Tükendi
Gelince Haber VerAdli antropolojiye ilgim 2000’li yılların başında tesadu¨fen izlediğim bir belgeselle başladı. Belgesel, ayakkabının şekilsel izlerinin analiziyle adli bir olayın (cinayet) nasıl çözu¨ldu¨ğu¨nu¨ anlatıyordu. Belgeseli izlediğim yıllarda Tu¨rkiye’deki ku¨tu¨phanelere adli antropoloji alanını tanıtan kitaplar yeni yeni gelmeye başlamıştı. Kitapları okudukça bu alanın gelişmesi için yapılması gereken çok şeyin olduğunu anlamaya başlamıştım. Bu nedenle olsa gerek yu¨ksek lisans ve doktora tezlerimi ayak ölçu¨lerinden ve izlerinden kimlik tespiti u¨zerine yaptım. İkibinli yılların başında adli antropoloji tu¨m du¨nyada tanınır haldeydi. Üniversitelerde ve enstitu¨lerde dersler verilmekteydi. Adli antropoloji sertifikası ya da diploması alanların sayısı gu¨n geçtikçe artmaktaydı. Hatta gerek ABD’de gerekse Avrupa’da her yıl du¨zenli bir şekilde gerçekleştirilen Adli Bilim Çalıştaylarında, alanda ortak bir prosedu¨r izlenmesine yönelik kararlar alınmaktaydı. Du¨nyada Adli Antropoloji Kongreleri du¨zenlenmekte, adli antropoloji alanının teknik ve metodolojilerini geliştirmeye yönelik yenilikler tanıtılmaktaydı. Anılan dönemde Tu¨rkiye’de antropolojinin adli olayların çözu¨mu¨ndeki önemi yeni yeni fark edilmekteydi.