Tükendi
Gelince Haber VerNey ustaları ney yapacakları kamışı kendileri seçermiş. Binlerce kamışın arasından seçilen kamışlar, bekletilerek demlenir, kendileri gibi olanların arasından sıyrılarak geldikleri yeni yerlerine uyum sağlayabildilerse içleri, en iç’e doğru oyularak temizlenir, daha sonra perdeleri açılırmış… Seçilen ney, bu yolcuğun sonunda İlahi denilen pürüzsüz sesin sahibi olur. Kamışın ney olma hikâyesi tıpkı insana benzer, bu yüzdendir ki Mevlana İlk On Sekiz Beyit’inde; “Dinle, bu ney nasıl şikâyet ediyor; ayrılıkları nasıl anlatıyor. Diyor ki; Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımla erkek de ağlayıp inlemiştir, kadın da.” der.
İnsan da içe doğru derinleşen, arınan, sonra soluk verendir. Cangül Soydemir, Bir de Neyden Dinle, kitabıyla yaşamı bir neyin yolculuğuyla ele alarak anlatıyor. Ayrılıkları, gerçek aşkı, özünü arayan insanı, ince ipek bir kumaşa benzeyen ruhu, bedeni, zamanın sonsuz döngüsünü… Ve en önemlisi de maneviyatı. Çünkü maneviyat gizlidir, kalbini gerçekten açana kendini açar. İnsanın onu görmesini, İdrak etmesini bekler. Ney olmasını ister insanın, binlerce kamışın içinden sıyrılarak hem de. Dünya sonsuz bir okyanus, bu okyanusun içinde kaybolmak yerine özgürce yüzmesini, kendi cinsinden kuşlarla uçmasını…
Yazar, didaktik bir dilden uzak, yalın, samimi ve zarif üslubuyla okurun kendisini Bir de Neyden Dinle’mesine davet ediyor.
“İnsan olma yolculuğu, içinde feryatları, acıları ve sırları barındıran bir zincirleme yol gibi, kökü nereye gidiyor kestirmek zor. Yol nereye varıyor öngörmek kolay değil. Ama özde bir şey, derin bir his, sözcüklerle ifade edilemeyen bir inanç, bir cezbe yola devam etmenizi sağlıyor.”