Tükendi
Gelince Haber Ver45 SANİYE
“Ben zaten yıllar önce öldüm. Sadece gömülmedim.”
Ağustos 1999. Poyraz, Peri, Yavuz ve Vale, Gölcük’te yaşamakta olan dört yakın arkadaştır. Poyraz, Peri’ye deliler gibi âşıktır, Peri gorilleri seviyor diye sirkten goril kaçırmaya bile kalkışır. Peri de onu çok sever ama birbirlerine bir türlü açılamazlar.
Peri, Poyraz’a onu hiç unutmaması için ucu dolunay şeklinde bir kolye hediye eder.
Poyraz’ın aklına çılgın ve romantik bir fikir gelir: Okullarının çatı katından yalnızca Peri’nin dinleyebileceği bir radyo yayını yapacak, ona olan aşkını bu yayında ilan edecektir. Bunu yapmak için de 17 Ağustos 1999 gecesini seçer…
Bu arada Patron lakaplı gizemli bir adam da yüzyıllardır kayıp olan bir haritayı aramak için Gölcük’e gelmiştir. O gece yaşanan deprem felaketi onun, Poyraz’ın ve Peri’nin kaderlerinin kesişmesine neden olur.
“Poyraz gözlerini bir Peri’ye bir de ufukta, fondaki deniz manzarasında sallanan kolyeye çevirdi. Gümüş dolunay kolyesine vuran güneş ışıkları parıldadıkça çıkan ışık hüzmesinde sanki sevdiği kızın gözlerinin yansımasını görüyor ve Peri’ye tekrar kaçamak bakışlar atıyordu. ‘Bu kolyeyi hiçbir zaman, hiçbir şekilde, hiçbir durumda bırakmayacağım. Söz veriyorum,’ dedi.
Poyraz kolyeye bakarak söz verirken aslında Peri’yi kastediyordu. Sonra sessizce ‘Seni hiç bırakmayacağım, Ay Peri’m,’ diye mırıldandı. Peri kolyeyi Poyraz’a verirken aslında ona kalbini teslim ettiğini biliyordu. Poyraz da Peri’nin kalbini kabul ettiğini. Kolyeyi kimseye göstermeyecekti. İnsan, sevdiğinin kalbini kimseye göstermemeliydi. O da öyle yapacaktı. Onu en mahrem sırrıymış gibi gözünden bile sakınarak saklayacaktı.”