Tükendi
Gelince Haber Ver“Hırsızı tutun! Hırsız! Can kurtaran yok mu, yetişin, öldürüyorlar! Aman kanlı katil, yangın var! İmdat feryat! Zabit yok mu? Aman ya Rabbi, ben battım, ben bittim! Elden gittim, aman of adam! Öldürdüler, helâk ettiler! Of, boğazladılar. Boğazımı kestiler, canımı yaktılar, kıydılar, paralarımı aldılar. Acaba kim idi? Ne oldu? Ne deliğe girdi? Nereye gitti? Nasıl saklandı? Ah ne yapsam da bulsam? Ne tarafa koşsam ne yana varsam? Şuracıkta mı? Burada mı yoksa? Kimdir o? Dur! Oğlan, ver paraları, düzenbaz Firavun! Eyvah! Kendim imiş. Ey, ey, ay dertli başım! Aklım darmadağın, kaçırıyorum, aman!”
Evlatlarından ve hatta canından çok sevdiği paraları çalındığından böyle feryat eder cimrilik timsali Azarya. Diğer taraftan; mutlu olmak yerine soyluluk kazanmak için yaptığı evlilik karısının hoppalıklarıyla başına dert açtığında kendisine aşağıdaki gibi çatar Yorgaki Dandini:
“Ah, Mastro Yorgi, ah belalı Yorgaki Dandini! Sen kendin ettin bu haltı, bu büyük halt senin amelindir. Çek de münasip olsun. Şimdi evim başıma zindan oluyor. Kendi deliğime sokulayım desem baş ağrısı hazır. Bela karşıma çıkar.”
Yukarıdaki paragraflar ilk kez Ahmet Vefik Paşa tarafından Türkçemize kazandırılan Molière’in “L’Avare” ve “George Dandin” isimli iki ünlü komedisinden. Paşa yaptığı çevirilerde asıl eserlerdeki orijinalliğe sadık kalmakla birlikte özgün karakterler, çevre ve dil yaratmaktan da sakınmaz. Böylece Harpagon Azarya, George Dandin ise Yorgaki Dandini olarak hayat bulur onun kaleminde. Her biri diğerinden kusurlu bu iki karakter sebep olduklarıyla güldürür, düşündürür ve ibret verir.
Ahmed Vefik Paşa’nın Molière anlatılarından hareketle yarattığı eğlenceli, haraketli ve renkli dünyalarda yaşanacaklara tanık olmak için elinizdeki kitabın kapağını kaldırmanız yeterli. Gecikmeyin zira perde açılmak için sizi beklemekte!