Tükendi
Gelince Haber VerPeygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) diliyle; Hz. Âdem ile başlar Kudüs’ün/Mescid-i Aksâ’nın tarihi... Neredeyse insanoğlunun dünya serüvenine denk...
Şehre ismini veren mabed, Mescid-i Haram’dan (Kâbe’den) kırk yıl sonra yapılmıştır. Her iki mescidin arasındaki mesafe yaklaşık 1500 km’dir ama Mekke’den Kudüs’e km’lerin hiçbir önemi yoktur. Çünkü Beytullah’tan Beytü’l-Makdis’e mabedlerin, Halilullah’tan Habibullah’a dede torun peygamberlerin, Tahiyyat’tan Amene`r-Rasûlü’ye dualarla vahyin, Emeviler’den Osmanlı’ya İslam tarihinin, kültürünün şahidi, farklı inançları tek bir kaya etrafında buluşturan, dört kitabın okunduğu ve mi‘racın konağı bir şehirdir Kudüs.
Sadece mi‘racın konağı değil, aynı zamanda ümmetin mi‘racının da sembolü olan Kudüs, bizim her şeyimizdir. Çünkü milletinden olmakla iftihar ettiğimiz Hz. İbrahim’in (as) Kâbe’yi yapmaya gitmeden Kudüs’e uğradığı gibiümmetinden olmakla şeref duyduğumuz Hz. Muhammed (sav) de sanki iade-i ziyaret edercesine Kâbe’den Kudüs’e gelerek Kudüs’ü ümmetinin kalbine bir iman bağıyla âdeta düğümlemiştir.
Geçmişte Yahudilerin, bugün ise Müslümanların yürek sızısı... Geçmişine ağıt yakanlar, yeni ağıtlar yakacak nesilleri geleceğe miras bırakıyor. Bu yönüyle tarihin tekerrür sahnesidir Kudüs.
Karen Armstrong; *Müslümanlar en baştan itibaren Kudüs’e dair kapsayıcı bir vizyon geliştirdiler. Başkalarının ne varlığını, ne de kutsalını inkâr ettiler. Bu kuşatıcılık bugün zulüm altındaki Kudüs için acil bir ihtiyaçtır.* der.
Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı adlı kitabında; *Gözyaşının hiçbir faydası olmadığını anlamak için, Yahudilerin Kudüs`te yüzlerce yıldan beri her cumartesi günü başlarını dayayıp ağladıkları taşı ziyaret ediniz: Yüzlerce yıllık gözyaşı, bu ağlama duvarını bir santim aşındırmamıştır.* dediği gibi Kudüs için sadece ağlamak çözüm değildir. Kudüs’ü tanımalı, görmeli, sevmeli ve sahip çıkmalıyız.
Rasulullah’ın burağıyla Mekke’den Kudüs’e katettiği bu kutlu yol, inşallah kıyamete kadar ümmeti tarafından yürünecek ve yürünmeye devam edecek, 15 Temmuz 1099/15 Temmuz 2016 Haçlı işgalcilerine karşı bu Muazzez Millet, mi’rac ruhunu hep yaşayacak ve yaşatacaktır.