Tükendi
Gelince Haber VerOsmanlı idaresi, bilhassa 2. Abdülhamid devrinde bir cezalandırma yöntemi olarak sürgüne sıklıkla başvurmuştun. Tehdit telakki edilen pek çok kimse sadakatsizlik, muhaliflik, muzır [zararlı] neşriyatta bulunmak ve muzır fikirlere sahip olmak gibi gerekçelerle sürgüne gönderilmiştir. Sürgün cezasından murat, menfinin merkezden uzaklaştırılması ve menfâsında ıslah-ı nefs etmesidir. Bu beklenti çoğu zaman gerçekleşmemiş, sürgüne gönderilenlerin muhaliflikleri keskinleşmiştir. Jön Türk hareketiyle bağlantılı sürgünler, muhalefeti kurumsallaştırmış, dinamik bir hüviyete kavuşmasını sağlamışlardır.
2. Meşrutiyet`in ilanı akabinde teşkil olunan Meşrutiyet hükümetleri de, huzursuzlukların def`i için, eleştirdikleri Abdülhamid`in uygulamalarını andıran politik bir tavırla hükümete, meşruti idareye, Cemiyet`e vs. muhalif olduğu düşünülen pek çok kimseyi sürgün başta olmak üzere çeşitli cezalara çarptırmıştın 31 Mart ve Mahmut Şevket Paşa`nın katli gibi kritik hadiselerden sonra sert tedbirler alınmış, idareten ya da Divân-ı Harb-1 Örfi kararıyla pek çok kimse sürgün edilmiştir.
2. Abdülhamid, "sisteme dahil etme siyaseti" [cooptation] güderek memuriyet vermek suretiyle de sürgün cezası uygulatmış, menfi şahısları me-muriyetle sistemin içerisinde tutmak istemiş, bu suretle menfinin "ıslah-ı nefs" etmesini beklemişti. Meşrutiyet hakümetleriyse bunu tercih etmemiş, genellikle tasfiye metoduna başvurmuştur.
Elinizdeki eserde, 2. Meşrutiyet dönemindeki siyasî çekişmelerin bir sonucu olan siyasi sürgünlerin; sürgün gerekçeleri, sürgün yerleri [menfâları], menfâlara sevkleri, menfilerin hükümetler den talepleri, iktidarın menfilerden beklentileri, menfilere yönelik çıkartılan aflar, menfilerin menffilarındaki hayatları ve menfilerin muhalif oluşumlar içerisindeki yerleri üzerinde durulmaktadır.