Tükendi
Gelince Haber VerAz önce bir yargıç, bir adliye yüksek memuru ya da onun gibi biri geldi. İki elimi birleştirip dizlerimin üzerinde sürünerek affedilmemi istedim. “Tüm diyeceğin bu muydu?” der gibi uğursuz bir ifadeyle bakıp bana gülümsedi.“Affedin beni! Affedin beni!” diye yineledim. “Ya da hiç değilse bir beş dakika daha verin.”Kim bilir? Belki verirler. Benim yaşımda bu şekilde ölmek çok korkunç. Son anda cezanın ertelenmesi olaylarının yaşandığını herkes bilir. Ben affedilmeyeceğim de kim affedilecek?Lanet olası cellât! Yargıca yaklaşıp idamın belirlenen saatte yapılması gerektiğini ve zamanın geldiğini söyledi; sorumlu oydu, üstelik yağmur yağıyordu ve giyotinin paslanma riski vardı.“Ah, Allah aşkına, cezamın ertelenmesi için birkaç dakika daha bekleyin yoksa direneceğim ve ısıracağım!”Yargıç ve cellât gitti. Yalnızım. Yanımda iki gardiyanla tek başınayım.Sırtlanlar gibi uluyan korkunç insanlar. Onlardan kaçamayacağımı kim bilebilir? Kurtarılamayacağımı? Affedilemeyeceğimi?
Cezamın ertelenmemesi imkânsız.Ah, sizi kötü kalpli zavallılar! Merdivenleri çıkıyorlar!Saat dört!