdingin CEO’su ömrünü bir devlet dairesinde geçirmiş emekliden farklı değildir. Zeki bir yatırımcının dolandırılma olasılığı pazara yeni girmiş bir acemiyle aynı oranda olabilir. Peki, bunu nasıl yapıyorlar? Onlara inanmamızı nasıl sağlıyorlar?
Bu kitap, sahtekârlık tarihiyle ilgili değil. Diğer yandan tarihin tüm dolandırıcılarına yorucu bir bakış da atmıyor. Bu kitap, daha çok en basitinden en zorlusuna kadar her bir düzenbazlık numarasının altında yatan psikolojik prensiplerin adım adım incelenmesi.
Nasıl yapıyorlar? Neden başarılılar?
Ve neden tekrar tekrar onlara inanmaya devam ediyoruz?
*Sahtekarlar, hikayeleri ve insanoğlunun inanma ihtiyacı üzerine mükemmel bir araştırma.*
- Neil Gaiman