Tükendi
Gelince Haber VerPuntila Ağa ve Uşağı Matti (Ç.: Yılmaz Onay) Brecht bu oyunu, Finlandiya`da geçirdiği göçmenlik yıllarında, Fin oyun yazarı H. Wuolijoki`nin bir halk masalından yola çıkarak hazırladığı bir oyun taslağına dayanarak yazmıştır. Zengin çiftlik sahibi Puntila Ağa, iki kişilikli bir adamdır; içkiliyken cana yakın, insancıl bir kişi, ayıkken katı ve çekilmez bir patrondur; herkesi hırsız görür, insanları aşağılar. İçkiliyken dostu saydığı şoförü Matti ise, patronuyla aralarındaki mesafeyi hep korur. Puntila sarhoş olduğu bir akşam dört işçi kızla evlenmeye, bir ateşe`yle evlendirmek istediği kızını Matti`ye vermeye kalkışır. Matti, evleneceği kızı bir işçi karısı olabilir mi diye imtihan eder, Puntila`nın kızı Eva imtihanda başarılı olamaz. Puntila bundan sonra içki içmemeye karar verir, ancak içkileri yok ederken tekrar içer ve bu kez bütün servetini Matti ile paylaşacağını söyler. Bunun üzerine Matti çiftliği terk eder ve "Su ile yağ birbirine karışmıyor," der, "İnsan isterse bir efendi bulur, yeter ki efendi kendisi olsun." Brecht bu oyunuyla, iki ahlaklı kapitalist düzendeki kişilik bölünmesini, burjuva ikiyüzlülüğünü ortaya koyar. İnsanoğlunun kendi çıkarları söz konusu olduğunda nasıl insani değerleri kaybettiğini gösterir.
Arturo Ui`nin Yükselişi (Ç.: Özdemir Nutku) Brecht bu oyunu bir "gangster oyunu" biçiminde yazma düşüncesine 1935`te New York`ta bulunduğu sırada karar vermiş. Ana oyununun orada provalarını yaparken, ABD`deki organize suç mafyasının aralarındaki rekabetine büyük ilgi duymuş; çetelerin birbirleriyle olan kanlı çatışmalarına ait gazete kupürlerini toplamış. Oyunu, 1940-41`de Finlandiya`da sürgündeyken yazmaya başlamış. Oyundaki gangster argosunu Amerika gangster çevresinden almış. Oyun kahramanlarının kişilikleri, ABD`deki örgütlü suç işleyen kişilerden ortaya çıkarılmış. Oyunda, ünlü gangster Al Capone`un Chicago`daki yükselişinin gerçek öyküsünden alıntılar vardır. Oyundaki "gangster tarihi", belirgin benzetmelerle ve paralel olaylarla Hitler`in yükselişini ve Alman Nazi Partisinin iktidara gelmesini gösterir biçimde kaleme alınmış. Nazi Partisinin kurulması ve güçlenerek iktidara gelmesi, Cumhurbaşkanı Hindenburg`un zaafı, Parlamento Yangını, SA`ların yok edilişi, SA`ların başı Röhm`ün öldürülüşü, Avusturya Başbakanının öldürülmesi, Avusturya`nın ilhakı gibi olaylar sırayla sergilenir. Brecht, Hitler-Gangster benzetmeleriyle olağanüstü bir kara mizah yaratmıştır. Brecht bu oyunla ilgili yazdığı bir yazıda, "Doğru olduğu sürece, çıplak gerçekten korkmayın," diyor ve ekliyor, "Büyük politik suçlular tamamen teşhir edilmeli ve gülünçlüklerinin esası gösterilmelidir. Aslında bunlar `büyük politik` suçlular değil, `büyük suçlu` politikacılardır. Büyük katillere olan saygının artık yıkılması gerekiyor. Egemen sınıflar yeşil ışık yaktı diye, küçük bir serserinin büyük oynamasına izin verilmemeli."
Simone Machard`ın Düşleri (Ç.: Özdemir Nutku) Brecht Finlandiya`da sürgünde olduğu sırada, Almanların hızla Fransa`ya girişlerini izledikten sonra bir Jan Dark oyunu yazmak için not tutmaya başlamış. Tarih Haziran 1940`tır. Naziler Paris`e girmişler, Nazilerden kaçanlar büyük kalabalıklar halinde orta Fransa üzerinden St Martin`e akın akın gelmektedirler. Oyunda, St. Martin`de genç bir Orleanslı Fransız kız, harpte savaşmakta olan erkek kardeşinin yokluğunda, onun yerine bir otele ait bir benzin istasyonunda çalışmaktadır. Bu arada öğretmenin kendisine verdiği Jan Dark`a ait kitabı okur. Kız, savaşın yarattığı gerilimli gecelerde zaman zaman düşler, gündüzleri de hayaller görür; kız Alman ordularının kente geldiği gün kendini Jan Dark olarak görür; içinde halkın kendisini kurtarmaya çağırdığına dair sesler işitir. Kentteki görevlilerle Jan Dark öyküsündeki kişiler arasında parelellikler kurar. Benzin istasyonunu yakmak ister ancak görülünce işten atılır. Almanlar kente girmeden önce, bazı Fransızlar, Almanlara yardım etmek için tuğla harmanındaki benzin deposundan onlara benzin vermeye kalkışırlar; ancak bunu öğrenen kız bu kez depoyu ateşe verir. Kız kaçarsa da Fransızlar tarafından yakalanıp Almanlara teslim edilir. Almanlar, Fransız halkının dayanışmasından korktuklarından, onu Fransız mahkemesinde yargılatırlar. Mahkemede suçu itiraf etmesini isteyen yargıçlara karşısında kız susar, konuşmaz. Mahkeme onu yaptığı eylemin vatanseverlik duygusundan değil, benzin istasyonundaki işinden çıkarılmasından duyduğu öç duygusuyla yaptığına karar verir; yaşı küçük olduğundan onu ıslahevine gönderir. Oyunun olay dizisi, Paris`in işgal tarihi 14 Haziran gecesi başlar ve silahları bırakma anlaşma tarihinde son bulur. Olay dizisinin ayrıntıları, Almanların 1940 yazında Fransa`yı işgal ettikleri dönemdeki olayları ve ilişkileri yansıtır.