Tükendi
Gelince Haber VerBeyaz Zambaklar Ülkesinde; Rus hatip, gazeteci ve yazar Grigori Spiridonoviç Petrov’un çeşitli aralıklarla çaktığı Finlandiya seyahatlerindeki notlarından oluşan 1923 tarihli kitaptır ve uzun yıllar ulus kimliğine sahip olamamış olan Finlandiya’nın, işgaller, toplumsal eşitsizlikler, yoksulluk ve türlü güçlüklerle karşılaşması ile her açıdan kalkınmasını anlatan, Türkçeye ise ilk kez 1928 yılında Bulgarcadan çevrilen eserdir.
Grigori Spiridonoviç Petrov (1866, Sankt-Peterburg – 1925, Paris), 20. yüzyılın başında Rusya’nın en ünlü papazlarından, en çok okunan halk yazarlarından birisidir ve görüşleri sebebiyle kiliseden uzaklaştırıldıktan sonra kendisini tamamen yazarlığa vermiştir. Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı birçok dile çevrilmiş, Bulgaristan’daki Türk aydınları tarafından Türkiye’ye tanıtılmış ve genç Türkiye Cumhuriyeti’ne ilham olmuştur. Türkçeye ilk kez Ali Haydar Taner tarafından çevrilen “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” kitabı çeşitli kaynaklarda yer alan bilgiye göre Mustafa Kemal Atatürk tarafından askeri okullarda okutulması ve öğrencilere tavsiye edilmesi istenen bir kitaptır.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının fiyat aralığı 8 TL ve özel baskılar dahil 40 TL arasında değişiklik göstermektedir. Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının fiyatını belirleyen faktörler aşağıda listelenmiştir:
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının yazarı Grigori Spiridonoviç Petrov’dur. Grigori Spiridonoviç Petrov, 1869 yılında Petersburg’a bağlı Yamburg kasabasında doğmuştur. Gazeteci, rahip ve yazardır.
Grigori Spiridonoviç Petrov, 17 yaşında din okulundan, 22 yaşında ise Peterburg İlahiyat Akademisi’nden mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından da din görevlisi olarak kilisede çalışmaya başlamıştır. Kilisedeki görevinin yanı sıra Mihaylov Harp Okulu, Aleksandrov Lisesi, Teknik Okulu ve Peterburg’un farklı liselerinde öğretmenlik yapmıştır. Bir hatip, gazeteci ve hoca olarak tanınan ve ünü artan Grigori Petrov, Çarlık ailesi tarafından prensleri eğitmesi için de saraya davet edilmiştir. Fakat bir süre sonra kilise yöneticileri ile fikir ayrılıkları yaşamaya başlamış, bu durum kilise yöneticilerini rahatsız etmiş ve 1903 yılında kilisedeki görevi ve okullarda verdiği dersler elinden alınmıştır. Çarlık ailesindeki prenslere ders verdiği işinden de ayrılmak zorunda kalmıştır.
Grigori Petrov, 1907 yılında Petersburg çevresinde bir manastıra sürgün edilmiştir ve bu sürgüne gerekçe olarak da “zararlı gazetecilik faaliyetleri” gösterdiği öne sürülmüştür. Grigor Petrov, sürgün esnasında adaylığını koymadığı halde Rusya’nın ikinci Duma’sına milletvekili seçilmiştir. 1908 yılında ise Kilise yönetimine hitaben kaleme aldığı mektupta yapmış olduğu eleştiriler nedeniyle Kiliseden aforoz edilmiş, kendisine karşı açılan dava sonucunda ise din görevlisi olmaktan ihraç edilmiş, 7 yıl Peterburg ve Moskova’da yaşaması yasaklanmıştır. Tüm bu cezaların yanı sıra da 20 yıl boyunca devlet işlerinde çalışması yasaklanmıştır.
Grigori Spiridonoviç Petrov, döneminde oldukça ünlü bir isimdir ve papazlık rütbesi alındıktan sonra bu ünü daha da artmıştır. 1908 yılından itibaren yaşamına Kırım’da devam etmiş ve hem Rusya hem de yurt dışındaki farklı ülkeleri gezerek çok sayıda konferans vermiştir. Grigori Spiridonoviç Petrov’un bu gezileri sırasında en çok etkilendiği yer Finlandiya’dır. Ülkesindeki ünü yurt dışında vermiş olduğu konferanslarla başka ülkelere de yayılmaya başlayan Petrov’un yazıları, her gün “Russkoye slovo” isimli gazetede yayımlanmıştır. Kitaplarının çeviriler vasıtasıyla Balkan ve Avrupa ülkelerinde okunmaya başlaması da yazarın yurt dışındaki tanınırlığını artırmıştır.
