12 Mart 1995 gecesi saat 20.45 sularında Gzaiosmanpaşa’da çevresi köktendincilerin ve faşistlerin egemen olduğu semtlerde kuşatılmış durumda bulunan, Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Gazi Mahallesi’nde, bir içsavaş başlatacak olayların "fitili" ateşleniverdi.Birey kimlikleri belirsiz olmakla birlikte toplumsal kimlikleri açık olan güdümlü kışkırtıcı hainler, otomatik silahlarla Alevi kahvelerini taradı. Siyasal ve toplumsal ayrışmalar-saflaşmalar çerçevesinde niçin yapıldığı karanlık olmayan bu olaya, Alevi halkının tepkisi çok sert oldu. Olayı kınamak isteyenler sokağa döküldü; birey tepkisi toplumsal öfkeye dönüştü. Sokaklarda barikat kuruldu; çok sayıda Alevi can yaşamını yitirdi; yüzlercesi yaralandı; bir milyonun üzerinde insanın yaşadığı yedi mahallede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. "Düne" kadar "can güvenliğine" indirgenmiş olan özgürlük yeniden boyut kazandı; korku ve yılgınlık ortadan kalkarken mücadele ve direnme duygusu paylaşılarak-paylaşıp yaşanarak çoğaldı; dalga dalga kentin varoşlarına yayıldı.