"Hepimiz ama hepimiz başka şeyler yapmak istedik ve kaybolduk, Lucy. Yapmayı başardıklarımızla tatmin olup gidiyoruz. Aileler kendi farklılıklarımızı keşfetmeye yükümlü kılıyor bizi. Sen zengin bir yoksulu yoksul bir zengin için terk ettin."Tolstoy’un Anna Karenina’nın açılışındaki, "Bütün mutlu aileler birbirine benzer, mutsuz olan her aile de mutsuzluğunu kendine göre yaşar," cümlesinden yola çıkıyor Fuentes. Bütün Mutlu Aileler, çağdaş Meksika’nın tezatlarla dolu dokusunun aslında ne kadar evrensel olabileceğini gösteriyor okura.Kitabı oluşturan on altı öyküde Carlos Fuentes Meksika toplumunun aile yapısını tanımlayıp sorgularken Meksikalıların kimliğini oluşturan travmaların kökenini de arıyor. Meksikalıların aile anlayışı, dinin günlük hayata işleyişi, sınıflar arası geçişin zorluğu, şiddet hiyerarşisi gibi temaları gençler, yaşlılar, yerliler, çiftçiler, cumhurbaşkanları, eşcinseller, sörfçüler gibi çok farklı karakterler aracılığıyla aktarıyor. Her öykünün ardından gelen "koro" ile eşleştiği eserde, Meksika’nın sömürge geçmişinin kalıntısı ataerkil yaralar rengini belli ediyor.