Grigori Spiridonoviç Petrov, 7 Kasım 1917 yılında gerçekleşen ve Ekim Devrimi, Bolşevik Devrimi, Rus Devrimi ve Büyük Ekim Sosyalist Devrimi isimleri ile anılan, iktidarın Lenin önderliğindeki Bolşeviklere geçmesini sağlayan ve Sovyetler Birliği’nin kurulmasına sebep olan Ekim Devrimi’nden sonra Bolşevikleri rahatsız eden görüşleri sebebiyle çeşitli baskılar yaşamıştır. Bu ihtilalin doğurmuş olduğu kargaşa nedeniyle yakınlarını ve oğlunu kaybeden Grigori Petrov, kendi hayatını 1920 yılında Kırım’dan kalkan ve içinde ülkeden kaçmaya çalışan Denikin Ordusu mensuplarının da bulunduğu son gemiye binerek kurtarmıştır. Gemiye bindiğinde ayakkabıları olmayan ve üzerinde pijamaları bulunan yazar, İstanbul’dan geçtikten sonra kısa bir süre Gelibolu’da kalmış ve daha sonra da bir grup Rus göçmen ile birlikte Yugoslavya Krallığı’na geçmiştir. Yugoslavya Krallığı’na geçtikten sonra yöneticiler tarafından büyük bir ilgi ile karşılanmış, Belgrad Üniversitesi’nde profesör olarak görevlendirilmiştir.
Grigori Spiridonoviç Petrov’un sağlığı 1925 yılında kötüleşmiştir ve yazar Petrov, mide kanseri sebebiyle ameliyat olmak için devlet tarafından Paris’e gönderilmiştir. Fakat iyileşemeyen yazar 18 Haziran 1925 tarihinde, henüz 59 yaşında vefat etmiştir. Ölümünün ardından yazarın naaşı yakılmış ve naaşının külleri eşi ile kızının yaşadığı Novi Sad kasabasında defnedilmiştir. Buradaki mezarı daha sonra kızının isteği doğrultusunda Münih şehrinin Ostfriedhof Mezarlığına nakledilmiştir.
Grigori Spiridonoviç Petrov’un kitapları, Bulgaristan’da yaşayan arkadaşı Bojkov’un kurduğu “Petrov Kültür ve Eğitim Cemiyeti” sayesinde Bulgarcaya çevrilmiştir. Eserleri Bulgarca’da yayımlanan Petrov, bu ülkede büyük bir ilgi görmüştür. Özellikle de 1925 yılında yayımlanan "Beyaz Zambaklar Ülkesinde (Finlandiya)" isimli eseri Bulgaristan’da büyük ses getirmiş, Bulgar Eğitim Bakanlığı tarafından kitlelere önerilmiştir. Bulgaristan’daki bu ünü orada yaşayan Türklere de etki eden Grigori Spiridonoviç Petrov, Türkiye’ye göç eden Bulgaristan Türkleri aracılığıyla Türkiye’ye de tanımıştır. 1928 yılında 3 kitabı Bulgarcadan Türkçeye çevrilmiş ve yayımlanmıştır. Özellikle de Ali Haydar Taner’in çevirisi ile yayımlanan "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" isimli eseri, Bulgaristan’da olduğu gibi Türkiye’deki aydınların da dikkatini çekmiştir. Kitabın içinde yer alan fikirler çok beğenilmiş ve ülkede uygulanması gereken bir eğitim ve kalkınma modeli olarak düşünülmüştür. 2008 yılına kadar dört defa Türkçeye çevrilen bu eser en az 41 defa baskı yapmıştır. Günümüzde de Grigori Spiridonoviç Petrov’un en çok bilinen ve okunan eserlerindendir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı 140 sayfadan oluşmaktadır. Yayınevi ve özel baskılara göre sayfa sayısında değişiklik olabilmektedir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı bir gezi yazısıdır. Bir diğer adı da seyahatname olan gezi yazıları, gezen gören bir kimsenin gördüğü yerleri anlattığı yazılara verilen isimdir. Bu yazıları tarih, coğrafya, edebiyat ve toplum bilimi gibi alanlar için yararlı kaynaklardır. Oldukça eski ve köklü bir tür olan seyahatname türünde eser vermiş en ünlü isimlerinden ikisi Marco Polo ve İbni Batuta’ dır. Türk edebiyatında ilk gezi kitabı olarak kabul edilen eser ise Seydi Ali Reis’ in "Miratül-Memalik" adlı eseridir. Edebiyatımızın gezi türünde en ünlü eseri ise Evliyâ Çelebi’nin "Seyahatnâme" isimli on ciltlik eseridir.
