Tükendi
Gelince Haber VerBir kara devleti olarak tarih sahnesine çıkan Osmanlılar kısa sürede denizle tanıştılar ve onu eski sahiplerinden yavaş ama emin adımlarla teslim aldılar. Karadeniz ve Akdeniz adlarıyla yeniden tanımladıkları iki büyük denize sahip ve hâkim oldular. Artık Osmanlı padişahları *sultân/hâkanü’l-bahreyn* olarak anılıyordu. Akdeniz’de öylesine güçlülerdi ki, iki donanmayı birden sefere gönderebiliyorlardı. II. Bayezid devrinde Kızıldeniz’de baş gösteren ve mukaddes toprakları denizden tehdit eden Portekiz tehlikesi karşısında Memlûkler Osmanlı devletinden yardım istiyor, Osmanlı denizcileri açık denizlere yöneliyordu. Barbaros Hayreddin Paşa’nın Preveze’de Akdeniz hâkimiyetini kesinleştirdiği yıl, Mısır Beylerbeyi Hadım Süleyman Paşa donanmasıyla Süveyş’ten çıkıp Yemen’i fethederek Hindistan’a gidiyor ve Kanuni, bizzat çıktığı Boğdan seferinde Bender’i fethediyordu. 1538 tarihli Bender kitabesine göre artık o, *bahr-ı frenk ve mağrib ve Hind* denizlerinde *gemiler yürüten* bir sultandı. Doğu ve Uzakdoğu’nun ünlü baharat ticaret yolu Osmanlıların müdahalesi sayesinde Portekiz’in bütün çabalarına rağmen eski güzergâhını korumaya devam etti.
Osmanlı donanması çoğu kez İspanya, Venedik, Fransa, Papalık, Ceneviz, Napoli ve Malta gibi denizlerde söz sahibi devletlerin oluşturduğu müttefik Haçlı donanmaları ile tek başına mücadele etti. Bu kitap, Osmanlı deniz politikaları, deniz teknolojisi ve ticaretini ele alan makalelerden oluşuyor. Makalelerin dayandığı Osmanlı belgelerinin çokluğu Osmanlı devletinin denizlere gösterdiği ilginin de bir işareti. 16. yüzyıl sonrasına ait yüzlerce tersane muhasebe defteri, gemi inşası ile ilgili malzemelerin kaydedildiği belgeler, gemilerin donanımı, mürettebatı ve onların yiyecek-giyecek ihtiyaçlarının sağlanması hakkındaki sayısız evrak araştırmacılarını bekliyor. Sadece denizciliğin siyasi tarihini değil, deniz teşkilatını ve deniz ticaret tarihini de aydınlatacak özellikte olan bu engin belge hazinesini doğru okumak ve anlamlandırmak bizi sağlıklı sonuçlara ulaştıracak. Prof. Dr. İdris Bostan, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü öğretim üyesi.