Tükendi
Gelince Haber VerBu sayıda, Metin Cengiz`in 2015 yılında başkent Hanoi`de düzenlenen 2. Asya-Pasifik Şiir Festivali’ne katılmak üzere gittiği Vietnam izlenimlerini okuyacağız. Bu sayının şair dosyası Yücel Kayıran. Mehmet Akif Tutumlu, Yavuz Özdem ve Tamer Öncül şiiri üstüne düşünüp kaleme alırken söyleşi genç şair arkadaşımız Esma Özlen tarafından yapıldı. Çayan Okuduci başka genç şair Cenk Kolçak şiirleri üstüne yazdı. Doğan Fuat Kıbrıslı şair Senem Gökel şiiri üstüne yazdı. Bazen Bir Şiir Köşesinde Yavuz Özdem Kadir Aydemir`i konuk etti.Söyleşi Şiirden`den. Şiirleriyle Misak Metsarents Valeriu Stancu, Maria Sameiro de Sarroso, Amir Or, Girgis Shoukry, Mihemed Omer Osman, Sakineh Asadzadeh, Günel Altıntaş, Metin Cengiz, Zeynel Çok, Hayri Yetik, İrfan Yıldız, Elçin Sevgi Suçin, Senem Gökel, Müesser Yeniay, Sezgin Öndersever, Ahmet Tığlı, İsmail Biçer, Çavlan Gençer, Ali Tirali, Nazan Şahin, Sadık Ay, Cem Kolçak, Onur Koca, Cansu Aydın, Yunus Emre Akkın, Eren Şahin, Kadir Aydemir, Muhammed Yakubi. Çeviri: Bedros Dağlıyan, Metin Cengiz, Ruhsan İskifoğlu, Çayan Okuduci, Sakineh Asadzadeh.
Birey-toplum diyalektik ilişkisi günümüz yazarları, şairleri ve sanatçıları açısından çok daha büyük önem taşımaktadır? Zira ne yazık ki bütün dünyada ve de ülkemizde insanı toplumun dışında iç dünyasıyla ele almak ve öyle göstermek bir marifet, yüksek sanat tekniği olarak gösterilmekte, aydınlar bu doğrultuda işlenmektedir. Toplumsal yapı çözümlemeleri küçümsenmekte, insanı bu yapı içinde kavramak ve anlamak bahsi alaya bile alınmaktadır. Özellikle *yazınsal metnin kendi kendini ürettiği* biçimindeki yanlış anlayışlarla da pompalanmakta ve insan tekyanlı verilmektedir. Romancılar arasında pek yaygın olan, toplumsal yapımızdan kaynaklı ve günümüze özgü politik sonuçlara yol açan ve şablon haline gelen (alevi-Kürt-İslam-laiklik-cinsellik bağlamında) konulara göre insanı ele almak yazarı, sanatçıyı, şairi kısır bir fasit daire içine itmiş, yazın hayatı verimsizleşmiştir.
Metnin kendi kendini ürettiği safsatasına gelince… Metin kendi kendini üretmez, metin kendi anlamını üretir. Metin neyse odur ve bir metin kendi anlamını içerik olarak sahip olduğu zenginliğe göre üretir. Yani metne içeriğinde olmayan şeyle anlam yükleyemeyiz. Bir metnin böyle anlam üretme veya ek metin üretme gibi bir yetisi yoktur. Bu anlam ve bağlamda sanat yapıtının anlamı, iletisi (mesajı), içeriği o sanat yapıtının kapsamında/kendisinde oluşur. Bir metnin kapsamında olmayan bir anlamı siz üretemezsiniz. Yorumladığınızda bile yoruma esas yine metindir. Metin buna uygun değilse yorum atmasyondur. Yani bir metnin insanla, toplumla, düşünceyle ilişkisi kendi içinde aranır. Uydurulamaz.
Metnin ucu açıklığı, anlam bakımından üretkenliği de böyle anlaşılmalıdır. Okuyanın metinden çıkardığı insan, toplum vb’na dair anlam kültürel farklılıklara göre ya da hakeza okuyucudan okuyucuya, değişir, değişebilir, zenginleşir veya cılızlaşır demektir bu. Yani farklı açılardan yapılan okumalara uygun ise metin buna göre, yani kurulan bağlam ilişkisine göre anlam üretir, üretebilir.
Özdemir İnce’nin Yaşar Kemal Türkiye’dir adlı kitabında altını çizdiğim bazı metinler bu konuda oldukça açımlayıcı. 74-80. sayfaları arasında yer alan makale meseleyle ilgilenenler için oldukça öğretici. Ben yalnızca şu üç cümleyi alıntılamak istiyorum:
1-La poésie, c’est le langage dans sa fonction esthétique (Roman Jakobson): Şiir, estetik işlevinde (estetik işlevi olan) dildir (dilyetisidir).
2-La fonction esth’tique du langae, c’est fiction: dilin (dilyetisinin) estetik işlevi, yapıntıdır.
3-Le message s’immobilise dans l’existence autosuffisante de l’ouvre d’art: Mesaj, sanat yapıtının kendi kendine yeterli varlığında durur.
Metin Cengiz’in festival yazıları devam ediyor. Geçen sayıda verdiğimiz 2008 Frankfurt Kitap Fuarı ile ilgili anılarından sonra bu sayıda Vietnam’daki 2. Asya-Pasifik Şiir Festivali’ ile ilgili anılarına yer veriyoruz. Şiire festivaller ve şiir ile ilgili etkinlikler de dahildir.