Gezi yazısı veya seyahatname türünde, yazar gördüğü yerleri edebi bir dille anlatmaktadır. Genellikle bu tür yazılarda betimleme tekniği kullanılmaktadır ve bu türde yazarın kendi düşünceleri önemli bir yere sahiptir. Birçok gezi yazısında kronolojik zamanlı plan uygulanmaktadır. Gezi için yapılan hazırlık; yolculuk, yolculuk esnasında yaşanan veya şahit olunan ilgi çekici olaylar; varış ve varıştaki ilk izlenimler anlatılmaktadır. Gezi yazısı türünün çeşitli özellikleri aşağıda listelenmiştir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı Rus yazar, Grigory Petrov’un çeşitli zamanlarda çıktığı Finlandiya seyahatlerindeki notlardan oluşan kitabıdır. Yazarın en ünlü eseri olan kitap 1800’lerin son yıllarında Finlandiya halkının içine düştüğü durumu, cehaletten kurtulmak için başta Johan Vilhelm Snellman olmak üzere ülkedeki aydınların vermiş olduğu büyük mücadeleyi konu etmektedir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı basıldığı 1923 yılından bugüne kadar birçok dile çevrilmiş ve birçok okurun beğenisini kazanmıştır. Saraybosna’da basılan eser, yayımlandığında büyük bir ilgi ile karşılanmış ve 1925-1930 yılları arasında çeşitli bakanlıklar tarafından halka tanıtılmış ve okunması için çaba gösterilmiştir. Türkçeye ise ilk defa 1928 yılında yayımlanan eser 1930 yılında yeni alfabeyle tekrar yayımlanmıştır. Ülkemizde en çok çevrilen ve yayımlanan yabancı kitaplar arasında yer alan "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" yayımlandığı dönemde Türk aydını ve Türk bürokrasisini etkilemeyi başarmış bir eserdir. Kitabın içerdiği fikirler uygulanması gereken bir eğitim ve kalkınma programı olarak kabul edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk tarafından askeri okullarda okutulması ve öğrencilere tavsiye edilmesi istenen eser, Osmanlı-Türk kadın hareketinin öncülerinden Şükufe Nihal Hanım’a Finlandiya’yı gezmesi ve "Finlandiya" isimli eserini yayımlaması için de ilham kaynağı olmuştur.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde eseri Finlandiya’nın “kuruluş” hikâyesidir ve az sayıdaki aydının rehberliğinde halkın her kesiminden insanın örneğine sık rastlanamayacak bir gayretle ülkelerine sahip çıkışlarını anlatmaktadır. Ulusal uyanış anlatısı olarak da kabul edilen eser Petrov tarafından Bulgar aydınlarına ithaf edilmiştir. Grigori Spiridonoviç Petrov’un akıcı bir dille kaleme aldığı "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" eserinden alınan "Ülke insanının çoğunluğunun eğitimden yoksun bırakılmış olması bir cinayettir. Devletin kendi kendini yok edişi, intihar etmesi demektir." alıntısı kitabın konusunu anlamada yardımcı olmaktadır.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabında yer alan karakterler hayal ürünüdür. Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabında yer alan karakterler aşağıda listelenmiştir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı tüm kitapseverler için uygundur. Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı, birçok dile çevrilmiş ve kitapseverin beğenisini kazanmış bir eserdir. Birçok lider ve yetkili kişi tarafından okunması tavsiye edilen eserlerdendir. Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabını okuyabilecek yaş grupları aşağıda listelenmiştir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabının okurların kişisel gelişimine sağladığı katkılar aşağıda listelenmiştir.
Kitaplar basılı veya el yazılı kâğıtların ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmesiyle oluşmuş bilgilenme ve kültürel gelişme aracıdır. Hem görsel hem de içerik bakımından sanat yapıtı olarak kabul edilen kitaplar için yapılan kapak tasarımının eserin konusuna uygun olması gerekmektedir. Kitap kapakları, hem içerikle uyumlu olmalı hem de görseli ve yazıyı birbiri ile birleştiren bir düzene sahip olmalıdır. Okurların kitapla ilk karşılaşması kapak üzerinden olmaktadır. Kapakta kullanılan görsel hem konuyu hem de konunun anlamını görsel açıdan estetik bir biçimde yansıtmalıdır. Okurların birçoğunun kitap seçimi yaparken kapakları dikkate aldığı bilinmektedir. Bu nedenle kapak tasarımı, kitapların satışını etkileyen faktörler arasında da önemli bir yere sahiptir. Kitap kapakları okuyuculara hitap edecek şekilde tasarlanmalı, kitap hakkında olumlu bir izlenim oluşturmalıdır.
Kitap kapağı tasarımını illüstratör, tasarımcı veya grafik tasarımcı yapmaktadır. Tasarımı yapan kişi kitap hakkında bilgi sahibi olmalı ve kitap içeriğini görsel açıdan yorumlayarak kapağa yansıtabilmelidir. Kitap tasarımını bilen ve tasarım konusunda yetenek sahibi tasarımcıların tasarladığı kitap kapakları eserlerin ön plana çıkmasına katkı sağlamaktadır.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı için kapak fotoğrafının çizilme aşamaları aşağıda listelenmiştir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabı için kullanılan malzemeler ve bu malzemeler kullanılırken dikkat edilmesi gerekenler aşağıda listelenmiştir.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabına benzer diğer eserlerden bazıları aşağıda listelenmiştir.
Grigori Spiridonoviç Petrov benzeri diğer yazarlardan bazıları aşağıda listelenmiştir.