Bir ayrılığın kavuşmasındaki sır gibi bir gecenin aydınlığıdır kırmızı... Çoğalmanın içinde azalarak kaybolmaktır. Azaldığın her saniyede kendini bırakmaktır. Savaştır, aşktır, yaşamdır ve bunları anlamlaştıran şehvettir kırmızı... Soğuk bir havada söndüremediğin kordur, korkudur kırmızı... Ölümdür, yok oluştur, kandır, korkudur, savaştır... Sevdiklerimizin bir anda kaybolmasıdır... Ama aynı zamanda da doğumdur kırmızı... Yani sadece bir renk değildir Kırmızı... Kavga ve davadır aynı zamanda... Gururdur bazen kırmızı, bazen de asalettir. Kimi zaman yok olmak, kimi zaman varlığı bulmaktır, mutlakıyete kavuşmadır. Tutkudur kırmızı... Hayata ve her şeye karşı koymaktır. Bazen isyandır, bazen de teslimiyettir.... Acıdır kırmızı... Kandır, lekedir. Matemi hep siyah anlatır ya... Aslında matem kırmızıdır. Dökmeye cesaret edemediğimiz gözyaşının rengi yok deriz ya... Onun da rengi kırmızıdır... Yani hayattır, yaşamın ta kendisidir... Kırmızıyı en iyi yaşayanların öyküsüdür Kırmızı...