Tükendi
Gelince Haber VerCemre, camdan süzülen neşeli güneş ışıklarıyla gözlerini açtı. Ama o güneş kadar neşeli değildi bugün. Aslında her sabah böyleydi.
Uyandığında yatağından hemen kalkmak ona en zor gelen şeylerden biriydi. Birazdan annesi gelecek:
*Haydi bakalım! Okul zamanı.* diyerek onu kahvaltıya çağıracaktı. Yorganını başına çekti, yatağının içinde büzüldü. Üstelik bugün matematik sınavı vardı.
Hayvanları çok severdi Cemre. Altı yaşındayken gittikleri parkta, ağaçta kalmış yavru kediyi kurtarmak için ağaca tırmanmıştı. O da yavru kedi gibi ağaçtan inemeyince çevredekilerin itfaiyeye haber vermesiyle kurtarılmıştı. Dedesi ve anneannesine neler yaşatmıştı o gün.
Cemre’nin annesi eczacı, babası ise mimardı. Annesi, eczanenin telefonu her çaldığında Cemre’nin başına bir şey mi geldi diyerek
panikliyordu. Kaşının üzerindeki dikiş, bacaklarındaki yaralar hep yaramazlıklarından kalan izlerdi.
İyi sevgili okumalar / Baygenç Yayıncılık