Eğer sen benden önce ölecek olursan, senin hakkında bir kitap yazacağım.Askerler Ağlamaz,ağırlıklı olarak otobiyografik bir yapının varlığını hissettiren bir roman: Quentin, Julian ve Angelica, ressam Vanessa Bell’in çocuklarıdır. Vanessa ve kız kardeşi Virginia Woolf, önceki yüzyıl İngilteresinde, 1920’lerde ve 30’larda yaşamış ve ürün vermiş cüretkâr sanatçıların mensup olduğu meşhur Bloomsbury grubunun da başlıca karakterleridir. Bu eksantrik yazarlar ve ressamlar zümresinin, kendi bildiklerince bir yaşam sürdürdükleri; rengarenk, çocukların hürce yetiştiği, esin perilerinin mesken tuttuğu zengin bir dünyadır burası.Askerler Ağlamaz’da, kardeşi Julian’ın orduya katılmasından önce çocukluklarını birlikte geçirdikleri on iki yılını anlatır Quentin. 1925 yılında gidip yerleştikleri İngiliz kırlıklarındaki göz kamaştırıcı güzellikteki evleri Charleston’da yaşananları okurla paylaşan Quentin’in roman kişileri de doğal olarak bu evin birbirinden renkli sakinleriyle, evin hiç eksik olmayan, bir o kadar renkli ve fazlasıyla eksantrik Bloomsbury grubu üyeleridir.Ne ki, mazinin derinliklerinden apansız kopup gelen bir yalan günün birinde kendiliğinden dökülüverir ortaya; dahası herkesi derinden sarsacak, etkisi muazzam olacak ve basbayağı her şeyi alt üst edecek türden bir yalandır bu...Eserleri Türkçe, Almanca, Fransızca, Katalanca, İtalyanca ve İngilizce gibi birçok dile çevrilen Kromhout, De Volkskrant, Vrij Nederland gibi ulusal gazete ve dergilerde edebiyat üzerine kaleme aldığı yazılarıyla tanınıyor. 2010’da okuruyla buluşan ve Theo Beckman Ödülü’ne layık görülen Askerler Ağlamaz, Dioraphte Jongerenliteratuur ve Kinderboekenwinkel ödüllerinin de adayları arasındaydı.